Barış bağırmadan "Pes etmemi söylememiş miydin? Sana uydum işte." dedi. Yaprak Barış'ı ne kadar üzdüğünü biliyordu. Onun duyabileceği bir şekilde, yavaşça "Ben hiçbir zaman benden vazgeçmeni istemedim Barış. Dedim ya sinirlendim diye." Yaprak Barış'ın daha fazla soru sormasını istemediği için koşarcasına morgtan çıktı. Çünkü daha fazla soru sorarsa Barış'a aşık olduğunu anlayacaktı. Ona bunu daha sonra söyleyecekti.
Doktorun yanına gidip "Ya sen ne biçim bi doktorsun ya. Doktorluğun batsın senin gerizekalı." dedi bağırarak.
"Yaprak Hanım neler oluyor?" Bu sorudan sonra daha da sinirlendi:
"Bok oluyor salak. Doktorluğunu siksinler senin. Hangi üniversite mezun etti lan seni? Hani Barış yaşamıyordu? He? Noldu? Git bakalım morga ölmüş müymüş."
"Yaprak Hanım, önce sizden büyük biriyle nasıl konuşulacağını öğrenin, sonra gelin burada bağırın."
"Sen de önce nasıl doktorluk yapılacağını öğren, sonra gel burada yaşayan insanları ölü diye morga at."
"Ne diyosun sen be? Gel bakalım morga Barış Bey yaşıyor muymuş ölü müymüş?"
Morga doğru ilerlediler. O sırada Barış kırık ayağıyla yürümeye çalışıyordu. Onu ayakta gören doktorun ağzından ufak bir "Yuh!" çıktı. Doktor Barış'ın yanına giderken Yaprak doktorun arkasından gizli gizli kapak yapıyordu. Barış kahkahalarla gülerken doktor arkasındaki kapaklı sürprizi görüp koşarcasına morgtan çıktı. Barış'ın gülmesi kesilince Yaprak "Ne gülüyorsun be at gibi?" dedi. Barış Yaprak'a sarılıp "Seni seviyorum" dedi. Yaprak ne olduğunu anlamaya çalışırken kafasını Barış'ın omzuna yaslayıp gözlerini kapatmıştı bile.
"Ben de seni seviyorum Barış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Park//YapBar
FanficYaprak... Aşıktı Sırık'ına. Ama söyleyemiyordu. Çetesini kaybetmekten korkuyordu. Ama kararını vermişti. Bugünün sonunda ne olursa olsun, onu kaybettiği parkta yeniden kazanacaktı. Barış'a parka gelmesini söylemek için telefonunu aldığı anda birden...
