İkinci Bölüm

585 58 34
                                    

"Slytherin Olmak"

Sabah erkenden kalmıştım çünkü bugün Hogwarts'a gidiyordum, kahvaltımı hızla ettim ve üzerimi değiştirdim. Ben saçımı düzeltirken annem odaya girdi, elinde ufak bir yüzük kutusu vardı.

"Madeline, bu yüzük Black ailesinin varisine verdiği bir yüzük. Diğerleri alamıyor çünkü her ne kadar itiraf etmek istemesem de Andromeda Mugglelar'a karşı ilgi duyuyor, Bella biraz dengesiz ve Cissy de saf. Aralarında ailemizin onurunu taşımaya en layık olan kişi sensin. Bu yüzüğü tak ve asla parmağından çıkarma, anladın mı?" dedi annem.

Çok mutluydum çünkü resmen Black ailesinin varisi ilan edilmiştim, başımı onaylarcasına salladım ve "Anladım." dedim.

Yüzük gerçekten çok güzeldi, zümrütten yapılma olduğu uzaktan bile belli oluyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yüzük gerçekten çok güzeldi, zümrütten yapılma olduğu uzaktan bile belli oluyordu. "Bu yüzüğü büyük bir onurla taşıyacağımdan emin olabilirsin anne." dedim ve reverans yaptım. Annem gülümseyerek "Bundan hiç şüphem yok." dedi.

Bu sırada kapı tıklatıldı ve içeriye Harper girdi, "Efendi Madeline'ın eşyalarını getirmem için beni Efendi Cygnus yolladı." dedi.

Biz aşağıya inerken Harper da eşyalarımı getiriyordu. Andromeda, Bella ve Cissy bizi salonda bekliyordu, babam arabada olmalıydı.

İstasyona vardığımızda trenin kalkmasına daha yarım saat vardı. Peron 9 3/4'ten geçtiğimiz gibi gözlerim Sirius'u buldu. Annem de onları görerek "Gelin Walburga ve Orion'un yanına gidelim, Sirius da bu yıl okula başlayacak." dedi.

Bella gözlerini devirdi, hiçbir zaman Sirius'u sevememişti. Andromeda ve Cissy de umursamadan oraya doğru ilerlediler. Onların bu hallerine göz devirerek Sirius'a sarıldım, o da bana sarılırken kocaman gülümsedim. Tüm ailede en yakın olduğum kişi Sirius'tu, her zaman beraber takılırdık.

Bella ve Andromeda kendi arkadaşlarının yanına giderken Cissy de bana veda ediyordu. "Sürekli mektup yaz Mad, seni çok özleyeceğim. Keşke ben de Hogwarts'a gitsem."

Gülerek "Abartma Cissy, hem birkaç yıl sınra sen de geleceksin."dedim. Annem ve babamla da vedalaştıktan sonra trene bindim. Sirius ve James'in yanına oturmuştum, birinci sınıfların hamgi binaya ait oldukları bilinmediği için herkes bir arada oturuyordu.

Yanlarında kızıl saçlı bir kız ve siyah saçlı bir erkek de vardı, onların kim olduğu hakkında en ufak bir fikrim olmadığı halde yanlarına oturdum. Kızıl kızın adı Lily Evans'tı, siyah saçlı çocuk da Severus Snape'ti.

Evans ve Snape Mugglelar hakkında konuşuyordu, Evans denen kız bu konuda çok bilgiliydi. Ya bir Bulanıktı, ya da Melezdi, bir safkanın bu kadar çok şey bilmesi neredeyse imkansızdı çünkü. James sessizce bu ikiliyi izliyordu, Sirius ise James sessiz diye bir şey yapmıyordu.

Sıkıldığım için kompartımandan çıkmaya ve treni gezmeye karar verdim, ayağa kalkınca gözler bana döndü. Sirius "Nereye?"diye sorunca göz devirerek "Eğlenceli bir yere."dedim. Trende gezerken Rodolphus'u gördüm ve gülerek ona doğru ilerledim, Rodolphus Slytherin'deydi ve ailedeki sayılı eğlenceli kişilerdendi. Hem de Andromeda ve Bella'yla yaşıttı.

Mad Princess/Harry Potter AUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin