İskeleden geçip tam çardağın ortasına geldiğim deniz çok güzeldi. Ne çok dalgalı Ne çok sakin...
"Deniz çok güzel değil mi." Dedi fısıltıyla biri korkarak arkamı döndüğümde Jisung'u gördüm. Yüzüne en güzel gülümsemesini takmıştı.
"Burası çok güzel."...
Her yer yine karanlıktı. Tek bir ses vardı o da dalgaların sesi...
Soğuk bir esinti vardı. Ama ben üşümüyordum...
Gözlerimi açmak için kendimi zorluyordum ama olmuyordu...
"Korkma güzelim her şey eskisi gibi artık. Seni bir daha asla bırakmayacağım. Korkma..." dedi o muhteşem ve beni rahatlatan ses artık bütün korkum gitmişti...
Bir anda beni kucağına aldı. Kendimi yine güvende hissetim. Sonra bir kapı ses duyduk. Tahminen evdeydik artık.
İçeriye girdiğimizde birileri fısıltı ile konuşuyordu. Sonra onlardan uzaklaştık. Sırtım yumuşak zemine değince artık açılmak istemeyen gözlerim beni uykuya itti.
****
Kuşların o narin ve güzel sesi ile uyandım. Kış ayına göre harika bir havaydı. Yattığım yerden kalkıp bana yabancı gelen yeri inceledim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*Olivia'nın odası*
Çok hoş bir tasarımı vardı. Oda da sevdiğim bütün renkler neredeyse kullanılmıştı. Yataktan kalkıp aynanın karşısında kendime baktım. Gerçekten çökmüştüm. Gözlerimin altında ki morartılar ne zorluklar çektiğimi kanıtıydı belki...
Aynaya bakmayı bırakıp gardıroba yöneldim. Tahmin ettiğim gibi doluydu. Gardırobun içinden siyah şort ve uzun kollu bol bir tişört aldım. Hazır olduğumdan emin olunca aşağıya indim. Jisung Onu çok özlemiştim. Aşağıda mutfakta ki Jisung'u gördüğümde, koşarak arkasından ona sarıldım....
"Seni çok özledim... ben seni çok seviyorum." Dedim.
Ama bir gariplik vardı sanki Jisung değil gibiydi, sanki başka biriydi.
"Karıcım" dediğinde, bütün dünyam başıma yıkılmıştı sanki. O tanıdık sesti bu...
"Ji Hu... Ama nasıl sen yakalandın"
"Hayır güzelim asıl Jisung yakalandı. Artık o yok sadece senle ben varız..." dedi ve hiç samimi olmayan bir kahkaha attı.
****
Kan ter içinde uyandığımda göz yaşlarımı tutamayıp ağladım. Etrafa baktığımda rüyamda gördüğüm odanın tıpa tıp aynısıydı. Bu korkumu iki katına çıkarırken içeri Jisung girdi.
"O-olivia ne oldu ?" dedi ve benim yanıma gelip bana sarıldı.
"Kabus mu gördün güzelim" dedi Bende kafamı aşağı yukarı salladım.
"Anlatmak ister misin ?"
"S-sonra" dedikten sonra Jisung yatakta yanıma yattı ve beni kendine çekti.
"Her şey geçecek korkma güzelim" dedi ben ise öyle olmasını umarak kafama göğsüne koydum. Kalbi çok hızlı atıyordu. Bu beni daha da utandırırken, gözlerimi yumdum.
