Hava almak için dışarı çıktım.Rüzgar gerçekten çok şiddetliydi.
Bir banka oturup denizin huzur veren sesini dinlerken siyah kapşonlu bir adam yanıma oturdu. Kapşonunu yavaşca indirdi Jack olduğunu görmemle rahatlamam bir oldu.
Jack genelde konseyin verdiği bilgileri bana haber verirdi. "Neler oluyor Jack?" dedim merakla. "Konseyden sana iletmem gereken bir şey var.Dışarı çok soğuk. Çalıştığın eve gitsek?" dedi ellerini birbirine sürterek.Kafamı salladım.
Eve geldiğimizde yavaşca kapıyı açtım. Ona dönüp "Buralarda kamera var odama çıkalım" dedim. Kafasını olumlu yönde salladı.
Odaya girdiğimizde koltuğa oturdum ve "Anlat bakalım neler dönüyor?" dedim. "Justin'de bir defter varmış. Büyükbabası ölmeden önce bunun Justin'de kalmasını istediğini belirtmiş.İlk bakışta anıların yazdığı sıradan bir defter gibi görünsede gizli şifreler var. Justin deftere gözü gibi bakıyor. Sadece o defterde laneti kaldırmanın yolu varmiş. Onu almak zorundasın Madison" dedi.
"İ-iyi ama nasıl?"
"Orasını bilmem. Ha bir de Justin'in sana aşık olmasına izin vermemeliymişsin. Konsey başkanı bunu özellikle belirtmemi istedi"
O sırada kapının birden açılmasıyla yerimden sıçradım.Justin bana ve Jack'e kötü bakışlar attıktan sonra "Eve erkek mi attın Hannah?"dedi. Kızgın görünüyordu."Hayır o benim arkadaşım." dedim.Gözlerini devirip "Hep böyle derler" dedi ve çıktı. Jack ayağa kaltığında bana dönüp "Unutma. O defteri bulman gerek" dedi.Merdivenlerden indi ve çıktı.
Bende aşağı indiğimde Justin hokey maçı izliyordu. O sırada merdivenlerden koşarak Jaxon ve Jazmyn indi.Jaxon Justin'in üstüne atladı. Jazmyn ise genç bir kız gibi gözlerini devirdi ve Jaxon'a bakarak "Aptal" dedi.
Justin bana dönüp "Erin ve babam 1 hafta yoklar ve evde yanlız kalmanı istemedikleri için bende burda kalıcam" dedi. "Yanlız mı?" dedim şaşkınlık. "Evet yanlız Hannah. Sonra gece sen korkarsın yanıma gelirsin sonra tesadüfen birbirimize aşık oluruz ben sana evlenme teklifi ederim mutlu mesut yaşarız." dedi dalga geçerek.Jaxon ve Jazmyn her ne kadar anlamadıklarını düşünsemde güldüler.
"Saçmalama. Selena burda kalıcak. Hem sütüdyoya gittiğim zaman sıkılmazsın işte ne güzel" dedi. Kafa salladım sadece. Aslına bakarsanız söyedikleri pek umrumda değil şuan deftere nasıl ulaşacağımı düşünüyorum çünkü.
***********************
Justin'in AğzındanHannah garip bir kızdı. Yani ne biliyim 18 yaşındaki bir kız için fazla gergindi. Telefonumun çalmasıyla düşüncelerimden kurtuldum. Alfredo arıyordu. "Alo Justin" dedi enerjik bir sesle. "Efendim Alf?" dedim kaşlarımı kaldırarak. '"Dostum bizim çocuklarla basketbol maçına gidelim diyoruz. İşin var mı?" dedi. "Aslına bakarsan kardeşlerime ve onların bakıcısına göz kulak olmam gerek" dedim sırıtarak. Hannah gözlerini kısıp bana bir süre baktıktan sonra gözlerini devirip önüne döndü. "Onları da getirirsin." dedi. Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp "Basketbol maçına gidelim mi?" dedim. Jaxon ve Jazmyn "Evett" diye bağırdı. Hannah ise omuz silkip "Olur" dedi. Telefonu tekrar kulağıma alıp "1 saate ordayız" dedim ve telefonu kapattım."Herkesin hazırlanmaya hadi" dedim.
Kısa bir süre sonra merdivenlerden Jaxon ve Jazmyn , ardından da Hannah indi. Jaxon ve Jazmyn'in üstlerinde forma vardı ve arkalarında 'BIEBER' yazıyordu. Hannah ise bol t-shirt altında tayt ve bir caple sevimli kız görünümden kötü kız görünümü yaratmıştı."Hadi gidelim" dedim ve anahtarı alıp evden çıktık.Benim arabalarım sadece iki kişilik olduğundan şöförümüz Thomas çocukları arkadan getirecekti. Dışarı çıkıp arabama ilerledik.
Bir süre yolda ilerledikten sonra biraz gerimizde bir araba dikkatimi çekti. Beni takip ediyordu büyük ihtimalle bir paparaziydi. Gaza biraz daha basıp hızlandım o sırasa Thomas aradı. "Bay Bieber bir araç sizi takip ediyor." dedi. "Biliyorum.Biraz hızlanıcam sen dikkatli gel orda görüşürüz" dedim ve telefonu kapattım. "Neler oluyor?" dedi arabaya bindiğimizden beri ilk kez konuşarak. "Takip ediliyoruz. Ondan kurtulmaya çalışıyorum ve sanırım başardım" dedim aynadan arkayı kontrol ederek.Kafa salladı. O sırada radyoda Rihanna'nın Diamond şarkısı başladı.
Madison'ın (Hannah'nın ) Ağzından
Kısık bir sesle şarkıya eşlik ederken bir ses daha bana katıldı. Kendimi kaptırdığımı anladığımda hemen sustum. "Hey neden sustun?" dedi gülümseyerek. "Şey aslında bir an kaptırdım kendimi. Kulağına verdiğim zarardan dolayı özür dilerim" dedim. Kahkaha atıp "Bence sesin kötü değil " dedi. Gözlerimi devirip "Ne demezsin" dedim. "Uzun zamandır müzikle uğraşıyorum. Bırak da iyi ve kötü sesi ayırt edebiliyim. Sesin gerçekten güzel" dedi samimiyetle.Gülümseyerek teşşekür ettim ve önüme döndüm.
Bir süre sonra arabanın durmasıyla geldiğimizi kavradım. Dışarıda etrafımızı paparaziler sarmıştı.Arabadan iner inmez soru yağmuruna tutulduk.
''Justin iki gün önce Selena Gomez'le beraber görmüştük siz''
''Justin Selena Gomez'i aldatıyor musunuz?''
''Bu kız yeni sürtüğünüz mü?'' dedi bir tanesi.O anda dondum.Sürtük mü?Tam arkamı dönüp '' Ne?!'' diyecekken Justin kolumdan tutup içeri girmemizi sağladı. ''Bu da neydi.Resmen bana sürtük dedi!'' dedim sinirle. ''Onlara cevap verme.Yoksa sana farklı kalıplar takarlar'' dedi ve omuzunu silkip ''Benim dünyama hoşgeldin'' dedi.Daha sonra arkadan Thomas çocukları getirdi.
İçeri geçtiğimizde Justin'in arkadaşları çoktan gelmişti.Onlarla tokalaştıkdan sonra beni göstererek "Çocuklar bu bakıcı Hannah. Ya da kısaca başbelası" dedi gülerek.
Maç başladığında Justin heycanla maçı seyrediyordu. Telefonu çaldığında ekrana baktı. Gözlerini devirip telefonu meşgule attı ve izlemeye devam etti. Beyazlılardan -takımların adlarını bilmiyorum- birinin basket atmasıyla Justin ayağa kalktı ve birden sarılıp yanağımdan öptü. O sırada garip bir titreme vücudumu kapladı. Bu normal bir titreme değildi. Justin'e baktığımda onda da garip bir şeyler olduğunu anlamıştım.
Niye yazdığımdan memnun olmuyorum? Sanki beğenilmeyecek gibi geliyor.Neyse aklımda müthiş fikirler var umarım beğenirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli Melek
Fanfiction"Seni sevdiğimi anlamıyacak kadar salak mısın? Gitmeni istemiyorum Madison!" İkimiz de deli gibi ağlıyorduk.Ne ara bu kadar bağlandım ona. "Hiç bir şey bilmiyorsun. Sus artık" diye bağırdım.Gözlerini kapatıp "Sustukça birikiyor içimde keIimeIer, ç...