5

192 34 3
                                    

Junmyeon: selam:)

Jisoo:selam

Junmyeon: yemek için ne zaman müsait olursun?

Jisoo:cuma günü müsaitim.

Junmyeon: peki seni nerede alıyım?

Jisoo:karakolun hemen yanında oturuyorum karakolun önünde alabilirsin.

Junmyeon: saat kaçta gidelim peki?

Jisoo:2-3 gibi olur bence.

Junmyeon:  peki o zaman 2:30 da karakolun önünde seni bekliyor olacağım. Ha bu arada yanına bir arkadaşını falan getirebilirsin.

Jisoo: gerçekten mi?

Junmyeon: evet niye olmasın?

Jisoo: sen arkadaşını getiricek misin?

Junmyeon: evet.

Jisoo: hmm peki. Cuma günü görüşürüz.

Junmyeon: görüşürüz

Hiçbir şey anlamadım. Ne alaka herhangi bir arkadaşımı da getirmemi teklif etmişti ki? Kimi götürebilirim ki?

ROSE! Tabi ya nasıl çocukluk arkadaşımı unuturum. Hemen karşı komşumuza (rose nin annesine) gittim ve rose nin nerde olduğunu sordum. Kapıyı ablası açmıştı.

Jisoo: merhaba abla rose nerede?

Rose'nin ablası:kütüphaneye gitti. Birazdan gelir. N'oldu ki?

Jisoo: he önemli bir şey değil. Geldiğinde bize gelmesini söyler misin abla?

Rose'nin ablası: tabi söylerim.

Rose'nin ailesi ve benim ailem çok iç içe benim babamla Rose'nin babası kardeş gibi. Doğduğumdan beri Rose'nin ablasına abla rose benim abime abi der. Akşam yemeklerini genelde beraber yeriz. Birimiz taşınsa diğerimizde taşınırız. Market alışverişlerini bir eve alırmış gibi yaparız. Hatta onun ablası ben küçükken altımı alır rose de benim abim olmadan uyumazmış. Birbirimizin giysilerini izin almadan giyeriz. Senin benim giysi diye bir şey yok bizde. Gerçekten rose benim ailem gibi. Hatta gibi değil gerçekten onun ailesi benim ailem.

Bir anda kapı çaldı. Hemen kapıya koştum. Gelen rose ydi.

Jisoo:gir içeri hemen gir.

dedim ve hemen onu odama sürükledim.

Rose: n'oldu kızım beni böyle alelacele çağırdın? Bir şey mi oldu?

Jisoo: bak ben iki gün önce kitap okumak için parka gittim ve bir banka oturdum. Bankın yanında bir çanta vardı. İçine baktığımda para vardı. Ben bunu polise götürdüm. Karakolun kapısından geçerken bir adamla çarpıştık adam çok yakışıklıydı. Ve bir bana birde elimdeki çantaya baktı. Sonra ben çantayı polise teslim ettim ve eve gittim. Direk uyudum. Yine rüya görmüştüm

Rose: her zaman ki gibi hiçbir şey hatırlayamadın

Jisoo: hayır ilk defa hatırladım. O yakışıklı adam vardı rüyamda ama olayları her zamanki gibi hatırlayamadım. Sonraki gün karakola çağırdılar beni ifade vermem gerekiyormuş. Gittim ifadeyi verdim. Bil bakalım kimin çantasıymış o?

Rose:kiminmiş? Yoksa o adamın mı?

Jisoo:evet o adamın. Ve o adam karakoldan çıkarken beni yemeğe davet etti. Numaramı bile aldı.

Rose: oha direk uzatmadan nikah memuruna gitseydiniz.

Jisoo:ya saçmalama. Daha adamın sadece adını biliyorum. Ve bana bugün mesaj attı.

Rose: çabuk göster.

Telefonumu açıp mesajları gösterdim.

Jisoo: sen de gel bir arkadaşımı getirmemi istedi. Cuma günü müsait misin?

Rose: cuma günü müsaitim ama bilemedim ki şimdi eğer bir işim çıkmazsa gelirim.

Jisoo:beni yanlız bırakmıcağını biliyordum.

Jisoo:beni yanlız bırakmıcağını biliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm nasıl?

Vote sınırı:10

WHOSE BAG [KJS+KJM]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin