Kaos yaklaşıyor :'')~
Jungkook kabul edince gölün karşısındaki çardağa geçip oturdular. Taehyung'ın gerginliğinden titreyen ellerini fark edince kendi ellerinin arasına aldı.
Tıpkı büyüğünün ona yaptığı gibi, gözlerini onunkilerden ayırmadan dudaklarına yaklaştırdı titreyen elleri ve minik öpücükler kondurdu, ardından tebessüm etti başlayabilirsin sinyalini vererek.
Taehyung bir süreliğine gözlerini yumdu ve derin bir nefes aldı sonra gözlerini tekrardan açtı, Jungkook onu böyle rahatlatmaya çalıştıkça kendini daha iyi hissediyordu."Senle tanışmadan iki yıl önce, bu malikanede yaşamaya başlamadan önce. Benim... bir erkek arkadaşım vardı. Bana çok iyi davranıyordu, cidden. Gelecekte birlikte taşınıp yaşamak istiyorduk ve artık yakınlığımızı saklamamızda bir sorun olmadığını düşündüğümüzde saklamaktan vazgeçtik ancak sonunda ailem bir şekilde ilişkimizi öğrendi... ve o-onlar-" Jungkook daha da yaklaştı ve büyüğün yanaklarını avuçlarının arasına aldı, bu şekilde direkt olarak birbirlerinin gözlerinin içlerine bakıyorlardı.
"Tamam dur, şimdi anlatmakta gerçekten hazır değilsen lütfen dur... ben her zaman bekliyor olaca-" cümlesini bitirmesine izin vermeden, Taehyung sözünü kesti.
"H-hayır devam edeceğim... b-bana düşünebileceğin her kötü şeyi yaptılar, aynı şekilde ona da hakarette bulundular. Bana ailemin onun benden uzaklaşmasını istediklerinden bahsetti, çok uzağa gitmesini istemişler. İlk başta karşı çıkmıştı buna ve... beni bırakmayacağına söz vermişti..." Jungkook Taehyung'ın yanaklarından süzülen gözyaşlarını baş parmaklarıyla sildi.'Aslında hiçbir farkımız yokmuş...'
Jungkook aklında bu cümle yankılanırken bir yandan devam etmesini söyledi, Taehyung da yutkunduktan sonra başını salladı. "...ama bir gün, onu aramaya çalıştıysam da belki yüz kere, onca aramaya cevap vermemişti ve tam da vazgeçecektim ki sonunda açmıştı. Tam umutsuzluğa kapılmıştım ki bir anda çok fazla sevinmeme neden olmuştu ancak o kadar uzun sürmedi. Bana onu bir daha aramamamı söyledi, ailem gibi bana demediği, etmediği hakaret kalmadı ve yüzüme kapamadan önce beni başından beri hiç sevmediğini söyledi. Beni kullandığını söyledi..." gözlerinde tekrar birikmeye başlayan yaşlarla kendi haline güldü Taehyung, görüş açısı bulanmaya başlamıştı.
Taehyung'ın dediği bir diğer şeyle Jungkook'un kaşları çatıldı.
"Tıpkı sana yaptığım gibi..."
Jungkook başını iki yana yavaşça salladı ve parmaklarını büyüğün çenesinin altına yerleştirip nazikçe önüne eğilen başı kendi yüzüne doğru kaldırdı, ardından eksik etmediği gülümsemesini yerleştirdi dudaklarına. "Her şey geride kaldı, zihninde kendine işkence etmeyi kes lütfen. Seni birçok kez affettim zaten ben TaeTae..." Jungkook Taehyung'ın kararsız bir şekilde başıyla onayladığını görünce alnına minik bir öpücük kondurdu.
"Yüzüme kapatmadan önce ona son bir kez daha bir şey dememe, ne de hoşçakal dememe izin verdi. Ertesi hafta, ailem bana karşı eskiden nasılsa o şekilde, sakin sevecen davranmaya başladı ve bir gece, annem ve babamın oturmuş gülerek ona bir milyonerin bile ulaşamayacağı kadar parayı verip nasıl da benden vazgeçirdiklerini konuşurken duydum... bu duyduğum ve kalbimin kırılmasını sağlayan, aldığı son darbeydi. Sonrasında da sen gelmeden önceki halime, hiç istemeyeceğim nefret edeceğim bir hale geldim... ama insanlar ve fikirleri değişir değil mi? Ve işte böyle gerçekleşti her şey. "
Taehyung anlatmak istediği ne var ne yok her şeyi söylediği an tuttuğunu fark etmediği nefesi bıraktı. Rahatlamıştı, tıkılı kalmaktansa birine, özellikle onu seven birine anlatmak rahatlamasını sağlamıştı. Bir süreliğine sessizlik kapladı etraflarını, tuhaf değildi aslında sessizlik hoşlarına gitmişti o an ama sonra Jungkook büyüğünü daha da rahatlatmak istedi o yüzden ne kadar mutlu olduğunu dile getirmeden edemedi.
"Bana güvendiğini görmek beni çok mutlu ediyor, teşekkür ederim Taehyung ve sakın merak etme ben senin için heo burada olacağım..."
"Söz mü?" Taehyung küçüğün sözünü bir kez daha kesmişti, umut dolu gözlerle Jungkook'a bakmaya başladı. Jungkook başını sallayıp,
"Söz veriyorum." Demesiyle Taehyung'ın onu kollarının arasını alması bir olmuştu. Hayatlarındaki en güzel anlardan biri olan bu kucaklamadan bir süre sonra yavaşça birbirlerinden ayrıldılar. Ardından Taehyung hemen ayağa dikildi ve Jungkook'un ellerini kavradı.
Jungkook bir ellerine sonra da Taehyung'a merakla baktı.
"Taehyung? Bir şey mi oldu?"
Taehyung gülümsedi ve kısık bir sesle 'hayır' dedi.
"Hiçbir şey yok, hadi bu akşam yemeği için dışarı çıkalım. Aklında özel bir yer var mı?"
Jungkook ellerini ayırmadan ayağa kalktı ve tam karşısında dikildi, birkaç saniyeliğine düşündükten sonra gözleri büyüğünün gözleriyle buluştu tekrardan. Jungkook'un parıldayan gözlerine dalıp giderken Taehyung sırıtmaya başlamıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/177146220-288-k309677.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
〘TR〙「 All Mine - Taek∞k 」✓
Fanfiction【DEVAM ETMEYECEK】 ⋆ ♛ ⋆ ❝Sen bana「aitsin」Tavşan ~❞ - ⌦Ağır Sahneler/Smut ⌦Kaçırma/Tutsaklık ⌦övme/aşağılama [Kink] - [Başlangıç - 31•01•19] [Bitiş - ????] -Taek∞k [#1 - toptaehyung / 14•05•19] [#1 - bottomjungkook / 13•06•19] [#1 - toptae / 27•...