57. Bölüm

549 35 5
                                    

Millie
Sabah kalktığımda Sophia uyanıktı ve telefonuyla ilgileniyordu. Lilia ise uyuyordu. Doğruldum ve esnedim.
Millie: hey soph saat kaç ?
Sophia: 11:00
Millie: niye uyandırmasın bu saate kadar ?
Sophia: emin ol çok denedim. Fakat uyanmak bilmediniz.
Millie: sen kahvaltı yaptın mı ?
Sophia: hayır. Zaten aç değildim. Ama şu an çok açım.
Millie: tamam. O zaman Lilia'yı uyandıralım ve kahvaltı yapalım.
Sophia: saat biraz geç değil mi ? Yani kahvaltı zamanı geçti ve yemek bitmiş olabilir.
Millie: merak etme sağlam kaynağım var.

Lilia'yı da uyandırıp, hazırlandık ve Noah ile Gaten'ın çadırına doğru ilerledik. Finn asıl depo Gaten'da demişti. Biz de depoya ilerliyorduk.

Çadırlarına geldi ve dışarıdan seslendik.

Noah: ne oldu kızlar
Millie: kuzen biz çok açız.
Noah: ee
Millie: yani diyorum ki bize deponuzdan biraz yemek verin.
Noah: tamam ama sen bizim depomuz olduğunu nereden biliyorsun ?
Millie: kuşlar söyledi.
Noah: hadi ama Mills buna kimse inanmıyor artık.

İçeriye girdik ve biraz yemek yedik. Çadırlar 2 odalı olduğu için bayağı büyüktü. Bu nedenle rahat oturduk.

Yemekten sonra herkesi toplamaya karar verdik.

****

Herkes toplanmış çardak gibi bir alanda sohbet ediyorduk.

Bir süre sonra herkes sıkıldı ve yapacak şeyler düşündük.

Sophia: kamp broşüründe harita vardı ve haritada birkaç eğlence yeri vardı. İleride bir dağ tırmanma alanı var. Ne dersiniz ?
Jack: iyi fikir
Sophia: herkes kabullendiyse gidelim.

Yaklaşık 10 dakikadır yürüyorduk. Sonunda alanı bulduk ve çıkmak için gerekli malzemeleri ( kask, ip... ) hazırladık.

Birkaç görevli iş güvenliği, nasıl çıkacağımızı, rotayı falan anlattıktan sonra tırmanmaya başladık.

*******

Gaten sayesinde yol bayağı sürmüştü. Yolda her türlü şeye takılmış ve habire dinlenmişti.

Üste ulaştığımızda etrafa bakıyorduk ki karşımızda Sadie ve Jacob'ı gördük.

Finn

Şu ana kadar her şey harika gidiyordu. Fakat iki kişi moralimize yine sıç ayı başarmıştı. Her şey harika gidiyorken bu köpek herif yine karşıma çıkmıştı. Millie'yi kendime doğru çektim ve Jacob'a dik dik bakmaya başladım.

Jacob: siz de mi buradaydınız ? Ne güzel oldu böylece sevgilim ile tek kalmayız birlikte zaman geçiririz.
Finn: siktir git Jacob. Boş yapmayı kes, masum olmadığını herkes biliyor.
Caleb: fakat sana teşekkür ederiz. Bazı güvendiğimiz insanların gerçek yüzünü gösterdin bize.
Sadie: efendim
Caleb: şimdi ise sürtüklük mü yapmaya başladın ?

Sadie

" Bazı güvendiğimiz insanların gerçek yüzünü gösterdin bize. "
"Şimdi ise sürtüklük mü yapmaya başladın ?"

İşte bunu beklemiyordum Düşünsenize sevdiğiniz adam size sürtük diyor ve haketmediğiniz hakaretlerde bulunuyor.

Oysaki tek istediğim arkadaşlarımın mutluluğuydu ama kimse böyle bir şey yapmayacağımı düşünmedi ve beni haksız yere koydu.

Gerçekten çok kırılmıştım. Her şey bitsin tekrar mutlu halime dönüyüm derken her şey boka sarmıştı ve çevremdeki herkes benden nefret ediyordu.

Gözlerimin sulanacağını hissettiğim an hemen bulunduğumuz ormana benzer alandan uzaklaştım ve ağaçların arasına daldım.

Ağlayarak koşuyordum ve büyük bir şeye çarptım. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken ismimin haykırışlarını duyuyordum.
" Sadie! Sadie! Sadie! "

Millie

Sadie'nin ortamdan hızla ayrıldığını gördüğümde meraklandım ve ben de Finn'e hemen geleceğimi söyleyip peşinden ilerledim.

Ağaçların arasına girdiğimizde koşmaya başladı. Arkasından ben de koşuyordum ve onu gözden kaçırmaya başladığımda bir ses geldi ve hemen oraya döndüm.

Millie: Sadie! Sadie! Sadie!

Sizleri çok seviyorum okurlarım😍😍😍❤️❤️❤️

FillieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin