Bölüm 1

51 3 0
                                    

İçimde fırtınalarla yürüyorum boş sahilde yüzüme vuruyor bir bahar rüzgarı puslu bulutlar aynı ruhum gibi bir hava var bugün içim sıkkın desen değil kızgınım neye kime olduğu önemli değil sadece kızgınım işte...
Kafamdaki muhakemeler sonlandığında yönümü çaprazımdaki banka çevirdim ve gidip oturdum derin bir nefes çektim bu puslu havadan. Topladığım cesaretle senelerdir asla unutamadığım o numarayı tuşladım ve beklemeye başladım üçüncü çalışta açılmıştı
- Efendim ?
Derince bir nefes verdim ne kadardır duymamıştım bu sesi ? Kalbimin bir yarısı sızladı. Telefondan tekrar ses yükseldiğinde kendime geldim
- Kimsiniz ? Ses vermeyecekseniz kapatıyorum.
Artık cevap vermem gerektiğinin gayet farkındaydım ama nutkum tutulmuş gibiydi özlemiştim...
- Benim. Dedim
Kısık bir sesle söyleyebilmiştim ama onun beni duyduğundan emindim. Bir süre ses gelmedi sanırım ilk şoku atlatmaya çalışıyordu.
- Neden aradın ? Benimle görüşmek istemediğini söylemiştin.
Haklı söylemiştim...
- Biliyorum söylemiştim. Diyebildim kısıkça bir sesle
- Bade birbirimize açık davranalım neyin var ?
Neyim yoktu ki nasıl anlatabilirdimki sana kendimi.
- Evi terkettim ve tabi onuda.
Diyebildim sadece o gerisini anlardı.
- Sana bana gelirsen bir daha asla gidemeyeceğini söylemiştim.
Evet yıllar önce bana bunuda söylemişti bu yüzden şuanda onunla konuşuyordum. Tüm şartlarımla bana geldiğinde bir daha gidemezsin dediği gün gitmiştim.
- Eğer hala istiyorsan sahildeyim.

Dediğimde telefon suratıma kapanmıştı. Birazdan burdan alınıcağımı iyi biliyordum onu yeterince tanıyordum. Güçlüydü hemde çok güçlü ve yakışıklıydı sertti bana karşı sevgi doluydu.
15 dakikalık bekleyişin ardından siyah bir minibüs arkamdaki park alanında durdu içinden çıkan iri yarı bir adam bana doğru gelerek
- Bade hanım mustafa bey sizi otelde bekliyor.
Anladığımı belirtir şekilde kafamı sallayıp araca doğru yöneldim yol boyu düşündüğüm şey ne hayal kırıklıklarım ne yaşadıklarımdı aklımda olan tek şey gittiğim otelin bana adanmış olduğuydu. Ben onun yanında değilken bile beni düşünmeyi asla bırakmadığının bir göstergesiydi bu otel. Açılış törenini ekranlardan izlediğimi hatırlıyorum ve açılış konuşmasında söylediği sözlerin aklımdan çıkmayışını ne demişti "Her bir sutununu çizerken bana ilham veren o gözlerden alıyor ismini" evet evet tam böyle söylemişti. İşte bunu düşünürken gelmiştim bahsi geçen yerin görkemli giriş kapıdısının önüne şöyle bir kafamı kaldırıp baktım altın renki tabelaya BADEYES şu kırıklığımda bile gururumu okşadığını elbette inkar edemeyeceğim.
Beni almaya gelen aynı adamın yönlendirmesiyle asansöre binip en üst kata çıktık hiç değişmemişti takıntıları hala en yukarıda olmaktan hoşlanıyordu. Odasının kapısına geldiğimizde yanımdaki adam ordan ayrılmış sekreter kızın yanına gitmişti. Derin bir nefes çekip kapıyı tıkladım kii bu tabiki nezaketendi ve içeri girdim. Tüm özgüvenimle gözlerinin içine baktım eliyle bana gösterdiği masasının yanındaki deri koltuğa oturdum oda yanıma geldiğinde uzun uzun bakıştık seneler sonra ilk defa bu kadar yakındık birbirimize hayat bizi alıp bunca savurduktan sonra ilk defa karşı karşıyaydık. Gözlerimin içine bir kez daha derince bakıp ayağa kalkıp öne adımladı sırtını bana yüzünü boydan boya cama çevirdi. Cebinden çıkardığı sigarasından yaktı ve konuşmaya başladı
- Senin bana gelmeni neye borçluyuz?
İç çektim ne diyebilirdimki tek bir sebebim yoktu bir sürü sebebim vardı.
- Aslında tek bir şeye değil.
Diye cevapladım onu. Sigarasından bir duman daha çekti beyaz gömleği omuzlarından gerildi. Hala çok etkileyiciydi.
- Hepsini bilmeliyim bade. Sonra kuralları konuşacağız.
Ah evet birde kurallar konusu vardı. Eğer bir KARAELMAS kadını olucaksanız bunun bedelleri kuralları ve yeni sınırlarınız vardı.

Merhabaa 👋🏻 yazarınız konuşuyor sevgili okurlarım ☺️ umarım hikayemi beğenip bana destek verirsiniz okuyan herkese çok teşekkürler kendinize iyi bakın mutlu kalın...

KARA ELMAS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin