6.Bölüm

172 23 15
                                    

"Ş-şey ben" dedim konuşmaya çalışarak fakat diyecek hiçbir şey yoktu. Kesinlikle o defteri neden aradığımı sorucaktı ve ardından beni kovucaktı. Kapıya doğru ilerlediğinde kalbim hızla çarpmaya başladı.

Çıkacağını düşünürken beni yanılttı ve kapıyı kapatıp kilitledikten sonra bana döndü."Neden bu defteri arıyorsun Madison" demesiyle dondum. Peruk kafamda yoktu. Ahh , Tanrım teşekkürler."Sana bunu söyleyemem" dedim yere bakarak.

Yanıma yaklaştı "Nesin sen? Bir çeşit büyücü mü?Çünkü defteri bildiğine göre bizim gibi değilsin.O gün nereye gittin? Bir hayal ürünü olmadığını biliyorum. Değilsin. Değil mi?" dedi ve elini çeneme koyup yavaşca başımı kaldırdı."Seni orda bıraktığım için üzgünüm ama onlara görünemezdim" dedim üzüntüyle.

Bu söylediğimi es geçip başka bir soru sordu "Pencerem kapalı , dışarda bir sürü koruma var. İçeri nasıl girdin?" dedi. "Onlar beni göremez. Yani ben istemediğim sürece. Onlara görünseydim eğer her şey iyice mahvolurdu. Bunu istemem. O yü-" beni dinlemediğini fark ettiğimde sustum. Dudaklarımı izliyordu.

Yanaklarım kızarmaya başladığında aramızdakı mesafeyi kapattı ve fısıldayarak "Bu defteri.neden.arıyorsun?" dedi tek tek.Bir şey demeden gözlerine baktım. Ela gözleri yerini açık maviye bırakırken.Şaşkınlıkla onu izliyordum

Justin'in Ağzından

Neden bilmiyorum ama beni ona çeken bir şeyler vardı. Ona yakın olmak istiyordum.Ve aramızdaki mesefa bu kadar azken kendime engel olamıyordum. Onu öpeceğim sırada gözlerimin yanmasıyla istemeden hızla geri çekildim.

Ellerimle gözümü kaşıdım ve aynaya kafamı çevirdim. Gözlerimin rengini mavi olarak gördüğümde aynaya yaklaştım ve bu sefer eski renginde olduğunu gördüm. Sanırım karanlıktan dolayı bir anlık yanılmıştım. Geri döndüğümde Madison garip bir şekilde bana bakıyordu. Bir süre sonra bir şeyleri idrak etmiş gibi gözleri dehşetle açıldı ve gitmesi gerektiğiyle ilgili bir şeyler mırıldanıp hızla odadan çıktı.

Madison'ın Ağzından

Lanet olsun. Yine aynısı oldu işte o gün maçta beni öptüğünde olduğu gibi gözlerinin rengi değişti. Bu normal değil hemde hiç normal değil.Belkide Jack'in bahsettiği şey bu. Yakınlaşmamamız gerek çünkü aramızda bir lanet var. Ama daha fazlasını öğrenmek istiyorum. Bu yüzden Jack'e ihtiyacım var.Yarın ilk işim ona uğramak olucak.

********************

"N-nasıl yani?" dedim elindeki dosyaya bakarken. "Ben de yeni öğreniyorum. Jeremy Justin'in gerçek babası değil. Justin gerçek babasını merak edip araştırmasın diye Pattie'yle Jeremy bir anlaşma yapmışlar." dedi Jack bütün ciddiyetiyle. "İyide niye?" dedim. Kafam karışmıştı. "Nerden biliyim ben Madison?" diye çıkıştı Jack ve devam etti "Biri seni görmeden git burdan. Hadi" dedi ve kütüphaneden çıktı bende kütüphaneden çıktıktan sonra eve yürümeye başladım.

Eve geldiğimde yavaşca içeri girdim fakat evde kimse yoktu. Bunu umursamadan odama çıktım ve duşa girdim.

Justin'in Ağzından

Stüdyoda işlerim biter bitmez annemin evine gittim ve dün yaşadıklarımı ona anlattım.Ama onca anlattığım şeyden sadece "Gözlerimi mavi gibi gördüm" cümlesine takıldı. "N-nasıl yani Madison denen kızla yakınlaştın ve bir saniyeliğine gözlerinin rengi mi değişti?" dedi emin olmak için. Sesi oldukça endişeliydi.

Yavaşca kafamı salladım. Gözleri birden korkuyla açıldı."Bunun olacağını biliyordum. Seni Jeremy'nin evine hiç göndermemeliydim. Niye kendi evinde değilsin? Niye orda kaldın?" dedi sonuna doğru bağırarak. "Anne? Sen , iyi misin?" dedim garipçe ona bakarak."Değilim. Seni koruyamadım.Hadi kalk bir yere gitmemiz gerek" dedi ve elimden tutup çekiştirerek beni evden çıkardı.

Anahtarı elimden aldı ve arabaya binip benim de binmemi bekledi.Ben hâlâ bir şey anlamamışken yan tarafına oturdum ve yol boyunca konuşmadık.

Garip bir eve geldik. Issız ve oldukça korkutucuydu. İçeri girdiğimizde uzun bir koridordan geçtikten sonra annem ilerdeki kapıdan içeri girmeden önce bana dönüp "Beni burda bekle" dedi ve içeri girdi. Yaklaşık 5 dakika sonra içerdeki sesler yükseldi.

"Bu benim suçum değil o kıza aşık olan aptal oğlunun suçu?!?!" diye bağırdı içerdeki adam."Buna izin vermeyecem Paul. Benim yaşadığım şeyin aynısını o yaşamıyacak?!?" diye öfkeyle bağırdı annem. "Çok geç Patricia.Ona aşık olmuş bile. Tek çözüm aşık olduğunu bahsettiğiniz kızın ölmesi.Yoksa oğlun da seninle aynı kaderi paylaşır" Kimden bahsediyorlardı bilmiyorum. Yani benin aşık olduğum kimse yok ki.

Nedense aşkla ilgili konu açıldığında aklıma ilk Madison geliyor. "Çünkü aşık olduğun kişi o seni salak" dedi iç sesim benimle alay edercesine.Annem odadan sinirle çıktı ve bana döndü. Ona olan bakışlarımdan anlamış olacak ki "Her şeyi duydun değil mi?" dedi. Sadece kafa salladım.Ayağa kalktım ve "Gidelim artık" dedim.

***********

Ryan'la birlikte bir bara gittik. Tabi Ryan herzamanki gibi içkinin bokunu çıkarıp kusmaya başlayınca eve erken döndük.

Ryan 5 yaşındaki bir çocuk gib etrafta koşuşturup saçma sapan hareketler yaparken "Ryan git bir soğuk duş al gerizekalı gerizekalı hareketler yapma!" dedim. Etrafta dans etmeye devam ederken "Hiç çükümde değilsin. Bokumu ye" diyerek dans etmeye başladı.Onu zorla banyoya çıkardım ve kapıyı kapattıktan sonra aşağa indim.

Koltukta Madison'ı görmemle farklı bir duygu tüm vücudumu kapladı. Yavaşca yanına oturdum."Her zaman böyle istediğin zaman gelip istediğin zaman gidicek misin?" dedim ona dönerek. Omuz silkti.

O sırada biri kapıyı yumrukladı. Delikten kim olduğuna bakmak için eğildiğimde annemin sinirli yüzüyle karşılaştım.Kapıyı açmamla hızla içeri girdi fakat Madison yoktu. "Burda olduğunu biliyorum seni pis şeytan. Çık hemen ortaya!!" diye bağırdı.Annemi ilk defa bu kadar agresif görüyordum.

Madison tavandan atladı ve annemin karşısında dikildi. Onun kanatları mı var ben mi öyle görüyorum? "Ben şeytan değilim." dedi. "Öylesin. Hepiniz öylesiniz. Sizin yüzünüzden hayatım karardı" dedi annem bütün öfkesiyle.Dediklerinden bir şey anlamayarak ona baktım. "Justin'den uzak durucaksın." dedi kararlı bir şekilde annem.

"Hayır" dedi Madison fısıldayarak. "Demek öyle. O zaman bana başka bir şans bırakmadın" dedi ve bir bıçak çıkardı. Madison'a doğru yönlendirdiğine bıçağı hızlıca elinden aldım

"Biri ne olduğunu anlatıcak mı artık?" diye bağırdım sinirle. "Annene sor Justin. Babanı sor ona." dedi Madison. "Anne?" dedim ondan bir cevap beklerken.

Cevap vermediğinde Madison yine konuştu "Senin baban Jeremy değil Justin. Senin baban benim gibi lanetli bir melekti ve annen ona aşık oldu ve birlikte oldular. Annenin asıl göz rengi mavi değil.Birbirlerine bağlandıkları için sonsuza dek gozleri öyle kalacak. Ve sürekli rüyalarında lanetli melekler tarafindan zarar görüyor.Kollarındaki yaraları gormedin mi?Sana da aynısının olmasına izin veremem. Özür dilerim. Bana bağlanmana izin vermemeliydim" dedi ve hızlıca evden çıktı.

Tanrım lütfen bunların hepsi aptal bir rüya olsun.

Mobilden yaziyorum kısa olmuş olabilir kusura bakmayın. Bir de konusu komedi olan bir hikaye yazmak istiyorum.belki JBFF olur belki olmaz bilmiyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 08, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Lanetli MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin