Beğeni ve yorum yaparsanız çok mutlu olurum. Yorumlarınız gelecek bölümlerin daha kaliteli olmasını sağlarken, beğenileriniz beni mutlu edecek. Şimdiden teşekkürler🌸
Keyifli Okumalar❤️20 Eylül 2010
Zilin çalmasıyla sınıflara geçmeye başlamıştık.Belki de ortaokula başlamış olmanın verdiği sıkıntıdan olacak okula gelmek istemiyordum. Neyse ki bugün ilk gündü ve ders büyük olasılıkla işlenmezdi. Yeni sınıfımı bulup kapısından içeri yavaşça kafamı uzattım. İçlerinde tanımadığım az kişi olmasına rağmen içeriye giresim yoktu. İkinci zil beni kendime getirdi ve hızlı adımlarla sınıfa girip boş bir sıraya oturdum. Sınıftaki herkes sınıf öğretmenimizin kim olduğuna dair yorumda bulunuyordu bu nedenle sınıf bir hayli gürültülüydü.
Öğretmenimiz kapıda göründüğünde herkes konuşmayı kesti fakat içlerinden geçenleri duyar gibiydim, çünkü benimde içimden aynı şeyler geçiyordu. Öğretmenimiz Despot Nermin'den başkası değildi. Okuldaki en sert öğretmeni, her gün pırasa gibi olan kızıl saçlarını o kadar düzgün toplardı ki tek bir tel bile eğri olmazdı. Katı kurallarından asla taviz vermezdi, daha önce güldüğünü de hiç görmemiştim. Bu yüzden öğrenciler arasında ona ''Despot'' lakabı takılmıştı. Sınıfta, sıraların arasında dolaşırken topuklarının çıkardığı takırtıdan başka ses yoktu. Sonunda konuşmaya başladı. Her zaman olduğu gibi peşi sıra -saymaya yetiştiremediğim- kuralları sıraladı.
İlk dersi kurallarla geçirmiş tanışma faslını ikinci derse bırakmıştı. Ders zili çaldığında Despot yanında bir kızla sınıfa girdi. Yeni sınıf arkadaşlarımdan birisi olduğunu düşündüğüm kızı incelemeye koyuldum. Sarıya dönük saçlarını sımsıkı topuz yapmıştı ve bu yuvarlak yüzünü daha da ortaya çıkarıyordu. Çimen rengi gözleriyle etrafa masum bakışlar atıyordu. Ellerini omzundaki bebe mavisi çantasının askılarına geçirmişti ve hayli sevimli duruyordu. Despot bir elini kızın omzuna koydu ve 'çocuklar bu Melis sınıfımıza yeni geldi, lütfen ona okulu tanımasında yardımcı olun'dedi. Ardından eliyle önümdeki boş sırayı işaret edip oturmasını söyledi.Tenefüste sıramda oturmuş yeni defterimin ilk sayfasına bir şeyler karalamakla meşguldüm ki silgim yere düştü. Oflanarak eğildim, fakat benim almama kalmadan Melis silgiyi aldı ve gayet içten bir gülüşle 'bu senin sanırım' diyerek sırama bıraktı.
Bir silgi sayesinde başlayan arkadaşlığımızı hatırlayınca yüzüme bir gülümseme yayıldı. Melis başkaydı.
O kadar dalmıştım ki geldiğimi fark etmem zaman aldı. Düşüncelerimden sıyrılıp demir kapıdan içeri girdim.
Gülümsemem kapıda asılı kalmıştı.
Doğruca ona doğru ilerledim, her gün yaptığım gibi...Yaklaştıkça kabaran özlem duyguma hakim olamıyordum. İçimde biriken özlem gözlerimden süzüldü. Hemen yanına diz çöktüm. Bunu refleks olarak yapmıştım sanırım. Toprağı okşadım önce ve taştaki ismine uzun uzun baktım. Bora AKYEL 1998-2018 Arada geçen onca yaşanmışlığı, koskoca yirmi yılı şu ufacık çizgi anlatıyordu. Her şey oradaydı; acılar, mutluluklar...
İsminin üzerinde elimi gezdirdim. Sanki onu içimde hissediyordum, o buradaydı.Gözlerimden süzülen yaşlar önemini yitireli çok olmuştu. Artık buraya geldiğimde konuşmuyor, ona sadece uzun susmalarımı sunuyordum. Fakat bugün bir veda konuşması yapmam gerekiyordu. Ne diyeceğimi bilemeyerek yerimde doğruldum. 'Gidiyorum' dedim benim bile duyamayacağım kadar kısık bir sesle. Ondan ayrılıyor olma düşüncesi beni yiyip bitirse de bunu yapmak zorunda olduğumu biliyordum, hayatıma devam edebilmem için bu gerekliydi. Burada olsaydı oda bunu isterdi diye geçirdim içimden ve konuşmaya devam ettim. 'Üniversite kaydımı Kocaeli'ye aldırdım, eğitimime orada devam edeceğim artık. Ama yine gelirim söz, seni buralarda bir başına bırakmam. Ah keşke yanıma alabileceğim bir eşyan olsaydı. Belki özlem duygum biraz olsun hafiflerdi.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞLER SOKAĞI
Teen Fiction'Hani bana neden buraya geldiğimi sormuştun ya,işte bu yüzdendi.Biz kendi aramızda,sokağımıza Düşler Sokağı derdik.Özellikle de ben,çünkü düşlediğim her şey bu sokaktaydı.Ama şimdi sadece kırılan umutlarıma şahit gösterebiliyorum orayı.O yüzden bura...