lettresajuliet: günaydın gece yüzlüm
martindewsard: günaydın :)
lettresajuliet: nasılsın? iyi ol.
martindewsard: neden?
lettresajuliet: iyi olabilmem için.
"beni gerçekten sevdiğine inanmak istiyorum," diye fısıldadım telefonu göğsüme bastırarak. "birilerinin beni gerçekten sevebileceğine inanmak istiyorum."
"eminim ki seni seviyor, martin," dedi gizel melisa. hemen yanında duruyordu ve başını martin'in omzuna yaslamıştı. martin kemikli beyaz parmaklarını kaldırıp onun türbanla kapanan saçlarına dokundu, başının üstünü okşadı. kız masmavi gözlerini kaldırıp martine'e baktı. "ve ben de seni çok seviyorum. çok özelsin bir kere sen ya... öpesim geliyor kalbinden."
martin'in dudaklarında buruk bir tebessüm oluştu. yanağını onun kafasını üzerine yaslayıp, "ben de seni seviyorum," dedi içine fransız aksanı karışmış türkçe'siyle. "ama sen, annem, babam ve okulda birkaç kişi dışında kimse beni sevmiyor. hayır, ne sevgi dileniyorum ne ilgi. ama acıyor işte." derin bir nefes aldığında, bir damla gözyaşı hızla indi gözünden aşağı. "kalbim acıyor."
"acımasın kalbin. unutma, juliet'in cinsiyeti yoktur." gizel melisa doğrulup yüzünü onunla aynı hizaya getirdi ve gözyaşını silerek yanağını hafifçe okşadı. "sen juliet'sin."
martin gülümsedi. bu kızı çok seviyordu. ona sıkıca sarılıp kızın onun altın sarısı saçlarını öpmesine izin verdi.
martindewsard: romeo,
martindewsard: tut elimi. tut ki, bu evreni terk edelim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tanrı'nın işi
Short Story•texting, tamamlandı korkularım var kaygılarım var, biliyorum sana göre mühim değil