Bölüm 6 Korkuyorum

263 17 0
                                    


"İmdat ! Kimse yok mu ? Yardım edin !"
Dakikalarımı bu sözleri söyleyerek geçirmiştim. Gözlerim karanlığa yeni yeni alışmaya başlamıştı. Etraf zifiri karanlıktı. Ya şuan gece yarısıydı, ya da oda da pencere yoktu. Pencere olduğunu ümit ederek kendimi motive ediyordum. Klostrofobi gibi bir fobim vardı. Bu yüzden kapalı alanlarda kalmaktan kaçınırdım. Ancak şuanda ellerim ve ayaklarım bağlıydı ve dediğimi yapamıyordum.

Sessizliğin içinde kaybolmaya başladığım vakitte bir kilit sesi duydum. Ne olduğunu anlamak için kafamı olabildiğince, sesin geldiği yöne doğru çevirdim. Bir anda ortalık aydınlandı ve karanlığa alışık olan gözlerim kamaştı.

Gözlerim aydınlığa alışmaya çabalarken biri ellerimi çözüyordu. Kim olduğuna bakmak için arkamı döndüm. Ama yüzü hiç tanıdık gelmeyen bir kişi vardı. Gözlerimin bulanıklığı geçince hayatımda ilk defa gördüğüm o yüzü inceledim.

"S-siz kimsiniz ve benden ne istiyorsunuz ?" dediğimde. Yüzünü incelediğim adam cevap vermedi. Endişemi gizleyerek;

"Size kimsiniz dedim ?" dediğimde. Arkasını dönüp kapıdan çıktı. Kapının kitlenmesini beklerken, kapıdan kilit sesi gelmedi.

Ayaklarımı da çözüp sandalyeden kalktım. İp ile sert bağlanan ayaklarımın acısını umursamadan emin adımlarla kapıdan çıktım. Beni karşılayan merdivenlerden sessiz bir şekilde çıktım. Merdivenlerden çıkarken tahminde bulunduğum gibi bir dağ evindeydim.

Karşıma çıkan odadan girdiğimde karşımda Ji Hu vardı. Bir an ne olduğunu kestiremesem de apaçık beni kaçıran kişi Ji Hu'ydu.

"Beni kaçırtan sendin !"

"Evet güzelim bendim. Ve artık kimse bizi bulamayacak hele o Jisung bizi asla bulamayacak ve biz hep mutlu olacağız."

"Sen delirmişsin ! Ne dediğinin farkında mısın ?"

"Evet delirdim, evet ne dediğimin farkındayım, çünkü seni seviyorum." dediğinde korkum gitgide artıyordu. Şansımı kullanmak amacıyla kapılara koştum. Ön kapı kilitli değildi. Kapıyı açtığımda karşımda bir yığın koruma vardı ve hepsi bana bakıyordu.

"Boşuna kaçmayı deneme her yerde adamlarım var" dedi arkadan Ji Hu.

Arkamı dönüp hızlı adımlarla bir odaya girdim. Şansıma evin banyosuna girmiştim. Ve kapının arkasında anahtar vardı. Hemen kapıyı kapatıp kilitledim. Ji Hu ise kapıya vurmaya başladı. Dakikalar birbirini kovalarken Ji Hu kapıya vurmayı kesti ve gitti...

Gözlerimi açtığımda bu kabusun bitmesini ümit etmiştim. Ama ne kabusum ne de başımın ağrısı bitmişti. Banyodaki küçük camdan baktığımda, şuanda saatin gece yarısını geçtiğini anlamıştım. Başımdaki ağrıyı umursamadan hemen ayaklandım ve banyonun kilidini oldukça sessiz bir şekilde açtım. Hızlı ve sessiz adımlarla karanlık evi dolaşırken Ji Hu'yu bulmuştum. Salondaki koltukta yanında boş içki şişeleri ile oturuyordu. Tahmin ettiğim gibi sızmıştı o uyanmadan sehpanın üzerinden telefonu aldım. Acilen 112 aradım. (Güney kore'nin polis numarası 112' miş tabi yanlış araştırmadıysam ;) )

Karşı taraf açarken bende işimi güvenceye almak adına banyoya geri döndüm. Kapıyı kilitledikten sonra telefon hemen açıldı.

"Alo lütfen bana yardım edin ! Kaçırıldım !"

"Sakın olun Hanımefendi. İlk adınızı rica edebilir miyim ?"

"O-olivia !" Dediğimde bu gereksiz sorular sinirimi bozmuştu.

"Alo Olivia !" dediğinde sesin Jisunga ait olduğunu anlamam uzun sürmemişti.

"J-jisung" dedim ve tuttuğum göz yaşlarımı saldım.

"Sakin ol neredesin Olivia"

"B-bilmiyorum"

"O zaman nasıl bir yerdesin. Tarif edebilir misin ?"dediğinde banyoda olan küçük pencereden dışarı baktım.

"Burası ormanlık ve ileride bir ev var galiba biraz ileride de bir fabrika" dedim.

"Peki tatlım seni kim kaçırdı ?"

"Bu soru mu ? Tabii ki de Ji Hu !"

"Ama o yurt dışına çıkmış diye gözüküyor " dedi Jisung

"Ama burada ve beni kaçırttı, dışarıyaysa bir yığın adam koydurtmuş !" Dediğimde ağlamaya başladım.

"Özür dilerim ben sadece..."

"Jisung lütfen beni çıkar şu çukurdan. Korkuyorum." Dediğimde banyonun kapısı zorlanmaya başladı.

"Olamaz anladılar !" Dedim

"Seni bulacağım Olivia sakın..." cümlesini tamamlamadan Ji Hu telefonu elimden aldı ve yere attı ve telefon kırıldı.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen ! Polislere yerimizi mi beli edeceksin !" dediğinde daha fazla dayanamadım ve bağırarak:

"Evet ! Polislere yerimi belli ediyorum !" dediğimde gülmeye başladı.

"Onlar bizi bulmadan buralardan gideceğiz zaten."

"Ne ? Ne diyorsun sen onlar bizi bulacak !"

"Ne o Jisungcuğuna çok güveniyorsun. Sana tavsiyem o kadar güvenme. Her neyse önemli olan o değil yakın bir vakitte Japonya da olmuş olacağız."

"Sen delirmişsin ne yapacaksın beni kaçıracak mısın ?"

"Evet, gerekirse seni sonsuza kadar kaçıracağım ama asla seni bulamayacaklar !"

"Evet, gerekirse seni sonsuza kadar kaçıracağım ama asla seni bulamayacaklar !"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm Sonu

27.04.19

Düzenlenme tarihi : 11.05.21

Park JisungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin