Bölüm 1

483 16 0
                                    

California,dördüncü gün.

"Rosa aç şu siktiğimin kapısını!" Calum'un dişlerinin arasından konuştuğunu duyabiliyordum, gerçekten sinirlenmişti. 

Çaresizce etrafıma baktım.Ortalıkta küçük bir fare deliğinden başka bir çıkış yoktu.

"Beni yanlız bırak!" Sesim titriyordu ve söyleyeceklerim kısıtlanıyordu.

"Sence bunu yapar mıydım? Rosa aç şu kapıyı, sinirlerimi bozuyorsun."

Yutkundum ve yere çömeldim. "Sen sakinleştiğinde ben burdan çıkmış olacağım."

"Ve ölmüş olacaksın." dedi alay ile gülerken.

"Harika.O halde burdan çıkmıyorum." dedim tereddüt bile etmeden.

Calum sinirlendiğine dair gırtlağından bir hırlama çıkardı. "Hay sikeyim!" Kapıya sertçe elini vurdu. Bu sefer kapıya fısıldıyordu. "Amy...Sana birşey yapmayacağım."  

"Emin olmak istiyorum."

"Açtığında göreceksin, bebeğim." İnlercesine konuştu."Ah! Hadi ama! Orası bir otel değil! Tanrı aşkına,orada ne kadar bir süre daha kalmayı planlıyorsun?" Benden herhangi bir ses çıkmayınca sesini olabildiğince yumuşattı. "Küçük Rosa, deliğinden çık da sana italyan peyniri vereyim." Melodik sesi tüm bedenimi ürpertti.Bu ürpermenin ondan mı yoksa soğuk hava yüzünden mi olduğunu anlayamamıştım.Soğuk hava demir kapının altından giriyor ve dudaklarımdan nefes eşliğinde bir duman süzülüyordu.

Tuvalet aynasının üstündeki varla yok arasında gidip gelen küçük ışık, dar otoban tuvaletini aydınlatıyordu.

"Birinin bizi bu halde yakalaması daha kötü olmaz mıydı? Sıkışmış birini düşün, tam şu dakikalada geliyor ve senden kapıyı açmanı rica ediyor.Bu kişi ayrıca da bir polis."

"Hapishane ayaklarına gelirdi desene." dedim tükürürcesine.

"Çok hızlı konuşuyorsun.Düşünmeden.Bu gerçekten sinirimi bozmaya başladı." Doğruldum ve kapıya yavaşça ilerledim.Şimdi sesini tam olarak duyabiliyordum.

"Ailenin senin gittiğinden mutluluk duyabileceğini düşünüyorum.Yani bilirsin, ebebvyenler yanlarında sinir bozucu evlatları bulundurmak istemezler."

"Bu onurunu kırıyor olmalı çünkü siz beni kaçırdınız, lanet olası.Beni evimden uzaklaştıran da sizsiniz ve burada durup birilerinin burada benim çaresiz olduğumu fark etmesini bekleyeceğim."

''Ne acıklı ama değil mi?'' Sesinı yapmacıklaştırdı."Buradan hiçkimse geçmiyor.Burası şehrin diğer bir ucuna giden ıssız bir otoban."

Kapının arkasında derin bir sessizlik oldu.Ortama sadece derin rüzgar çığlıkları hakimdi.

Calum, bir fısıltıyla söylendi.  ''Pekala, burada kal ve buz tutmamaya dikkat et.Ben gidiyorum.Özgürsün."

Gözlerimi kapadım ve ağır bot seslerinin uzaklaşmasını ve araba kapısının sertçe çarpılıp, yerini iç tırmalayan araba lastiği sesine bırakmasını dinledim.

       Calum gittikten tam on dakika sonra, bedenim titremeye ve dişlerim birbirine çarpmaya başlamıştı. Bununla birlikte açtım.Midemden gelen uğultular bunun kanıtıydı.

Üstümde sadece bordo bir kazak ve kot pantolon vardı.Arabadan inerken Calum'un verdiği polar örtü sayesinde donmuyor olmalıydım.

Calum ve diğer korkunç arkadaşları beni kaçırırken üstüme daha rahat ve daha sıcak tutan kıyafetler giymeyi denemek saçma olurdu. Çünkü...bu kaçırma aşaması fazlasıyla sert ve beklenmedik olmuştu ve tam dört gündür onunla yasal dışı dolaşmama rağmen onu tanımıyordum.

Karanlığa Güvenmek -Calum Hood Fanfic-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin