Fundyy:Gamzende uyut beni..🖤
Şarkıyla birlikte okursanız çok mutlu olurum...Hamza'dan;
Yatakta uzanmış, Asya'nın saçma boşanma sebeplerini düşünüyordum. Çok tuhaf davranıyordu. Halbuki bir hafta öncesine kadar çok mutluydu. O gün aklıma geldikçe kafayı yememek için kendimi zor tutuyordum...
1 hafta önce! (Yazar'dan)
Asya, doktorun odasından çıktığında ağlamamak için kendini sıkıyordu. Dizleri artık onu taşımıyor gibi hissediyordu. Oysa hastaneye gelirken ne kadar da heyecanlıydı. 2 haftadır regl olmuyordu, bu yüzden hamile olduğunu düşünüyordu. Ama hiç bir şey tahmin ettiği gibi değildi. Sonuçkar çıktığında heyecanı ikiye katlanmıştı. Eli sürekli karnına gidiyor...
Değildi... Hamile değildi... Sebebini duyunca yıkılmıştı. Kanserdi.. Ama daha ilk evrelerdeydi..
Tam hastanenin kapısına geldiğin de Hamza'nın halası Ceyda hanım orada duruyordu. Ceyda hanım, Asya'yı görünce yüzünü buruşturdu. Oldum olası sevmezdi Asya'yı...
Asya'yı kenara çekip sessizce;
"Gelin hanım senin ne işin var hastane köşelerinde!"dedi Ceyda hanım küçümsercesine..."Yok bir şey hala!"
"Hamile misin sen! Hadi bakalım bu sefer ki Hamza'ma yakışır şekilde bi oğlan olur inşallah!"
"Hamile değilim hala!" dedi Asya bıkkınca...
"Ne! O zaman ne işin var senin hastanede!" dedi dehşete düşmüş şekilde...
"Hala ben.."utanıyordu Asya..
"Ne sen ne?"
"Hala, ben hastaymışım!"
"Hasta?"
"Kansermişim!"
"Hih! Bana bak veremli bizim oğlumuzun bari hayatını karartma sen geberip gidince ne olucak?"
Asya, dehşete düşmüştü. Ne diyordu bu kadın Allah aşkına!
"Ne diyorsun hala sen yavrum var benim!" diyip yürümeye başladı. Çıldırıcaktı...
~~~~~~~~~
Eve geldiğinde hala ağlıyordu. İçeri girerken, gözyaşlarını siliyordu. Hamza ve kızını görünce salona girmedi. Gördüğü görüntüyle kapı pervazına yaslanıp, izlemeye başladı..
Hamza, Alin'i yere yatırmış hem gıdıklayıp hemde Alin'i konuşturmaya çalışıyordu..
"Hadi kızım şarkı söyle babaya bak şimdi, annenin sana hep söylediği şarkı neydi? Hı mini mini bir kuş donmuştu, ellerim de çözüldü. Yok böyle değildi, nasıldı kızım o şarkı?" diyip Alin'i ayağa kaldırdı.
"Mini mini bir kuş donmuştu, pencereme konmuştu. Aldım onu içeriye cik cik cik cik ötsün diye..."Şarkıyı söyleyen kapının pervazına dayanmış Asya'ydı. Hamza, ayağa kalkıp kızını oyun halısına bırakıp, karısına yöneldi..
"Niye ağladın sen?" dedi ciddiyetini bozmadan.. Asya, kocasına hiç bir cevap vermeden yanından geçmeye çalıştı. Ama bu sadece çalışmakta kaldı, Hamza bu eylemi yapmasına izin vermemişti. Evlerinde çalışan Gonca teyzeyi çağırıp, Alin'e göz kulak olmasını istedi Hamza,yukarıda olduklarını belirtip, karısını sürüklemeye başladı. Odaya girdiklerinde kapıyı kitledi. Karısına dönüp;
"Sana neden ağladın dedim Asya!" diye sorusunu yeniledi.
"Yok bir şey Hamza."diyen Asya, yavaşça kendini yatağa bıraktı.
"Dün gece ettiğimiz kavgayı mı aklına taktın sen yine?" Hamza sözlerini tamamlar tamamlamaz karısının önünde diz çöktü. Asya, önünde diz çökmüş olan kocasına baktı. Dün akşam yine Hamza'nın kıskançlığı üzerine kavga etmiş, ikisi de ayrı odalar da yatmışlardı..
"Hayır yok bir şey Hamza. Hava biraz rüzgardı. Rüzgara doğru yürüdüm biraz ondan olmuştur!"
"Sen öyle diyorsan öyledir, ben dün gece için özür dilerim. Bilirsin benim tek zararım kendime seni kırmak istememiştim."ayağa kalkan Hamza'yı durduran Asya'ydı.
"Bilindik kavgalarımızdan biri değildi bu Hamza, ben her seferinde bunu yaşamak istemiyorum! Biz bugüne kadar hiç bir kavgamızda ayrı yatmadık. Ama dün gece bu da oldu... Gör bak ilerde belki daha kötüleri olucak. Ben kararımı verdim uzun süredir de düşünüyordum zaten dün gece üstüne tuz biber oldu. Ben ayrılmak istiyorum...!"
Günümüz!
Hamza, yataktan kalkıp aşağıya indi. Babası ve annesi salonda oturuyorlardı. Bir sorun varmış gibi duruyordu...
"Anne hayırdır ne oldu!"koltuğa kendini bırakırken Aysima hanımdan gelicek cevabı bekliyordu.
1 saat önce!
Aysima hanım, unlu ellerini yıkayıp çalan telefonunu açtı. Köyden kaynanasıydı arayan.
"Anne!"
"Kizum gelinim nasulsun bakayum?"
"İyiyim anne sen nasılsın?"dedi tezgahın üstündeki hamurun ağzını kapatıyordu mayalanması için!
"İyiyum kizum amaa bizum bu Hadice vardu ya bildun mi?"
"Bildim de ne olmuş ona?"
"Onun kizu evleneymuş! Ha bizude çağurmiş! Ha ben yaşlandum artuk bende dedum kiii bizumkiler gelsun hem onlaru göreyum hem de bizum gelun, geluniyle bi salunsun bakayum!"diyen Hasibe babaannenin boşanmadan haberi yoktu!
"Geliriz anne geliriz!"sıkıntıyla kaynanasına onay verdi Aysima hanım...
"Ha benum güzel gelunum afferun. Hadi ben gidup yemek edeyum! Hayırlı günler olsun!"
"Hayırlı günler anne.."
Şimdi koltuğa oturmuş, kara kara düşünüyordu. Nasıl diyecekti ~kalkın Karadeniz'e gidiyoruz~diye! İçeriye giren Osman Bey'e döndü. Kocası yanına oturunca ona döndü...
"Osman Bey!"
"Söyle hanım iyi misin?"
"KARADENİZ'E GİDİYORUZ!"..
"Bu muydu derdin, anam beni de aradı sabah. Hamza'ya da haber et gitsin gelinimle torunumu getirsin yarın çıkalım.!" en sevdiği programı açarken..
"Bu ne rahatlık bey!"
"Bakma öyle bakarsın Asya kızımla bizim öküze iyi gelir bu Karadeniz!" diyip bir kahkaha patlattı.
1 saat sonra..
"Oğlum, git Asya ile Alin'i yarın sabah kahvaltıya getir."dedi Osman bey!
"Hayırdır baba?"şaşırmıştı Hamza! Ne alakaydı Asya ile Alin.
"Bey, ben Asya'yı ararım şimdi bu öküz söylerse kabul etmez!"diyip ayağa kalktı.
"Karadeniz'e gidiyoruz. Babaannen aradı. Düğün varmış hem de Alin'i özlemiş.."Osman bey ayağa kalkıp, yatak odasına çıktı...
"Ha bi Karadenuzumuz eksiktu! Hadi bakalum hayırlusu..."diyip arkasına yaslandı Hamza..
Çok eğlenicez çokk! 🙈🙈
Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen Allah'a emanet olun😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Biz Boşanamayız!
Ficção GeralHamza, duruşma salonunun kapısında bekliyordu. Yanında avukatı ayrıca samimi arkadaşı olan Emre vardı. Gözlerini karşısında başı önünde eğik olan karısından çekmiyordu. İçten içe nasıl bu hale geldiklerini düşünüyordu. Açılan kapı sesiyle düşünceler...