- four -

549 63 26
                                    

Pencereden gözüme yansıyan parlak güneş ışığı ile gözlerimi yavaşça açtım.

Gördüğüm kız
Sevdiğim kız,
Sevdiğim kız
Aslında rüyamdaki kız.

Yatağımda uyuyan ince bedene baktığımda dudaklarımda hafif bir gülümseme , gözlerimde güzel bir tebessüm oldu.

Karşımda soft gözüken turuncu şaçları , uyurken şişen yanakları , dolgun çikek rengi dudakları , çekik kısık gözleri ile minik bir bebek gibi uyuyordu.

Zaten tatlıydı , uyurken ayrı bir tatlıydı.

Kendime gelerek dün geceden beri olduğum koltuktan kalktım.

Belim ağrıyordu Rose yi izlerken nasıl uyuya kalabilirimki of. İyiki benden önce uyanmadı.

Muhtemelen uyansaydı çığlık fln atacaktı klasik romantik dizi hikayeleri klişeleri sevmem.

Üstüme siyah yırtık dar bil pantalon ve beyaz dar bir tişört giydikten sonra odadan parmak ucumda sessice çıkıp merdivenlerden indim.

Evimde daha çok gri ve siyah tonları vardı. Ruhumu dışa yansıtmayı seviyordum. Bu yüzden bu tonlar diğer insanlara zıt bir şekilde içimi rahatlatıyordu.

Mutfağa girdiğimde beyaz buz dolabımı açtım. İçerisinde pek bişey yoktu çünkü genellikle ya dışarda yerdim yada pek birşey yemezdim.

Genelde ramen , mısır gevreği , pizza , prinç keki bunlar benim klasik besinlerimdi.

Yemek yapmayı hiç beceremezdim. Bu yüzden kahvaltıda hazırlayamayacaktım.

Tek yapabildiğim şey buzdolabından reçel çıkartıp elimle böldüğüm minik bir ekmeğe sürüp yemek.

Tam kendi durumuma gülerken merdiven sesleri gelmeye başladı. Kafamı merdivenlere çevirdim ve gördüğüm şey tanrıya hergün dua etmek isteceğim şeydi.

"Günaydın" sesi boğuktu. Gerçekten yeni uyanmış şaçaları dağınık , masum suratı ve turuncu şaçlarıyla o kadar uyum sağlıyorduki şuan...

Kafamdaki ipeksi düşünceleri bir kenara bırakıp günaydın demeye verdim. "Günaydın Rosie"

"Büyük ihtimalle neden burda olduğunu soracaksın hemen anlatayım seni eve bırakırken uyuya kaldın ve evinin nerde oldu-"

Bir den sesimi kesmesi ike şaşırdım.

"Anlatmana gerek yok jimin. Sorun değil."

Gülümsedim. Benden şüphe duymaması ve güvenmesi gerçekten hoşuma gitmişti üstelik daha yeni tanışmışken.

"Pki , o zaman aç mısın?"

"Her zaman!~"

"O zaman yemek hazırlaman gerekicek tabii ilk önce markete gitmeliyiz." diye böbürlendiğimde o gülmekle yetindi.

"Tabi yaa nasıl akıl edemedim" gülerek ikimizde evden çıkıp biraz ilerde olan süper markete yürümeye başladık.

"Ailenlemi yaşıyosun? Yaşıyosan ve endişelendilerse gerçekten özür dilerim."

"Yoo , hyr sadece ablam ve ben"

Ablam dediğinde birden yüzümdeki neşe düştü.
O konunun tekrar açılmasını istemiyordum.

Marketin önüne geldik bir tane alışveriş sepeti alıp içeri girdik.

"Bin bakalım" diyerek gülümsedim. Daha yeni tanışmış olmamıza rağmen bu samimiyetimiz gerçekten fazlası ile hoşuma gidiyordu.

Never Live Forever |jiroseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin