Olmazsa? Bu sadece bir ihtimaldi. Ellerimizde hayallerimizden başka bir şey kalmadı. Evet, biz de nasıl olacağını merak ediyorduk; nereden başlayacağımızı bilmiyorduk. Umutsuzluktan korkuyorduk ama bir şekilde içimize işlemesine engel olamıyorduk. Özgürlüğüne kavuşmak isteyen ama her seferinde camın şeffaflığına kanan sinekler gibiydik. Bir şeyleri fark etmek zorundaydık.
Anna, uzun bir süreden sonra zorla da olsa gülümsedi ben ise yemeğimi yerken ona bakmaktan kaçınıyordum. Anna hızlı hızlı yiyip bitirmişti zaten fazla zaman geçmeden ben de bitirdim ve Anna'nın masayı toplamasına yardım ettim. Bu işte bitince tek söz etmeden karşı karşıya oturduk ve birden Anna bülbül gibi sesiyle bana şunları dedi;
-Charlotte, anneni kaybetmiş olabilirsin ama bu hayallerini gerçekleştirmene engel olmamalı. Hayallerin var ve gerçekleştirmek için kurdun bu hayalleri. Bana bak! -ona baktım- HAYALLERIMIZ VAR CHARLOTTE! Biliyorum üzgünsün ama umutsuz olma."
Anna'nın haklı olduğunu biliyordum ve artık umutsuzluğa düşmemeliydim sevgili okur. Ama kaybettiğim sıradan biri değildi, o benim annemdi ama artık yok. Ah, şu an annem için yapabileceğim en iyi şey onun için dua etmekti. Kendimi umutsuzluğa o kadar çok kaptırmıştım ki hedeflerimin olduğu aklımdan çıkmıştı. Anna ve ben, ikimiz de hem resimle ilgileniyorduk hem de müzikle. Kendi çapımda başlayarak geliştirebilirim kendimi ve ve belki şarkıcgeliştirebilirim. Ah sevgili okur, evet her şey için hâlâ umut vardı. Bu düşüncelerden ve uzun bir sürenin ardından ilk defa bu kadar içten gülduğümü fark ettim.
Saat geçti ve uyumamız gerekliydi. Yarın hayallerimin ilk günü. Sevgili okur, evet biraz fazla hızlı duygu geçişlerim olabiliyor ama artık umutluyum ve bunu Anna da fark etmişti. Birbirimize iyi geceler diledikten sonra rüyalara dalmak üzere uyuduk. Anna'nın ailesi bizim evde kalmıştı.
Şu an umudum var sevgili okur.
Ve umudumun uçup gitmesini istemiyorum. Bunu kim ister ki?