63. Bölüm

441 22 19
                                    

Millie

Sadie'nin dürtmesiyle uyandığımda uçağın inişe geçtiğini anladım.

Millie: Saat kaç Sadie?
Sadie: 8 oldu.

Kafamı pencereden dışarı çevirdiğimde gökyüzünün karardığını fark ettim.

Uçaktan inip gerekli işlemleri halledip taksi çağırdık ve yeni evimize doğru yola koyulduk. Ne de mutluydum ama (!)

Yaklaşık iki saat sonra varmıştık. Ev mobilyalıydı ve her şey hazırdı. Sadece valizlerimizi arabadan aldık ve Sadie ile odalarımıza gittik.

Bina üç katlıydı. Sadie ve benim odam ikinci katta yan yanaydı. Odam ferah ve büyüktü. Çoğunlukta beyaz renkler vardı. Taşınırken sadece kitaplarımı ve birkaç kıyafetlerimi getirmiştim. Kitaplarım raflara özenle dizilmiş. Kıyafetlerimde elimdeki valizdeydi. Valizi yatağımın yanına koydum ve yatağa uzandım.

Yaklaşık yarım saat sonra Sadie geldi.

Sadie: Mills hadi kalk. Daha kıyafetlerini bile yerleştirmemişsin.
Millie: Yapmak istemiyorum.
Sadie: Ama mecbursun çünkü birazdan alışverişe gitmemiz lazım. Kelly teyze ve Robert amca birazdan gelecek.

Söylenerek yataktan kalktım valizi acil yerleştirmeye başladım.

Son tişörtü de yerleştirdim ve üstüme bir tişört ve kot geçirdim.

Aşağıya indim ve kapıda Sadie'yi bekledim.

O da gelmişti ve artık alışveriş merkezine doğru gidiyorduk.

Finn

Evden dışarı çıkmıyordum. Gece ne yaptığımı az çok hatırlıyorum ama Millie'nin gitmesini hiç beklemiyordum.

Kafam çok karışıktı.

O gün yanına gittiğimde dusurdugum kitabı elime aldım ve inceledim.

Açtığımda içinden bir kolye düşmüştü.
Kolye narin ve hoştu.

Yazılara baktığımda birkaç söz yazıyordu.

23 Mart

Ah be sevgilim, bunu bize neden yaptın.

24 Mart

Kalbim ağrıyor sanki bıçak saplanmış gibi acıyor

Bunun gibi birkaç yazı daha vardı. Ben bunu ona nasıl yapabilmiştim.

Sinirden ayağa kalktım ve her yeri dağıttım.

Yere düştüğümde ellerimi yüzüme siper ettim ve aglamaya devam ettim.

Güçsüzleşmiştim.

Millie

Eve döndüğümüzde tekaradan odama çekildim ve yatağıma düşüncelerim ile birlikte uzandım.

Kapı çaldığında Sadie gelmişti.

Sadie: Kuzum nasılsın?
Millie: Dürüst olacağım. Berbat.

Yanıma gelip oturduğunda ona doğru döndüm.

Millie: Nasıl hissediyorum biliyor musun? Zamanla güçsüzleşecekmiş gibi. Kalbim sızlıyor. Yaşanan olaylara anlam veremiyorum. Keşkelerle yaşıyorum. Sevmekten pişman değilim. Hiç olmadığım kadar memnunum. Hayatımın en güzel günleriydi.
Sadie her şeyin şaka olmasını ve birazdan yanıma gelip beni sıkı sıkı sarmasını istiyorum.

İkimiz de sarılmış bir şekilde ağlıyorduk.

Bana geçecek diye mırıldanırken geçmesini diliyordum.

Kapı çaldığında ayrıldık ve Sadie girmesini seslenirken ben gözyaşlarımı siliyordum.

Ava: Yemeğe çağırıyor annem.
Sadie: Geliyoruz minik.

Yemeğe indik ve çok bir şey yemesem de bir şeyler atıştırdım ve geri yukarı çıkıp uyudum.

*****

Sabah erken bir saatte uyandım ve duşa girdim.

Bu sene sınav senemizdi ve sınava daha vardı son 9 ay kalmıştı. Bu 9 ay sadece çalışacaktım.

Hazırlanıp çıktım ve Sadie de geldiğinde okula ilerledik.

Finn

Sabah kalktığımda okula gitmeye hiç halim yoktu.

Ama mecburdum. Bu sene sınav senesiydi ve iyi bir üniversite için çalışmam lazımdı.

Hazırlanıp çıktım ve okula vardım.

Yazardan

İkisi de çok pişmandı. Finn yaptıklarından, Millie ise olanlardan. Böyle bir olay yaşanmamış olmasını diliyorlardı.

Bu şekilde 9 ay geçti. İkisi de deli gibi çalışmıştı. Çünkü bu olayları unutmak için tek çareyi derste bulmuşlardı.
Birbirlerini çok özlemişlerdi.

Bu sırada aynı zamanda Caleb ve Sadie de ayrılmıştı.

Millie

Bugün sınav günüydü. Şu an Sadie ile heyecanlı bir şekilde sınıflara girmeyi bekliyorduk. Farklı sınıflara düşmüştük ama aynı kattaydık.

******

Sınav güzel geçmişti ve okulun bahçesine inmiş Sadie'yi arıyordum.

İleride bankta oturuyordu. Yanına ilerledim ve oturdum.

Millie: Sınav nasıl geçti kuzum?
Sadie: Güzeldi senin?
Millie: Benimki de güzeldi.

Araba geldiğinde bindik ve eve doğru gittik.

Finn

Sınav güzel geçmişti ve şimdi Noah'ın yanına gidiyordum.

Bu 9 ayda bana en çok yardım eden Noah'tı. Bu biraz tuhaftı çünkü Noah Millie'nin kuzeniydi ve benden şu an nefret ediyor olması gerekirdi. Ama böyle bir şey yapmayacagimi düşünmüş ve bana her şeyi anlatmamı istemisti.

Olanları biliyordu ama Millie'ye hiçbir şey söylememişti. Benim cesaretlenip konuşmamı bekliyordu. Ara sıra yanımda Millie'yi arıyor ve sesini duymuş oluyordum. Ama sadece sesini duyabilmek o kadar canımı yakiyordu ki

O cesareti kendimde bulmam ve konuşmam gerekiyordu ama hatam büyüktü bu nedenle kendimi affedemiyordum ve bir kere pişman olduğunu soylemisti. Ayrıca canını yakiyordum. Daha fazla yakmak istemiyordum

Bu şekilde gecen üç ay sonunda tekrardan okullara baslamiatik. İyi bir üniversite kazanmıştım. Her zamanki monoton hayatıma devam ediyordum.

Millie

Sonuçlar çoktan açıklanmış ve biz bugün yeni okulumuza gidecektik. Kazandığımız üniversite buranın en prestijli okullarından biriydi. Sadie ile aynı okulda hatta aynı siniftaydik.

Ama bu süreçte ne kadar Sadie bana çok yardım etse de kendimi hep eksik hissediyordum. Bir parçam yoktu onu arkamda bıraktığım yerde unutmuştum ve bir daha gidip alamazdım.

Uzun zaman sonra döndüm canlarım ❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️

FillieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin