⚜️7: Time Machine⚜️

919 97 52
                                    


Jungkook

Sadece sinir krizi geçirip Profesör'ü parçalamamak için yumruklarımı sıkıyor ve sinirden gülümsüyordum. Kaptanlığı, cadılara vermek öyle mi? Bu adamın kafası hangi cehennemdeydi cidden!

"Bu imkansız." Diyerek araya girdi Yoongi. "Onlar kaptanlığın k'sini bile bilmezken bunu yapamazsın Profesör."

"Yaptım bile."

Rahat tavrı ve alaycı gülümsemesinin ortasına yumruğumu geçirmemek için zor duruyordum. Yoongi sinirden kıpkırmızı kesilmiş, Seulgi kıs kıs gülüyor ve Joy da ona katılıyordu. Yeri ise daha çok endişeli gözüküyordu.

"Sevgili cadılarımıza oyunun kurallarını anlatırsınız çocuklar," diyerek tahtından ağır hareketiyle kalktı Jimin. "Cezanız bu."

"Bunu kabul etmiyorum!"

Yoongi, sesini yükselttiğinde onu kolundan tutma ihtiyacı hissetmiştim. Aksi takdirde benim kadar sakin kalamayacağını biliyordum ve Jimin'e sataşması şu an isteyeceğim son şeydi. Bir Profesör'e, üstelik Profesör Jimin'e sataşmak yürek isterdi.

"Odalarınıza gidebilirsiniz." Diyerek elini savurmakla yetindi Jimin.

Ben de Yoongi'nin kulağına fısıldamıştım bu sırada. "Bunu cadılarla konuşuruz."

Profesör'ün odasından çıktığımızda cadıların önden hızla gidişini yüksek sesli bağırışım durdurdu. Bizden korkuyor olmalarına rağmen hiç rahat durmamaları da ayrı bir ironiydi. Madem başlarına gelecek belaları biliyordular, neden pislik yapıyordular acaba?

"Hey!" Yumruğumu sıkmaya devam ederken seslenmiştim. "Konuşmamız gerek."

"Konuşacak bir şey yok." Diyerek araya girdi Seulgi çiyanı. Şu kızdan hiç haz etmemiştim ve etmeyecektim de.

Joy, Seulgi'yi kolundan çekiştiriyordu bu sırada. "Gidelim..."

Onlara doğru yürüyüp önlerine vardığımızda sözü Yoongi devraldı. "Hiçbir halt bilmediğiniz işe karışmamalısınız. Sizi uyarıyoruz."

"E öğreteceksiniz ya..." diyerek alayla gülümsedi Seulgi yeniden.

Yoongi, sertçe Seulgi'nin çenesini kavradığında bu sefer alayla gülümseyen kişi de ben olmuştum. Çünkü korkudan neredeyse bayılacak gibi duruyordu ve gerçekten komikti. Ancak Yoongi'den ben bile korkmuştum tabi.

"O küçük çeneni yerinden çıkarmamı istemiyorsan bu işe bulaşmayacaksınız pis cadı. Duydun mu beni?"

Seulgi'yi bu acıdan kurtaran kişi Yeri oldu. Yoongi'yi tüm gücünü kullanarak ittirip Seulgi'den ayırdığında yüzündeki dehşeti fark edebilmiştim. Kaptanlık işine bulaşmak istemediği ise her halinden belliydi.

"Kaptanlık saçmalığına meraklı değiliz!" Diyerek Yoongi'ye çemkirdi. "Ama Profesör'ün sözüne de karşı gelmeyeceğiz."

"Ne demek bu?"

Kollarını göğsünde birleştirdi. Yoongi'nin sorusunu bana bakarak cevaplamayı tercih ettiğinde vücudum ani bir etkiyle titremişti. Damarlarımdaki mavi kan hızını arttırmış ve yerini adrenalinin yüksek gücüne bırakmıştı sanki. Gözlerimin açlığın etkisiyle değiştiğini hissedebiliyordum.

"Yani Profesör ne derse o, demek. Ya bize şu kaptanlık saçmalığını öğretirsiniz ya da daha çok ceza almaya devam edip hayatınızın içine edersiniz. Karar sizin."

Yoongi alayla gülümsedi. Ancak biliyordum ki bu gülümseme yerini kesinlikle sinire bırakacaktı çünkü Yeri haklıydı. Ne kadar itiraz edersek ve inat edersek Jimin de o kadar ceza verecekti. Fakat bunu kabullenemiyorduk işte. Bu yarış için çok çalışmıştık.

creepy cityHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin