Bölüm 1: Hata

950 62 12
                                    

Yazım hatam varsa affola :)

Her şeyi, herkesi boşvermek bazen kolay olandı. O da öyle yapmıştı. Kendi türünden farklı olarak, insanların onu görmesini artık umursamıyordu. Söylenenin doğrultusunda üniversitede insanmışcasına yaşamaya devam ediyordu. Her ne kadar insanlar onu deli sansa da... Her ne kadar onlardan üstün olsa da... Kimse umrunda değildi. Şuanda yazmış olduğu defter dışında hiçbir şeyi umursamamayı öğrenmişti.

Üstlerinden aldığı emirleri sorgulamadan yapar yaşamına devam ederdi. Şimdiki görevide buydu. İNSAN OLMAK! Göreve atanmasının nedenide tuhaf bir şekilde diğerlerini göremeyen ucube insanların onu algılayabiliyor oluşuydu. Bu da onu kendi evrenimde ucube yapıyordu.

Sırtını yasladığı ağaçtan ayrılarak dersi olan binaya ilerlemeye başladı. Bu güzel kadına bakan erkekler her zaman olurdu. Mükemmel fiziği dikkat çekerdi. Ama deli olduğu söylentileri yayıldıktan sonra bu sayı biraz da olsa azalmıştı. Deli olduğu nasıl mı yayılmıştı? Verilen saçma konferansda onu arayan Ensiens'ların saldırısını engellemeye çalışıyordu. Her zamanki gibi ucube insanlar sadece kadının deli hareketlerini görebilmişti. Sonra olanlar ise doğaçlama sayılırdı. Saçma sapan şeylerle uğraşması gerekmişti. Sonuç olarak yırtmıştı ama onun kendi kendine karete yaptığını düşünen öğrenciler uzak durmaya başlamışlardı. Ama kadın bundan memnundu. Böylelikle evrimleşmemiş insanların beyinleri ondan biraz daha uzakta oluyordu. Ve hergün birisini daha öldürme isteği bastırılmış oluyordu.

Kampüsten uzaklaşarak beyaz neredeyse hepsi camla çevrili binadan içeriye girdi. Tasarım Geometri dersi için kendini ve psikolojisini, aynı zamanda o mal adam için gözlerini hazırlamaya başladı. Bu nasıl bir eziyetti onun için? Derse gitmektense bir ordu Ensiens ile savaşmayı yeğlerdi. En azından onlar konuşmazdı. Suratlarının ortasına rahatlıkla bir tekme atabilirdiniz.

Derin bir nefesle sınıfa has ter kokusunun içine girdi. Güya üniversite de son sınıftaydı ama kendini bir grup ergenin içinde gibi hissediyordu. Her zamanki gibi mal adama en uzak köşeye oturdu ve kulaklıklarını taktı. Müzik! Sanırım insanlığın tek iyi yönüydü onun için. Ritim ve size her şeyi unutturan notalar... Kendisi olarak hissettiren tek şey... Tam olarak kendini kaptırmışken kulaklıklarının çıkarılmasıyla gözlerini açtı. Eğer bu canına susamış bir insansa acının anlamını tadacaktı. Ama hayal ettiği şey değildi. Yani birisinin gözüne sivri uçlu kalemini sokamayacaktı. Çünkü hala neden böle davrandığını anlamadığı arkadaşı Sophia karşısındaydı. Tipik bir Blitus türü. Gözleri büyük ve açık sarı. Kısa kırmızı saçlı. İstediğinde oldukça keskin olan dişleriyle ona bakıyordu.

"Derslerini aksatmamalısın Elyssa."

"Ne istiyorsun Sophia?"

"Hemen kızma. Yeni bir emir getirdim."

"Söyle."

"Aman iyi. Seninle de hiç konuşulmuyor. Şu köşede oturan çocuğu görüyor musun?" Elyssa Sophia'nıj dediği yöne baktığında gözlüklü en ön sırada oturan ve harıl harıl bir şeyler yazan çocuğu gördü.

"Ne olmuş ona?" diye çıkmıştı.

"Bir şeyler saklıyor. Sorguya çek."

İlk önce Sophia'nın kendisiyke dalga geçtiğini düşündü. Çünkü bu tip şeyler Elyssa' nın tarzı değildi. O büyük görevlerden hoşlanırdı ki onada hep büyük işler düşerdi. Dudaklarını büzerek arkasına yaslandı.

"Ne zamandan beri bu kadar basit şeylerle uğraşır oldum? Başka birisini yolla!"

Sophia o güleç yüzünü anında ciddi bir ifadeye sokarak Elyssa'ya baktı. "Görev senin Elyssa. Ne gizlediğini öğrenmen gerek hemen."

KimliksizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin