KARA ELMAS

2

Daha önce okuyan arkadaşlar ilk bölüm harici diğer bölümler kaldırılmıştır tekrar bakmanızda yarar olabilir.

Keyifli okumalar...

Manzaraya odakladığım bakışlarım bir anlık Mustafa'nın karanlık çehresine takıldı. Gözlerimi derin biz özlemle yumdum havadan bir nefes ciğerlerime doldurdum.
- Babam düşündüğüm gibi bir adam değilmiş.
Söylediklerim onu eğlendirmiş gibi bir ifadeyle baktı yüzüme.
- Baksen. Demek baban düşündüğün gibi biri değilmiş.
Kaşlarımı çattım ve sinirli gözlerimi onun eğlenen gözlerine diktim.
- Bakıyorumda hayal kırıklıklarımla baya bir eğleniyorsun.
Gözünden anlık bir cinnet dalgası geçtiğini görür gibi oldum ve ardından sinirli kahkahasını işittim.
- Sana ona güvenme dediğimde seni para için harcayacak dediğimde bana söylediklerini hatırlıyormusun ?
Her kelimeyi bastırarak ve sinirle tükürür gibi söylemeye devam ediyordu.
- Bana kızların babalarını koşulsuz şartsız sevdiğini söyledin onu üzemem dedin bade.
O kadar sinirliydi ki her an bir şeyleri fırlatıp kırabilecek bir hiddeti vardı.
- Ne yaptıda burdasın.
Sesinin hiddetiyle yerimde zıpladığımda sakinleşmeye çalışır gibi odada dolaşmaya başladı. Gözümden akan bir damla yaşı yanaklarımdan süzülürken yakaladım ve elimin tersine sildim.
- Evde bir kumar partisi verdi ve benimde katılmamı istedi. Elbette red ettim fakat gecenin ilerleyen saatlerinde beni zorla aşağıya indirdi.
Yaşlar gözümden bir bir damlarken artık nefesimde iç çekişlere dönmüştü. Mustafa bana bakmıyor sadece manzarayı izliyor hatta tepki bile vermiyordu.
- Yaşlı bir adamla tanışmamı istedi. Ve hatta onu ayartmamı. Bir gecede milyonların sahibi olabileceğimizi ve daha bir sürü iğrenç şey. Gitmek istediğimdeyse kaçmam gerekti. Geceden beri sahildeydim. Sonrada seni aradım işte.
Sinirli nefesleri odayı dolduruyorken
- Sikicem o herifi dünyada cehennemi yaşatıcam o piç kurusuna.
Ve masaya bir tekme indi. Sonra çok güzel döşenmiş odada bir çok yeri şiddetiyle tahrip etmeye başladığında kapı çalınmadan açılarak ekrem girdi. Ekrem mustafanın küçük erkek kardeşi mustafanın tam zıttı bir karakter sahibi ortamın neşesidir. Tabi bu normal zamanlar için geçerli.
Ekrem şaşkınlıkla önce abisine sonra bana bakarak dona kaldı. Mustafa'nın fırlattığı sandalyenin gürültüsüyle koşarak abisine doğru gitti karşısına geçip kollarını tuttuğunda sanki transtan çıkmış gibi bir hale büründü Mustafa'nın suratı. Ekrem duran abisinin rahatlamasıyla kapı önündeki kalabalığı dağıtıp kapıyı içeriden kapatıp bize döndü.
- Tanrı aşkına her yanyana geldiğinizde yep yeni bir katliam çıkarmak zorundamısınız.
İçine derin bir nefes çekip etrafına bakarken aldığı nefesi puflayarak verdi. Yüzüne kocaman bir gülümseme koyarak bana döndü.
- Bakıyorumda abimi çıldırtmanı yine bir yolunu bulmuşsun.
Gülümsemesi bir kahakaya dönerek devam etti.
- Yinede şükürler olsunki geldin yengem. Bu suratsızı artık sen çekebilirsin.
Kollarının arasına beni aldı. Başıma çok hafif bir öpücük kondurdu. Tabiki kıskanç adam bunu görmezden gelemezdi.
- Çek o ellerini Bade nin üstünden ekrem. Bütün sinirimi senin kemiklerinden çıkarmak istemem.
İster istemez bir kıkırtı döküldü dudaklarımdan beni bu dengesizlik öldürücek ben bunu buraya yazıyorum.
- Ee anlat bakalım yengoş abim senin için hangi dağları delicek bu sefer.
Suratıma koca bir gölge düşüren bir soru olmuştu bu sırada ekrem beni bırakmış başında durduğum deri koltuğa yayılmıştı Mustafa ise yan taraftaki odaya girmişti.
- Babam.
Diyebildim sadece gerisi nasıl getirilir bilemedim.
- Desene çağhan holdingin yeni yöneticisiyle bakışıyorum.
Anlamsızca ona baktım. Ne alakası vardı ki şimdi.
- Benim şirketle ne alakam var eko. Hatta konunun bile alakası yok.
Bu sırada odanın içindeki diğer kapı açıldı ve Mustafa elinde bir kadeh viski ile içeri daldı.
- Ben babanı öldürücem ya onu diyor güzelim.
Önce bir donup kaldım
Benim burda babamı öldürmesine takılmam gerekmiyormuydu. Ben neden onun güzeli oluşumla bu kadar ilgiliydim ?