Calum'un uzun bedenini koridorda gördüğümde doğruldum ve onu izledim.Saçları dağılmış, tam anlamıyla -daha demin vahşice seviştim diyen yüz ifadesinde keyiflilik gizliydi.
Masaya yaklaştı ve sertçe mırıldandı. "Gidiyoruz."
Ayağa kalktım ve uzun boyunun altında dikili kaldım.Arkasını dönüp cam kapıya doğru ilerledi, uzun beyaz tokmağı çekmek yerine bana baktı.
"Neden duruyorsun? Yürüsene."
Tırnaklarımı etime batırdım. "Tuvalete gitmeliyim."
Elini tokmaktan çekti ve derin bir nefes aldı. "Çabuk ol.Geç kalırsan bizzat ben almaya geleceğim."
Uzun koridora doğru ilerledim ve erkekler tuvaletini geçip kızlar tuvaletine vardım.Ağır kapıyı ittim ve büyük lavobolara doğru ilerledim.
Yüzümü yıkadım.Berbat görünüyordum.Saçlarımı ellerimle yatıştırmaya çalıştım.Bileğimdeki tokayı aldım ve saçımı ördüm.
O anda tiz bir ses tuvaleti sardı.Orada öylece kalırken, tiz sesin hıçkırıklara dönüştüğünü duydum.
Kapalı tuvalet kabinine yaklaşırken mırıldandım. "Merhaba?" Bir sessizlik oldu, ardından devam ettim. "Bir sorun mu var? Yardım edebilir miyim?"
"Git buradan." diye söylendi hıçkırıkların ardından bir ses.
"Seni ağlatan şey de ne? Konuşmak ister misin?"
"Yabancılarla samimi olmamalıydım.Hayır, hayır olmamalıydım! California'nın lanetli bir yer olduğunu tahmin etmeliydim!"
"Konuşmaya ihtiyacının olduğunu biliyorum. Aç şu kapıyı."
Bir süre bir sessizlik oldu.Ardından hüzünlü ses mırıldandı. "C-canımı yakmanı istemiyorum."
Derin bir iç çektim."Bende istemiyorum.Sana zarar vermek gibi bir niyetim yok."
Bir sessizlikten sonra kabinin kilit sesi havada yankılandı.
Açılan kapıdan biraz önceki garson Kate çıktı.Bunu tahmin etmek zor değildi.
Tuvalet kapağın üstüne oturmuş, bacaklarına kolları ile sarılmıştı.Çıplak olan taraflarını kapamaya çalışıyordu ve bacak, boyun gibi yerlerin morarmış olduğunu gördüm . Ayrıca gözleri ağlamaktan kızarmıştı.
Burnunu çekti.
Mırıldandım. "Bunu sana o'mu yaptı?"
Gözleri ile bir süre beni süzdü.Başını salladı. "C-canımı a-acıttı." Baştan sona bir şok ile titriyordu. "Rahatsız o-olduğumu söylememe r-rağmen ç-çok fazla ileriye g-gitti."
Yaşı 17'lerdeydi. Calum'un neden böyle birşey yaptığını anlayamıyordum.Gerçekten de düşüncesiz bir piçti.
Onu hüzünle süzerken mırıldandım. "Sana tecavüz ettiğini mi idda ediyorsun?"
Yeşil gözleri benim gözlerim ile buluştu.Dudakları kıpkırmızı olmuştu ve yanakları ile aynı renkte idiler.
"Hayır. Bende istedim.F-fakat o çok...Ç-çok aceleciydi.B-ben...yaptığımız bu şeyin anlamlı olacağını d-düşünmüştüm.O-ondan hoşlanmıştım."
Kafenin tuvaletinde yapılan bir seksin anlamlı olacağı söz konusu bile olamazdı.
Ardından tekrardan ağlamaya başladı. "Şşşt..." Ona sarıldım ve daha çok ağlamasına sebep oldum.
Ayrıldığımızda mırıldandı ve cebinden bir kağıt çıkarıp bana doğru uzattı. "Bunu abine verir misin? "
Kaşlarımı çattım ve buruşmuş kağıdı açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığa Güvenmek -Calum Hood Fanfic-
Action''Özür dilerim,ben...gerçekten özür dilerim.'' diye zorlukla mırıldandı kanlı bedenimi acı çekercesine süzerken. Yanıma doğru bir adım atıyordu ki korkuyla irkildim ve bir refleks ile inledim. ''B-bana,'' kurumuş dudaklarımla zorlukla konuştum. ''-b...