59. Bölüm

576 32 20
                                    

Sadie

Millie ile barıştığımıza mutluydum. Fakat hala ormandayız ve bir türlü çıkış bulamadık. Ormanda gezerken iyice kaybolup derinliklere gidiyorduk sanki.

Finn

Jacob gittikten sonra banka oturduk. Onlar konuşurken onları dinlemiyordum. Sadece millie'yi bekliyordum. Hemen geleceğini söylemişti. 1,5 saat geçmişti ve hâlâ gelmemişti.
Finn: çocuklar ben millie'yi arayacağım
Noah: tamam ben de geliyorum.
Gaten: hey durun biz de geliyoruz

Yaklaşık 1 saat boyunca millie'yi aramıştık ama bulamamıştık.

Biraz daha ilerledikten sonra küçük bir tabela gördüm. Direkt oraya ilerledim. Diğerleri ise arkamdan merakla beni tekrar ediyorlardı. Biraz daha yaklaşınca tabelada Amelia yazdığını gördüm.
 
Biraz daha ilerleyince küçük bir klübe gibi bir yer gördüm ve içine girmeye doğru ilerledim. Kapının kolunu tuttum ve ileriye doğru ittim. Kapının gıcırtısı ve tepedeki zilin sesi birbirine karışarak kapı açıldı.

İçeriyi süzdükten sonra ileride yaşlı bir kadın bana doğru ilerliyordu.

Amelia: merhaba beyefendi size nasıl yardımcı olabilirim?
Finn: merhaba ben birini arıyordum buraya uğramış olabilir mi diye soracaktım. Kahverengi e kısa saçlı, kahverengi gözlü. Acaba görmüş olabilir mısınız?
Amelia: takip edin beni

Bir kapının önünde durdu ve içeriye girmemi işaret etti. Dediğini yaptım ve içeri doğru adımladım. Girdigim gibi adını seslendim.

Finn: Millie

Millie

Sadie ile konuşurken sesini nereden gelse de tanıdığım kişinin adımı seslenmesini duydum ve hemen arkamı döndüm.

Finn: Millie
Millie: Finn?

Hemen yanına koştum ve kendimi kollarının arasına attım.

Finn: Seni çok merak ettim.

Kendimi geriye doğru çektim ve Sadie'yi fark etmesini sağladım.

Finn: Hey, senin ne işin var burada?
Millie: Finn hayır. Onun bir suçu yok.
Finn: Bizi o piçle satınca suçu oluyor yani.
Millie: Sadece beni dinle.
Millie: Onun suçu yok ve şimdi dışarı çıkıp kamp alanına dönüyoruz.

****

Kamp alanına döndüğümüzde Sadie ile olayları anlatmıştık. Herkes affetmişti ama Caleb ile araları hala iyi değildi. Sadece Sadie Caleb'ın ettiği laflardan sonra kırgın olduğu için Caleb ile konuşmuyordu.

Çadırlara gideceğimiz zaman Sadie'nin bir çadırı olmadığı için birimizde kalması gerekiyordu. Onu Jacob'la bırakacak değildim ya.

Zaten biz kızlar aynı çadırda kaldığımız için Sadie'yi de aramıza alacaktık.

Yarın Sophia, Lilia, Jack ve Jaeden yarın sabah erkenden gidecekti. Bu nedenle sabah erkenden kalkacaktık.

****

Sabah telefondan kurduğum alarm yüzünden 7:30 gibi kalktık. Sophia ve Lilia valizlerini toparlarken biz de Sadie ile onlara yardım ediyorduk.

Yaklaşık 8 gibi ortak alana çıktık ve Jack ile Jaeden'ı bekledik. Bir süre sonra onlar da geldi ve havalimanına gitmek için taksiye ilerlediler.

Gaten: hadi biz de kahvaltıya gidelim.

Kahvaltı ettikten sonra tekrardan broşürleri karıştırdık ve çok yakında bir yerde göl olduğunu fark ettik.

Sadie: Aslında göle gitmek kötü fikir değil. Ne dersiniz?
Noah: Hadi göle gidelim.

Herkes çadırlara dağılıp mayolarını giydi ve tekrardan ortak alana gittik.

Herkes toplanınca göle doğru ilerledik.

Göle yaklaşınca kıyafetlerimizi çıkarıp kıyıya koyduk ve suya doğru ilerledik.

****

Akşam duşlarımızı almış ve yemek yemiştik. Akşamları takıldığımız yere gittik ve hemen Finn'in yanına oturdum.

Millie: Finn Sadie ve Caleb'ın araları bozuk ya
Finn: Evet
Millie: Düzeltmem için bana yardımcı olur musun?
Finn: haha tabii ki
Millie: peki nasıl yapacağız?
Finn: Bence çadır arkadaşlarımızı değiştirelim.
Millie: Nasıl yani?
Finn: Yani diyorum ki Caleb Sadie ile sen ise benimle kalacaksın.
Millie: Tabii bunların hepsini arkadaşlarımız için yapıyoruz hatırlatayım.
Finn: Tabii ki

Caleb: Güzel konuşmanızı kesiyorum ama artık çadırlara gitmemiz lazım.
Millie: Tamam geliyoruz.


FillieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin