Justin'in ağzından
Birden nefes nefese uyanmamla hastanede olduğumu anladım. İçeriye annem girdi ve uyandığımı gördüğünde yanıma gelip serumlara dikkat ederek bana sarıldı. "Bir tanem iyi misin?" dedi.
Sorusunu es geçip "Madison nerde anne?" dedim. Tek kaşını kaldırıp "Madison kim Justin? Neyden söz ediyorsun? Seni ormanda terk edilmiş yıkık bir evin orda baygın buldular ve hastaneye getirdiler" dedi.Ne?
Ama ben Madison'la tanıştım.Mavi gözleri , dudakları , o kadar gerçekçiydi ki. Annem bu halime endişelenmiş olacak ki "Justin neler oluyor?" dedi.
"B-ben Madison diye bir kızla tanıştım. Eminim. O yıkık dediğiniz ev ise gayet düzenli bir evdi. Madison'ı gördüm. Deli değilim ben anne. " dedim göz yaşlarımı tutamayarak. Bana tekrar sıkıca sarıldı. Ağladığını omzumdaki ıslaklıktan fark ettim. Ben ne zaman ağlasam o da ağlamaya başlardı .
Bu hep böyleydı.Onu tek kolumla sıkıca sardım.O sırada kapı hızla açıldı ve içeri Scooter ve Selena girdi. Annem geri çekildiğinde bu sefer Selena sarıldı. "Özür dilerim. Hepsi benim suçum" dedi ağlayarak.
"Saçmalama senin bir suçun yok. Hem alt tarafı bayıldım. Ölmüyorum ya." dedim. Gülümseyerek geri çekildi ve dudağıma bir öpücük kondurup geri çekili. Gülümsedim.O sırada Madison'ın kapının pervazına yaslanmış beni izlediğini gördüm. Ama sadece bir saniye sürdü ve gözlerimi açıp kapattığımda orda olmadığını fark ettim.Bir piskoloğa görünmeliyim.
Madison'ın ağzından
Bu nasıl mümkün olabilir ki. O bir insan ve beni görebiliyor. Ormandayken onun da benim gibi olduğunu düşündüm aksi taktirde beni görebilmesi imkansızdı.Ama o görebilmişti.
Bayıldığında onu ayıltmaya çalıştım ama olmadı. Araba sesleri duyduğumda hızlıca kanatlarımı çıkarıp uçtum ve tavana tutundum.
İçeriye bir kaç kişi girdi hızlıca Justin'i yerden kaldırıp götürdüler. Kanatlarım tekrar yok olduğunda zıpladım. Bir süre evde bekledikten sonra onun nasıl olduğunu öğrenmek için hastaneye gittim.
İçeri girdiğimde Selena'nın ona sarıldığını gördüm. Garip hissediyordum. Daha sonra Selena geri çekildiğinde Justin'in dudaklarına bir öpücük konurdu.
Benim bakmaya bile kıyamadığım dudaklara. Justin'in gözleri beni bulduğunda gitme vaktimin geldiğini anlayıp kayboldum.
Justin'in deli damgası yemesini tabiki istemem ama sırrımı söyleyemem. Bu da demek oluyor ki kılık değiştirip insan hayatına karışıcağım.
***********************
Peruğumu düzeltip dışarı çıktım. İş bulmam gerek ve yatılı olması lazım çünkü kalacak yerim yok. Bir parka gidip oturduğumda iki çocuk gözüme takıldı. Biraz daha incelediğimde bunların Justin'in kardeşleri Jaxon ve Jazmyn olduğunu fark etim.
Yanlarında ise bir kadın vardı. Sanırım anneleri. "Ne demek bakıcı bulamadım Jeremy. Yarın işe başlayacağım ve hala çocuklara bir bakıcı bulamadın mı yani?" dedi sinirle ve telefonu kapattı.
Belki bu tehlikeliydi ama başka çarem yoktu. Yavaşça yanına yaklaşıp "Afedersiniz. Merhaba ben Hannah. Anladığım kadarıyla bakıcı arıyorsunuz. Ben de bir iş. Çocuklarla aram iyidir. Eğer sizde kabul ederseniz. " dedim. Bir süre bana baktıktan sonra "Tamam , peki. İyi birine benziyorsun. O zamam şimdi başlasan sorun olur mu?" dedi. "Hayır , hiç sorun olmaz." dedim gülümseyerek."Arabam şurda. Sizi eve bırakıyım , ben de işime döneyim." dedi.
***********************
Bu evde gezerken kaybolmamak için haritaya ihtiyacım var sanırım.O sırada merdivenlerden Jaxon indi ve yanıma geldi. Gözünü kaşıyıp "Hannah tek başıma uyuyamıyorum. Uyumama yardım eder misin?" dedi. Gülümseyip "Tabi tatlım" dedim ve elini tutup odasına çıkardım.
****************
Akşam olduğunda kapının açıldığını duydum o sırada içeri Bay ve Bayan Bieber ve tabi- siktir. Justin'in burda ne işi var.O sırada merdivenler koşarak Jaxon indi ve "Abim gelmiş!!" diye bağırarak Justin'in kucağına atladı.
Beni fark etmemişti. Tam arkamı döndüğüm sırada "Abi bak Hannah. Yeni bakıcımız" dedi Jaxon. Senin ağzına... Gülümseyerek tekrar onlara döndüğümde Justin'in birden kaşlarını çatmasıyla yutkundum.
Kesin tanıdı
Ne bok yiyeceğim ben şimdi. "Yüzün tanıdık geldi" dedi. Ne zamandan beri tuttuğumu bilmediğim nefesi bıraktım ve "İnsan insana benzer" dedim kekelememeye özen göstererek. Jaxon'ı yere indirip elini uzattı "Adım Justin. Biliyorsundur ama yinede söyleyeyim dedim" dedi sırıtarak.
Ormandayken de bu kadar ukala mıydı? Ben mi fark etmedim? Elini sıkıp "Ben de Hannah. " dedim. Bu sefer de Bay Bieber araya girip "Merhaba Hannah. Ben Jeremy." dedim. Başımla onayladım."Hadi yemeğe o zaman" dedi Erin. Masaya oturduğumuzda Justin özellikle yanıma oturdu.
Yemeğimi yerken birden bacağımdaki el ile irkildim. Bacağıma baktığımda Justin'in elinin şortumun açıkta bırakan bacaklarımda olduğunu gördüm. Niye şort giydim ki sanki. Korkarak ona baktığımda sırıtıyordu. Yavaşça kulağıma eğilip. "Seninle çok eğleniceğiz Hannah" dedi. İşte bu hiç iyi değil.
Justin sapık bir manyak gibi görünüyor belki şuan ama zamanla nedenini anlarsınız asdfghklda Ama normal Justin'i baz alırsak biraz azgın olması aksiyon katar hikayeye. Çok mu kötü yazıyorum? Yani tavsiyeniz var mı ? Mesela işte 'bence böyle yazmalisin' gibisinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli Melek
Fanfiction"Seni sevdiğimi anlamıyacak kadar salak mısın? Gitmeni istemiyorum Madison!" İkimiz de deli gibi ağlıyorduk.Ne ara bu kadar bağlandım ona. "Hiç bir şey bilmiyorsun. Sus artık" diye bağırdım.Gözlerini kapatıp "Sustukça birikiyor içimde keIimeIer, ç...
