Okumaya başladığınız tarih?
Park Bong-Cha'dan;Büyük siyah minibüsün camından dışarıya bakıyordum. Buraya nasıl geldiğimi ve neden burada olduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu. Camın dışında gördüğüm iki bedene baktım.
Bir kadın ve bir erkek?
Ardından yanlarına bir kaç adam daha gelmişti. Arkaları dönük olduğu için onları görememiştim. Adamlardan biri elini beline atıp, bir silah çıkardığında korktuğum için ağzımdan bir çığlık çıkmak üzereydi. Ama ben elimi ağzıma doğru sıkıca kapatarak bunu engellemiştim.
Silah erkek olan bedene doğru çevrilmişti. Ve duyduğum o ses;
Silahın iki el ateş etme sesi.
Uyandığımda nefes nefese kalmıştım.
Yine aynı kabustu.
Nedensizce her akşam aynı kabusu görüyordum. Artık alışmıştım diyebiliriz. Yavaşça yatağımda doğrulup, terlediğimden dolayı anlıma yapışan saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım.
Ayağa kalkıp, üstüme beyaz gömlek ve siyah pantolon giydim. Odamdam dışarı çıkıp, çoktan hazır kahvaltı masasına baktım. Büyük ihtimalle evin en büyük hizmetlisi olan Bayan Kim hazırlamıştı sofrayı.
Ben de sofrada ki yerimi aldıktan kısa bir süre sonra babam da gelmişti. Bir kaç lokma ağzıma aldıktan sonra ağzımdan tek bir kelime çıktı
-Doydum
Babam bu hareketlerimden bıkmışçasına şakayla karışık konuştu.
-Kızım, hiçbir konuda bize çekmemişsin.
O sırada Min-Ji yemeğine ara vermeden sesinde hiçbir duygu olmadan konuştu.
-Çünkü o üvey.
Dediği şey ile sofrada ki tüm sesler kesilmişti. İlk olarak elimdeki çatalı sıkıca sıktım. Sonra ise hemen serbest bıraktım.
Haklıydı.
Ama bu moralimi bozmasını gerektirmezdi. Oturduğum sandalyeden kalıp, başımla son kez onlara selam verdim. Büyük yemek odasından çıkmadan önce aynı annem gibi sevdiğim Bayan Kim'in yanağına bir öpücük kondurdum.
Tam kapıdan çıkarken kolumdan tutuldum. Arkamı döndüğümde gördüğüm kişiler;
Park Chanyeol ve Park Jimin
Onlara karşı hafif gülümsedim. 6 kardeştik. Ve benim anlaşabildiğim tek kardeşlerim onlardı. Üvey olmama rağmen. İlk Chanyeol konuştu.
-Bong-Cha, onu umursamamanı kaç kez söylemiştim.
Kolumu tutan elden kurulduktan sonra ayakkabı bağcığımı bağlamaya döndüm. Onlara bakmadan konuştum.
-O haklı
Ardından Jimin konuştu.
-Haklı olması bizim seni ondan daha fazla sevdiğimiz gerçeğini değiştirmiyor
Dediği şeyle yüzüme kocaman bir gülümseme yayıldı. Arkama dönüp hızlıca ilk Jimin'in sonra Chanyeol'ün yanağına bir öpücük kondurdum.
-İyi ki varsınız! Ama şimdi çıkmam gerekiyor işe geç kalıyorum
Dediğim şeyden sonra arkamı dönüp yürümeye başladım.
Onlar hayatımda ki tek güzel şeylerdi.
.
.
.
.Yönetimini benim yaptığım babamın şirketine giriş yaptığımda direk olarak arkamda biten sekreterim Yoongi'ye baktım. Hızlıca konuşmaya başladı.
-BongCha-ah birazdan moda tasarım bölümünden elinde tasarımlar gelecek. Saat 10.00'da kumaşlar gelecek. Ardından yaklaşık 3 saat sürecek bir konferansa katılacaksınız. Ve son olarak ise biri isimsiz olarak sizinle görüşmek içim randevu almış. Kim olduğu bilinmiyor.
Bunların hepsini tek nefeste söylediğinde bayağı şaşırmıştım.
-Bugün bayağı yoğunuz desene
Odamın kapısını açtığımda benim açtığım kapıyla aynı anda açılan kapıya baktım.
Park Jin-Young
Şirketin %50 hissesi bendeyken diğer %50'lik kısmı onda olan üvey kardeşim. Kendisi sinsi biriydi.
Sinsi
Köpek Jin-Young
Hav hav
Ama kendisi genelde şirketi batırmak için uğraşan bir gerizekalı
Onunla kısa bir süre göz teması kırduktan sonra odama daha fazla bekletmeden girdim. Kısa süre sonra odaya titreyerek gelen Yoongi'ye baktım.
-Yoongi iyi misin?
Başını evet anlamında salladı.
-Ben iyiyim ama şirketin durumu için aynı şeyi söyleyemem.
Derin nefes aldı ve devam etti.
-Tasarımcıların gönderdiği tasarımları size getirmeden önce bir göz attım. Ama tasarımlar onların çizdiği şeylerden tamamen farklıydı. Bizim geçen seneden kalan kreasyonumuzdanlardı.
Onun sözüne devam etmesine izin vermeyerek böldüm.
-Kumaşları zaten sipariş etmiştik. Büyük bir zarara gireceğiz değil mi?
Dedim sakince. Başını evet anlamında salladı.
-Kim yaptı biliyor musun Yoongi-ah?
-Aslında aklıma bir isim geliyor
Yine sözünü böldüm
-Park Jin-Young
Kafasını yine evet anlamında salladı.
-Bugün bu olay yüzünden başka bir işiniz kalmadı efendim. Herşey iptal oldu. O yüzden sizinle konuşmak için randevu alan kişiyle görüşmenizi erkene aldırdım. Birazdan gelecekler
Dedikten sonra odadan çıktı.
Gelecekler?
Demek ki sayıları birden fazlaydı. Ama benim için şuan umrumda olan tek şey batmak üzere olan şirketimizdi.
______
Acaba görüşmek için randevu alan beyefendi kim?
Kimse kesinlikle tahmin edemiyor sjsjsj
Sınır;
10 Okunma 5 Oy 10 Yorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Job | Jeon JungKook
Non-FictionJob | Jeon JungKook >Şirketi batmak üzere olan bir kız. Ve şirketi şartlara uyulmazsa daha çok batağa çekecek olan bir adam. Yayımlanma Tarihi;11.05.2019