4 . BÖLÜM - KARDEŞİM

103 4 0
                                    

"S-Serra" demiştim şaşkınlıkla. Dudaklarım aralıklı bir şekilde, gözlerim dolmuş bir vaziyette kardeşimi izliyordum.

"Ela! Kardeşim! " dedi ağlamaklı sesiyle ve hemen boynuma atladı. Doyasıya sarıldım kardeşime, onu o kadar çok özlemiştim ki günlerce böyle birbirimize sarmaş dolaş halde kalabilirdim. Serra birden ayrıldı benden ve kolumdan çekiştirerek

"Bir an önce buradan gitmemiz lazım. " dedi aceleci sesiyle. Neye uğradığımı şaşırmıştım. Soru sormama fırsat kalmadan, az önceki bir kıza çarpan arabadan iki siyah takım elbiseli adamın inmiş, bize doğru hızlı adımlarla yürüdüğünü farkettim.

Serra'yla birlikte eski apartmanların bulunduğu, geçmişin izlerini taşıyan duvarların yanından, ara sokaklarda koşturmuştuk. O kadar çok yerden geçmiştik ki ben kaybolduğumuzu düşünmeye başlamıştım.

Oysa ki yanılmışım. Serra aslında nerede olduğumuzu çok iyi biliyormuş, hatta buraya aslında bilinçli olarak getirmiş ikimizi de. Öyle ki siyah parlak renkli bir arabanın kilidini açtı ve hemen kapıyı açıp sürücü koltuğuna oturdu hemen ardından da kemerini bağladı. Ben öylece ayakta durmuş şaşkınlıkla onu izlerken Serra'nın sesiyle kendime geldim.

"Hadi! Acele et! Bir an önce buradan gitmeliyiz. Yıllar sonra bulduğum kardeşimi tekrardan kaybetmek istemiyorum. " dedi.

Ben de bu sözler üzerine yan tarafına geçip, oturdum ve kemerimi bağladım. Serra son gaz, sanki ölümüne arabayı sürüyordu. İtiraf etmeliyim ki gerçekten iyi bir sürücüydü.

Duvarlarının sıvası dökülmüş, boyası kirlenmiş, küçük ve eski bir müstakil evin önünde durduk. Ben evi incelerken, Serra çoktan kemerini çözmüş arabadan inmeye hazır bir şekilde bana bakıyordu. Ona dönüp buraya niçin geldiğimizi soracağım sırada Serra'nın

"Artık güvendeyiz. Bizi bulabileceklerini sanmıyorum. " demesiyle soracağım soru yerine

" O adamlar kimdi? Bizden ne istiyorlar? Orada ne işleri vardı? Neden ... " diye sorularımı sıralarken Serra

" Bunları istersen içeride konuşalım. " diye sözümü kesti ve ben de susup, kemerimi çözerek arabadan indim. Doğruca Serra'nın peşinden eve doğru yürüdüm. Serra'nın kapıyı açmasıyla dışarıdaki soğuk havaya karşılık sıcacık bir hava yüzümü okşarcasına esip geçti.

O esnada ne kadar çok üşüdüğümü anlamıştım. İçeriye doğru ilerlediğimde koltuklardan ve televizyondan anladığım kadarıyla buranın bir oturma odası olabileceğini düşündüm. Serra

"Sen içeriye geç, otur. Ben ikimize de sıcak bir şeyler hazırlayıp, getireyim. Ne içersin ? " diye sordu sevecen bir ev sahibi sesiyle.

Bir kahve iyi olabilirdi aslında. O kadar çok üşümüştüm ki ellerim ve yüzüm buz gibiydi.

"Kahve." diye cevapladım sorusunu.

"Tamam. O zaman ben ikimize de birer kahve hazırlayıp, geliyorum. " dedi ve içeriye doğru yöneldi. Ben de tek kişilik bir koltuğa oturup Serra'yı beklemeye koyuldum.

----------

Yıllar ne kadar da çabuk geçmişti. Kardeşimi en son gördüğümde on iki yaşındaydım. Bir kazan dairesinde kanlar içinde ölüme terkedilmiştim. Kardeşim ise elleri ve ayakları bağlanmış, ağzı sesini çıkarmaması için bantlanmış, ağlamaktan gözleri kızarmış, korkudan sapsarı kesilmiş bir yüzle beni izliyordu. Onu korumak için her şeyimi feda etmiştim. Her şeyimi ...

Ne yazık ki çabalarım bir işe yaramamıştı. O kahrolası insanlar kardeşimi benden almayı başarmıştı.

Serra benim ikiz kardeşimdi. Haliyle birbirimizin kopyasıydık. O gece evimizi basan adamların amacı ikimizi de almaktı. Annem de babam da ikimizi o adamlara vermemek için ölümü göze alarak bizi korumaya çalışmışlardı fakat bu konuda pek de başarılı oldukları söylenemezdi.

Babam daha kapıyı açtığı anda adamlardan biri onu susturucuyla başından vurmuştu. Annem ise bize kaçmamız için uyarılar yapıp bir şeyler anlatmaya çalışırken arkasından iki adet kurşun vücuduna isabet etmiş ve yere yığılmıştı. O gece bizi korumak uğruna ikisi de hayatlarından olmuştu. Ben Serra'yı alıp kaçmaya çalışırken adamlardan biri arkamdan gelip beni bir başkası zannederek elindeki bıçakla boğazımda koca bir yarık açmıştı. Sonrasında beni öldüresiye dövmüştü.

Adam ne zaman ki benim aradıkları ikizlerden biri olduğumu farketmişti ki artık çok geçti. Ben çoktan kendimden geçmiş ve derin uykuma dalmıştım. Sonrasında benim öleceğimi düşünüp sadece Serra'yı alıp kaçmışlardı. Günlerce hastanede kendime gelememiş hatta kan kaybından neredeyse ölümün eşiğinden dönmüştüm.

----------

İçeriden gelen ayak sesleriyle düşüncelerimden arınmıştım ki arkamı dönmemle şok geçirmem bir olmuştu !!

---------------------------------

Merhaba arkadaşlar :) Bu benim ilk yazdığım hikayem. İlk bölümler çok kısa olmuştu. Arkadaşlarımın tavsiyesiyle biraz daha uzun yazmaya çabaladım. Benim için sizin yorumlarınız çok önemli :) ve lütfen votelemeyi unutmayın :))

GEÇMİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin