Ağlayış, ağıt, kayıp, umutsuzluk hepsi birden çöktü üzerimize. Bu ağıtlar bitip evimize döndüğümüzde ne yapacağız? Erkek kardeşim kendince başarılarını ona anlatamadıktan sonra ne olmuş?
En değerli varlıklarımızdan biri olan annemizi kaybettik bugün. Küçük kız çocuklarının ilk kahramanları, hiç ağlamayıp ne olursa olsun güçlü olmak zorundaymış gibi davranan ve bunu bize inandıran; Baba! Benim babam bugün bu kuralın dışında kalıp ufacık bir çocukmuşçasına gözyaşlarına hakim olamamakta.
Ağlayan komşularımız, akrabalarımız hepsi şu an burada ama annemiz değil. Herkes bu kadar mutsuzken ve ağlarken benim ne yaptığımı merak etmişsindir belki sevgili okur? Cevabını veriyorum; ben de herkes gibi ağladım, teselli etmek isteyen insanlar vardı ama onlar da teselli olmuş görünmüyordu.
Zar zor da olsa annemizi defnettik. Peki ya şimdi ne olacak? Eve gidiyoruz ama onsuz boş bir ev...
Insanın bu gibi zamanlarda teselli olması güçtür. Nasıl uyuyacağız? Yan odadan evin küçük kahramanının ağlayışlarının sesi beni daha da üzüyor sevgili okur. Bir süre sonra nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde uyuyuvermişim.
Şimdi okul zamanı. Zar zor hazırlanıp annesini kaybeden biri ne kadar mutlu gidebilirse o kadar mutlu gittim okula. Okula geldiğimde herkes kendi halindeydi. Kimi banklarda oturup telefondan bir şeylere bakıyor, kimi ders çalışıyor, kimisiyse aralarında konuşuyordu. Ben yavaş yavaş sınıfa yürümeye başladım. Sınıfa geldiğimde herkes beni teselli etmeye başlamıştı bile. Bu kişilerin başındaysa en yakın arkadaşım Anna geliyordu. Teselli etmeye çalışmaları çok güzel ama ben teselli olmuyor hatta daha fazla hüzünleniyordum. Dersin başlamasına çok fazla zaman kalmamıştı ama ben Anna ile birlikte tuvalete gidip ağlamaya, gözyaşlarımla bir kez daha mücadele etmeye başladım.
Anna bana sarılmış teselli etmeye çalışıyordu. Biraz sakinleştikten sonra Anna'ya bakıp "Şimdi ne olacak Anna?" diyebildim sadece ve yine ağlamaya devam ettim. Anna da bir şey diyecekti ama diyemeden dersin başladığını haber veren zil çaldı, Anna gözyaşlarımı sildi ve kolumdan tutarak sınıfa götürdü. Ben kendi sırama o kendi sırasına gitti. Ve yine aklımıza en kötü anıların geldiği o durgunlukta aklıma annem gelirken yanımdaki çocuk kolumdan dürterek ders öğretmeninin geldiğini haber verdi. Aklım yarı derste yarı annemde olarak geçirdiğim şu ana kadarki en uzun dersmiş hissini veren dersten zilin çalmasıyla kurtuldum. Herkes dışarı çıkıyordu ve geçerken beni teselli etmeyi unutmuyorlardı. Hepsine teşekkür ettim.
Anna yanıma gelerek tuvalette sorduğum sorunun cevabını verdi "Şimdi kötü şeyleri birer tecrübe sayıp hayallerine kavuşmaya çalışacaksın Charlotte!"dedi bülbül gibi şakıyan sesiyle.