"Katiller!Burada! Katiller!" komaya girmiş bir adam kafeden çıkıp bize doğru seyrek adımlarla koşmaya başladı.
Kate şaşkınca adama baktı,neler olup bittiğinden hala habersizdi.
Calum'dan beklediğim gibi; silahını çıkartıp,adama doğrulttu ve tek gözünü kapayarak ateş etti.
Kate,Calum'un silahı olduğunu,silah sesinin boş otobanda yankılandığında fark edebilmişti.
Kate,çığlıklar içinde elleriyle ağzını ve burnunu kapattı.
Calum,Kate'i döndürüp hızla arabaya yasladı ve çenesini sertçe kavradı. "Ve sen..." diye mırıldandı dişlerinin arasından.
Kate inliyerek panik içinde yanıtladı."Kimseye söylemem! Gerçekten! Beni bırakın,yemin ediyorum,kimseye olanları anlatmayacağım...Ben...Ben...Tanrım! Onu öldürdün!" Hıçkırıklarla ağlamaya başladı.
"Şşt..."diye mırıldandı,dudaklarını kulağına sürterken. "Elbette söylemeyeceksin..." Silahın ucuyla onun yüzünü okşadı. "Fakat bu,kafede çalıştığını değiştirmez."
Hıçkırıklarının arasından söylendi. "Bu ne demek oluyor?"
Calum doğrulup, uzaklaştı kemerini düzeltti ve aldırmadan söylendi. "Nasıl ölmeyi tercih edersin?"
Kate yutkundu ve daha seslice ağlamaya başladı.
"Bunu yapmayacaksın."
Calum güldü. "Neden? Üstelik seninle seviştim! Üzerinde bir sürü lanet kanıt varken, neden seni öldürmemeliyim?"
Kate, iki eli ile yüzünü tuttu ve hıçkırıklarını durdurmaya çalıştı. "Bunu bana yapma, kimse böyle olmasını istemezdi."
Calum dili ile damağını şaklattı ve mırıldandı. "Oh bu benim işim." Calum onu sinirlice süzdü. "Üstelik burdaki vardiyam bitmek üzere." Ardından tekbir eliyle yüzünü tutup, diğer eliyle de mermiyi kafasına doğrulttu.
Korkakça mırıldanmaya başladığımda, onun sinirli bakışlarıyla karşı karşıya geleceğimi düşünmüyordum. "Cesedini burada bulup otopsi sonuçlarında senin lanet dna'larını ortaya çıkarabilirler, onu öldürüp burada bırakmayı düşünüyorsan yanılıyorsun.Ki eğer cesedi bagaja koymayı düşünürsen bile o kıymetli otomobiline kıyamayacağına bahse girerim." Diye soludum.
Bana Kate şaşkınlıkla bakarken, bana bir teşekkür borcu olduğunu aklıma kazıdım ve soğuk kanlı duran Calum'u süzdüm.
İrkildi ve gerileyip, benden yüzünü çekip Kate'e baktı. Ardından işaret parmağıyla uyarırcasına konuştu. "Canını bağışladığım için bana teşekkür etmeli ve bizimle geldiğinin bir şans eseri olduğunu unutmamalısın.Şimdi, hızlı ol, tek bir sorun çıkardığında seni ateş ile yakacağıma yemin ediyorum." Onu kolundan sertçe tuttu ve Kate'ın acıyla inlemesine sebep oldu.Onu arabanın içine doğru ittirdi.
Yanlarına gelip bende biniyordum ki, söylendi. "İçerideki ölüleri kafana takma.Arkamızdaki bir kaç araba başından beri bunun için hazırlıklılardı.Ölüm beklenmedik bir olay,değil mi Elsa?"
Derin bir soluk verdim ve usulca kapımı açmasını bekledim. "Küçük bir kıza göre güzel bir zeka.Belki ileride ekibimize seni de alabiliriz, kim bilir?"
Hırçımla arabanın içine girdim ve Calum'un kapamı kapamasını aldırmadan başka tarafa baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığa Güvenmek -Calum Hood Fanfic-
Action''Özür dilerim,ben...gerçekten özür dilerim.'' diye zorlukla mırıldandı kanlı bedenimi acı çekercesine süzerken. Yanıma doğru bir adım atıyordu ki korkuyla irkildim ve bir refleks ile inledim. ''B-bana,'' kurumuş dudaklarımla zorlukla konuştum. ''-b...