ilk heyecanlar👤

581 150 603
                                    

Giriş


Yine bir pazartesi sabahı, hani böyle mışıl mışıl uyurken yastığınızın altında ya da sehpanızın üstünde titreşerek çalan bir sesle gözlerinizi aralarsınız ya...
Ya da uyanmam lazım diye düşünürken annenizin sesi...
Benim annem olmadığı için ya da ile başlayan bir seçeneğim olmadı.
Hayatımda ki en önemli kararları yurt müdürümle ya da öğretmenimle verdim. Fakat artık kararlarımı kendim vermem gerekiyor çünkü artık öğrenci değil bir banka memuruyum.

1.Bölüm

18 yaşımda kaldığım yurttan ayrılmam gerektiği ve bütün okul arkadaşlarım gibi bir üniversiteye yerleşebilme düşüncesiyle belki de hayatimin en büyük hatasını yaparak puanımın yettiği bir bankacılık bölümüne tercih yap mistim.

Ve 2.tercihim olan bölüm gelmişti.

O zaman ki sevincim mutluluğum şimdi ki pişmanlığım kadar büyük değil ne yazık ki. Tercihler açıklanmış beni defalarca uyaran yurt öğretmenimizi dinlemeyip tercih verdiğim bölüm için okul kaydımı yapmaya gitmem gerekiyordu.

2 hafta sonra artık başka bir şehirde olacaktım. Bu demek oluyordu ki yurttan tamamen ayrılacaktım ve bir daha göremeyeceğim bir çok arkadaş bırakacaktım arkamda. Hâlbuki hayatimin en zor ve en mutlu günleri geçmişti burada.

Üzgünlüğüm mutluluğuma engel olamıyordu kendimi bir şeyler basarmış özgürlüğe koşuyor gibi hissediyordum.

Otogara geldiğimde yanımda sadece 2-3 oda arkadaşım ve yurt müdürümüz vardı. vedalaşma faslından sonra otobüse binip 26 numaraya oturdum.

Pencereden onları son bir defa selamlayıp otobüsün hareket etmesini beklerken benim gibi bir kaç kişi daha olduğunu fark ettim.ama onların ailesi vardı yanlarında ve benim buruk tarafım yine hüzünlenmişti. Çocukluğum ve ailem hakkında 2 yaşındayken beni yurda bırakıp bir daha arayıp sormayan babam dışında bildiğim bir şey yok. Ama o filmlerde ki ailesinden nefret eden kendisini bıraktıkları için öfke dolu olan çocuklardan olmadım hiç belki de öyle olmam gerekiyordur bilemiyorum...bilmediğim tanımadığıma insanlardan nasıl nefret edecektim...belki yasamıyorlardır artık diye düşünsem bile sokakta gezinirken gördüğüm her insani kendime benzetmeye çalışmak çok can yakıcıydı. Ama artık bunlar çok geride kalmisti. Herkes ailesiyle büyüyemez. Bazıları tek başına aile olmak zorunda bırakılır.

Okul hayatim herkes sınıfta ki ne çalışkan ne tembel öğrenciler gibi geçti. Ama ben çalışkan öğrenci olmak içinde çabalamadım. Yaşananlara karsı tepkisiz Kalmamı arkadaşlarım pısırıklık olarak nitelendirse de ben fikirsizlik ya da yorumsuzluk olarak nitelendirdim. Arkadaşlarım derken öyle çok arkadaşı olan sosyal biri sanmayın sakın sadece sınıfta ki öğrencilere arkadaş demek zorundasındır bilen bilir.

Ama çok yakın bir arkadaşım var ki.

Hayatimin tek merkezi...

Hülya...

Çok farklı bir karaktere sahip, boylu poslu ince belli dediklerimizden. kumral uzun saçları bir de çok güzel bir burnu var.

Onunla birbirimizi asla bırakmayacağız diye bir söz vermiştik birbirimize. Ve üniversiteyi ayni şehirde kazanmamızda bu sözü tutacağımız anlamına geliyordu.

Ardahan yolcusu kalmasın...

Hülya yarin gelecekti onun bir babaannesi var ziyaret etmesi gereken. Yaşlı ve hasta bir kadın.

TESADÜF #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin