Çok fazla ara verdim çok üzgünüm önceki bölüme tekrar bakın çünkü ben bile hikayeyi unutmuşum :Dd
Sabah gözlerim duyduğum fısıltılar ile kendiliğinden açıldı. Bangtan ,Jimin hariç, tam karşımda durmuş bana bakıyordu. Jimin yoktu çünkü kollarını belime bağlamış kafasını da göğsüme yaslamış bir şekilde uyuyordu.
Jin'in telefonundan gelen fotoğraf çekme sesiyle ona döndüm. Jin burukça gülümseyip telefonunu arkasına sakladı. Hepsi pijamalı ve uykulu bir şekilde bize bakıyordu. Şimdi tam şu anda kaçıp gitmek istiyordum ama Jimin bana yapışmıştı ve hareket etmem imkansızdı adeta bir koala.
Beklenen soru Taehyung'dan geldi.
"Dün gece burada mı kaldın?"
Soru biraz ani olunca ne söyleecğimi bilememiştim.
"Evet ama yani düşündüğünüz şey değil sadece-"Yoongi sözümü kesti "Düşündüğümüz şey ney ki?"
"Ya şey...yani sadece uyuduk." Utanmıştım. Ve Jimin bunca konuşmaya asla uyanmıyordu. En sonunda kollarını kendimden ayırıp yatakta oturur pozisyona geçtim.
"Saat kaçta geldin buraya?"Yoongi beni sorgulamaya meraklıydı heralde.
Jimin'i alnından dürtüp yataktan kalktım.
Yoongi'nin sorusunu cevapsız bırakıp hoodiemi giymek için odanın diğer ucuna gittim.
"Hepinizin ne işi var burada?"
Jimin sonunda kalkmıştı.Çocuklar beni kaptıyordu hepsi önümden çekilince Jimin beni gördü.
Kaşları havalanmıştı.
"Asıl senin ne işin var burada?"Şok olmuş bir şekilde ona baktım. Dün söylediklerini hatırlamıyor muydu?
"Jimin sen dün geceyi hatırlamıyor musun?" Sessizce sorduğum cümle odada kayboldu.
Jimin suratıma anlamsız bakışlar atarken bir anda gülmeye başladı. Kaşlarım çatık ona bakıyordum. Çocuklar da bizi izliyordu. Şaka mı yapmıştı?
Jimin yatakta ayağa kalkıp elini beline koydu ve bağırmaya başladı.
"Çıkın gidin lan odamdan!"
Dün gece ona zorla giydirdiğim pijamalarıyla çok tatlı duruyordu.
Çocuklar söylenip dışarı çıktılar. Hoodie mi koltuğa fırlatıp yatağa geri döndüm.
"Seni salak ödümü kopard-"konuşmam Jimin'in dudaklarıyla kesilmişti ve buna çok memnundum.
//
Kahvaltı masasında herkes birbirine bakarken ben de tabağımdaki peynirle oynuyordum.
"Yani siz tekrar birliktesiniz öyle mi?"
Jungkook sevinçle konuştuğunda, Jimin ile gülümseyip kafamızı salladık.
Hoseok derin bir oh çekip "Sonunda be! Ya var ya ben gidicektim tutucaktım Chae'yi saçından getiricektim buraya barışın lan diyecektim!" Namjoon gözlerini devirip "Kesin yaşanırdı ha bu."dediğinde hepimiz güldük.
Tekrar bu masada bu insanlarla beraber olduğum için çok mutluydum.
Huzur dolu kahvaltımızın ardından malesef yurda geri dönmek zorundaydım kızlar bir sürü mesaj atmıştı zaten.
Çocuklarla vedalaştım, bizi yalnız bıraktıklarında Jimin'e son kez sıkıca sarılıp "Bir daha asla ayrılmayalım."dedim.
"Asla."dedi.
//
"Saçım! Saçım nasıl?!" Jisoo küfür edip "Güzel,elli kere sordun Chae!"dediğinde gülümsedim.
Yine bir ödül törenindeydik. Jimin ile harika barışmamızın ardından iki hafta geçmişti. Sadece bir kere daha buluşabilmiştik çünkü ikimizin grubu da comeback yapmıştı ve programımız çok yoğundu.
Şimdi bu ödül töreninde Bangtan da vardı. Çok heyecanlıydım. Oturma planına göre tam önlerinde oturuyor olucaktık. Sanki ergen gibi heyecanlıydım. İyi ki Bangtan önümüzde oturumuyordu çünkü kendimi biliyorum sürekli Jimin'i izleyecektim. Ve direkt ifşa olucaktım.
Şirket ilişkimi bilseydi belki bir şekilde halledilirdi ama şimdi bu ödül törenince o kadar çok fan vardı ki her anımızı videoya alıyorlardı illa ki bakışlarımdan anlarlardı ve onlar öğrendiğinde bu işi düzeltmek imkansızdı.
Jennie bana yaklaşıp kulağıma eğildi.
"Bu gece Jimin'e bakmak yok."
Gülümsedim.
Ben de ona yaklaşıp "Sen de Namjoon'a bakmayacaksın o zaman."
Oflayıp gülümsediğinde koluna girdim ve arka kapıdan çıkıp sahneye doğru yürümeye başladık.
Grup sarılmasını yapıp şarkımızı söylemek için sahneye çıktık.
Diğerleri değil de Jimin izleyeceği için çok çok heyecanlıydın. Pozisyonumuzu alıp Kill This Love'ın müziğinin girmesini bekledik.
Şarkı başladığında kendimi tamamen şarkıya verdim. Fanlarımız adlarımızı bağırıp şarkıya eşlik ederken kendimi kaybediyordum beni hiçbir şey bu kadar tatmin etmiyordu. Sahnede olmak o kadar güzel bir duyguydu ki. Bugüne kadar vazgeçtiğim şeylerin her birisinin buna değdiğini fark ediyordum.
Kill This Love bittikten sonra Don't Know What To Do'yu söylemeye başladık.
Jimin ile göz göze geldim ama donmuş gibi hareketsizdi kocaman gülümsedim.
Bana geri gülümsemek istediğini biliyordum ama yapamazdı. Bu çok komiğime gittiği için sırıtmaya başladım. Kamera beni çekmeye başlayınca şarkıyı söylemeye devam ettim.
Şarkı biter bitmez kıyafetlerimizi değiştirip oturduğumuz yere geri döndük.
Otururken Jimin ile yine göz göze gelmiştik. Saygıyla selam verip yerimize oturduk.
Evdeki pijamalı hallerini bildiğim için burada saygıyla eğilince her şey komik geliyordu. Geçen Jiminlerin evine gittiğimde kızlar da gelmişti iki grup Tabu oynamıştık o kadar çok eğlenmiştik ki!
Acilen tekrarlanması gerekiyordu.Keşke şu an telefonum yanımda olsaydı Jimin ile mesajlaşırdım ama evde bırakmıştım. Buraya getiremezdim.
Red Velvet sahnedeyken onları dinleyip kızlarla eğleniyorduk.
Bu sefer sahneye çıkma sırası Bangtan'a gelmişti.
Jennie elimi tutup bana "Sakın çaktırma"bakışı atınca gülümsedim.
Bangtan dans edip şarkıyı söylerken sadece Jimin'i izliyordum. Bu kadar mükemmel olmayı nasıl başarıyordu. Şarkı söyleyişi dans edişi muazzamdı.
Hareketsiz ve duygusuz bir şekilde bakmak ah dünyanın en zor şeyi resmen!
Bu sefer beni sinir etme sırası Jimin'e gelmişti. Şarkı boyunca bana bakıyordu. Resmen bayılacaktım.
Gülümseyip göz kırptığında gülümsememek için dudağımı ısırdım.Ödül töreni bittiğinde ben de bitmiştim. İdollerin çıktığı kapıdan yürürken Bangtan'ın yanından geçiyorduk. Jimin'in elini beş saniye kadar tutabilmiştim. Arkamı dönüp baktığımda gülümsüyordu.
Red velvet ile kısacık sohbet edip haftasonu evde film izleme partisi yapmaya karar verdik. Menajerimiz bize seslenince gitmek üzereyken Jimin elini elime değdirip bir şey verip yanımdan geçip gitti. Şaşkınlıkla ona baktığımda gülümseyip Bangtan'ın yanına döndü. Elime verdiği kağıt parçasını okumaya başladım.
"Bugün çok fazla güzeldin. Seni seviyorum."içim sevgiyle dolup taşarken gülümsemekten ağzım kopucaktı.