Bölüm 3: Simülasyon

310 36 22
                                    

Yazım hatam varsa affola...

Resim ve müzik var :)

Lindsey Stirling - Elements

Beklediğinize değdiğini umaraktan beş bine yakın kelimelik bölüm sizlerle :) İyi okumalar :)

Soğukluğun teninden çok içine işlediği o zamanlardan birisindeydi Elyssa. Küçük bir dolabın içinde. Küçücük bedeniyle titreyerek bekliyordu. Gözleri tek bir noktaya odaklanmıştı. Kurtulmak isterken, karşısındaki dehşetten bir an bile kafasını çevirmiyordu . Nefret ettiği adamın ölüm için yalvarışlarını görmek bedenini sardığı kollarını güçsüz kılmıyordu. Aksine kendini daha çok kasıyordu. Nefes almadan sadece izlemeyi başarabiliyordu. Kendi acı çekerken gülen adamın acı çekişini seyrediyordu. Ve ona acı çektiren o güçlü adama bakıyordu. Siyah takım elbisesinin içinde tıpkı kendisi gibi adamın acı çığlıklarından haz alıyordu. Tek fark adamın Elyssa gibi altı yaşında olmayışıydı. Ama Elyssa hayata boktan bir yerde başlamıştı. Ve şimdi de devam etmek zorundaydı. O adamlar olmasa büyüdüğünde öldürmeye karar kıldığı üvey babası şimdi ölümle yüzleşiyordu. Dolabın içindeki deliğe biraz daha yaklaşarak görüntüyü netleştirdi. Uzun saçları terleyen yüzüne onu geriye karanlığın içine çekmek istercesine yapışmıştı. Ama bilmiyordu ki Elyssa'nın geri ya da ileri gitmesi bir fark yaratmayacaktı. Ve sonunda güçlü adam öldür emrini verdiğinde nefesini tuttu. Silah sesi kulaklarını doldururken dolabın kapağına biraz daha yüklenmiş olmalı ki öne doğru yalpalayarak dışarı çıktı. Evlerinin koltuğunda rahat bir şekilde dehşetli sahneyi izleyen Charles onu gördüğünde ayağa kalktı. İlk önce kimse konuşmadı. Elyssa sessizce yerde kanlar içinde yatan pislik adama baktı. Onu öldüren genç çaylak ise ne yapacağını bilemez halde Elyssa'ya bakıyordu. Ve onu da öldürmek zorunda kalmaktan korkuyordu. Elyssa sessizce ilerleyerek babasının yanına geçti ve küçük ayaklarını sert bir şekilde yere saçılan beyninin üzerine geçirdi. Böcek ezer gibi üzerine tepinirken histerik kahkahalar atıyordu. Evin küçük salonundaki diğer iki adamın şaşkın bakışlarına aldırmadan yaptığı şeye devam etti.

"S*kik beyinli." diye bir küfür savurdu. Hıncını onu tekmeleyerek geçirmeye çalıştı. Adamın dün gece vurduğu yerler hala acıyordu ve vurdukça daha çok küfür etti. O adamdan duyduğu bütün küfürleri etti. O ve arkadaşlarının hepsinin ölmesi için bağırdı. Bütün bu süre zarfında Charles küçük Elyssa'yı dikkatle izledi. Bütün öfkesini. Duygusuz ifadesini izledi. Ve gittikçe dahada keyiflendi. Bir insanın bu kadar cesur olduğunu ilk defa görüyordu. İnsanlar genellikle korkak yaratıklar olurlardı. Ama bu küçücük kız, boyuna bakmadan bir çok kişiden daha sert tekmeler atıyordu. Ama kız öfkesini atarak onlara döndüğünde gülümsemesi soldu. Tam olarak onlara bakıyordu kız. Tam olarak gözlerinin içine. Hayır, bir insan onları algılayamazdı. Algılamamalıydı. Kız kan havuzunun içinde kaymamaya dikkat ederek onlara yaklaştığında gözleri parlıyordu.

"Ateş etmek istiyorum." dedi. Konuşması, görüntüsü gibi bir çocuğa aitti. Ama istediği şey kesinlikle bir çocuğun masumluğundan uzaktı. Zaten Elyssa hiçbir zaman çocuk olmamıştı. Olamayacaktı da. Üvey babasından kurtulduğunu sanarken daha büyük bir belaya bulaştığından habersizdi.

❇❇❇

Elyssa gözlerini istemsiz titremeyle açtığında gece boyunca gördüğü sahneler gözlerinin önünden geçti. Belki de baba dediği adam ölmeseydi şuankinden daha temiz olabilirdi. Kesinlikle masum olamazdı ama belki de daha az günahkar olurdu. Her zaman olduğu gibi alçak yatağından kalkarak gözleriyle odayı taradı. Yalnız olduğuna kanaat getirdiğinde ise tekrar yatağına oturdu. Başını ellerinin arasına alarak sessiz ve kısık nefesler aldı. Bazen istemsizce oluşan bu titreme olayından nefret ediyordu. Ona güçsüz olabileceğini hissettiriyordu. Eğer çalışmazsa işe yaramaz küçük bir kız çocuğu olabilirdi. Kendini geriye bırakarak bu günlük bir değişiklik yaptı ve kendine biraz daha zaman tanıdı. Eğer testi geçmek istiyorsa kesinlikle bugün krize girme zamanı değildi. Hemde hiç değildi. Ryna kesinlikle işinde iyiydi ve onu dile getirmek için her şeyi yapacağından emindi. Birkaç dakikanın ardından soğuk bir duş aldı ve saçlarını kurumaya bıraktı. Bunun yanında üzerine düzgün kıyafetler seçti. Elbiselerinin arasından en az nefret ettiğini çıkararak üzerine geçirdi. Ayakkabılarını giydiğinde yarım yamalak kuruyan saçlarını topuz yaptı ve odasından çıkarak üsse geçti. Psikoloji bölümüne girdiğinde yüzüne her zamanki sakin maskesini taktı. Ve kapıyı çalmadan içeri girdi. Ryna dümdüz saçlarını savurarak ona döndü ve tıpkı Charles gibi gülümsedi. Ryna Elyssa'yı sevmezdi. Çünkü o da tıpkı Elyssa gibi Charles'ın çaylaklarından birisiydi. Ve Charles'in çaylakları kesinlikle acımasız olurlardı. Hırslı ve güzel. Elyssa'nın tek farkı ise o, altı yaşından beri Charles'a en yakın kişiydi. Eğitimi yıllarca almıştı. Diğerleri sadece bir hafta eğitim alırdı. Ryna gülümseyerek Elyssa'ya oturması gereken yeri işaret etti. Elyssa kabloların tam önünde duran koltuğa oturarak bacak bacak üstüne attı.

KimliksizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin