Ertesi gün hepsi bunalmış bir şekilde okula gitmişti. Jinyoung dünden beri başlarının etini yiyor, ağlıyor ve onları delirtiyordu. En son okula vardıklarında Jackson ve BamBam hiç düşünmeden sevgililerinin yanına gitmişti. Jaebum ise içten içe söverek Jinyoung'un nazını çekmeye devam ediyordu.
Jackson Mark'ı bulduğunda kocaman gülümsemesiyle yanına gitti.
"Günaydın bebeğim."
Mark'da Jackson'ı görünce kocaman gülümsemiş ve hemen sarılmıştı.
"Günaydıın."
Jackson'da Mark'a sarıldıktan sonra tek kolunu Mark'ın omzuna atmış ilerlemeye başlamıştı.
"Üzgünüm daha erken gelemedim. Bazı aksaklıklar oldu."
"Ne oldu? Hem uyumamış gibisin. Bir sorun mu var?"
"Sorun Jinyoung."
Jackson'ın kıkırdaması üzerine Mark kafasını Jackson'a çevirdi. Yakın bir mesafede olmaları kalbini hızlandırıyordu, kısa bir süre inceledi.
"Ne oldu ki?"
"Ya şey işte. Jinyoung seni pek sevmiyor. Yani önceki halini tanıdığı için. Yüreğine indi söyleyince de, dırdırını yapıyor dünden beri. Hastaneye götürdük çocuğu."
Mark bunun üzerine kıkırdadı.
"Bu kadar mı sevmiyor? Yazık o zaman bir de benimle muhattap ettin bunca zaman."
"Orası da ayrı.. Ama diyorum ki sizinkiler ve bizimkiler tanışsın. Eminim Jinyoung'da ön yargılarını kırar."
"Hmm, aslında iyi bir fikir. Youngjae'de sizle tanışmış olur hem."
"Evet aynen öyle. Sen konuş Youngjae ve Yugyeom ile ben de bizimkilerle konuşayım. Öğle teneffüsü kantinde buluşalım. Olur mu?"
"Tamam konuşurum."
Zilin çalmasıyla Mark tatlı bir biçimde dudak büktü.
"Ne çabuk çaldı.."
"Jinyoung bizi bu kadar oyalamasaydı daha erken gelecektim. Üzgünüm."
"Sorun değil, teneffüslerde yanına gelirim. Olur mu?"
Jackson gülümseyerek Mark'ı kendine çekti ve şakağına bir öpücük bıraktı.
"Sormana bile gerek yok bebeğim, tabii ki gel."
"O halde şimdi gidiyorum."
"Gitmesen mi?"
Jackson aegyolu biçimde Mark'a sarılıp gitmesini engellemeye çalıştı. Mark ise Jackson'ın tatlı hallerine karşılık kıkırdadı.
"Üzgünüm bebeğim gitmem gerek. Geleceğim ama."
"Daha burda çok tutardım seni ama derslerin önemli. Git bakalım."
Mark gülümsedikten sonra ilerlemek için adım atacaktı ki Jackson hızlı bir şekilde Mark'ın kolundan tutup kendine çevirdi ve dudaklarını kısa ama tutkulu biçimde öptü.
Mark öpücüğü karşılık sersemlerken Jackson kıkırdadı ve işaret parmağı ile hafifçe Mark'ın yanağını okşadı.
"Öpücüğü unutmuştun. İyi dersler."
Mark kalbinin yerinden çıkacak gibi atmasına karşılık ne tepki vereceğini şaşırmıştı.
"H-ha? Iı şey.. Tamam. Görüşürüz."
![](https://img.wattpad.com/cover/165268071-288-k921749.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love is not the appearance - markson
Fanfic"Sen gösterebilir misin ona gerçek aşkı?" Jackson bir süre öylece tereddütle Jaebum'a bakmış ardından yandan bir gülüş atmıştı. "Gösterebilirim."