Kenan Doğulu - Tencere Kapak
♫
Kavin üzerindeki siyah askılı, diz üstü elbisesini düzeltirken güldü aynadaki yansımasına. Ne ara bu hâle geldiğini kendi bile anlayamamıştı. Barış'ın ortaya attığı sorusu ciddiydi tuhaf bir şekilde. Başta şaka sanıp güldüyse de cebinden çıkartıp gösterdiği davetiyeyle ciddi olduğunu anlamıştı. Bir deli cesaretiyle teklifini kabul etmişti fakat hesaba katmadığı bir şey vardı. İşi. Bugüne mahsus başhekimiyle konuşmuş, erken çıkmayı istemişti. Şanslıydı ki geri çevrilmemişti isteği. Sadece yetişmek için hastanede hazırlanmak zorunda kalmıştı, o kadar.
Hazırlığı kısa sürmüştü. Evden getirdiği siyah düz elbisesini üzerine geçirmiş, onunla uyumlu siyah babetlerini ayağına takmış, saçlarını salık bırakarak taramış ve paltosuna uyumlu vişne çürüğü tonlarında hafif bir makyaj yapmıştı.
Omzuna astığı çantasına yerleştirmeden önce saate bakmıştı telefonundan. Saat 7 olmuştu bile. Barış'ın geldiğini düşünerek paltosunu üzerine geçirip hastanenin çıkışına doğru adımladı. Sözleştikleri gibi Barış onu buradan alacak ve düğün salonuna geçeceklerdi. Bu onun için bir ilkti. Düğünlere çok kez gitmişti ama ilk defa bir erkekle, tanımadığı bir düğüne gidecekti. Heyecanlıydı.
Dışarı çıktığında gördüğü yüzle heyecanı katlandı. Barış içine giydiği beyaz tişörtü, siyah kot pantolonu ve pantolonuyla uyumlu siyah ceketiyle oldukça yakışıklı gözüküyordu. Kıyafet konusunda abartmadığına sevindi çünkü akrabasının düğünü olmasına rağmen Barış oldukça spor giyinmişti. Uzayan sakallarını kısaltmış, saçlarını yana doğru özenle taramıştı. Esen rüzgarla birlikte Kavin'in burnuna doldu parfüm kokusu. Otobüste bulundukları süre zarfında bu kokuyu almamıştı hiç. Bugüne özel diye geçirdi içinden. Daha fazla bekletmemek adına ilerledi onu henüz fark etmemiş adama doğru.
"Selam?"
Duyduğu sesle yerdeki çimlerden başını kaldıran Barış dünden bu yana görmediği yüzle karşılaştı. İçinde bir yerler burkuldu. Özlediğini fark etti. Daha 24 saat bile olmamışken onu özlemesi çok mu tuhaftı? Öyle olsa dahi bu tuhaflıktan hoşnuttu oldukça. Gözlerini, yüzünden ayıramadı. Ezberliyordu onu her geçen gün biraz daha fazla. Kalın siyah düz kaşlarının altında büyük, yuvarlak mavi gözleri, hemen bitişiğinde küçük hokka gibi bir burnu, biraz altındaysa koyu pembe dolgun dudakları... Her gün bir kısmına doyasıya baktığı yüz şu an tüm çıplaklığıyla tam karşısında duruyordu. Bu bile onu güzel bulmasına yeterdi, üstüne bakmakla irdelemedi gözlerini.
Ellerini kaldırıp içinden geçen o cümleyi kurdu. "Çok güzelsin."
Kavin utanarak başını eğerken saçının bir kısmını yerleştirdi kulağının arkasına. "Teşekkür ederim sen de..." Sözlerine devam etmek için ellerini kullandı. "Çok yakışıklı olmuşsun."
Zaman kavramları farklıydı. Kavin şu andan bahsederken, Barış daima öyle olduğundan bahsediyordu.
"Teşekkürler, gidelim mi?" Sorusunun ardından kolunu kıvırarak uzattı ona doğru. Kavin oyalandıklarına karar vererek çabucak koluna girdi. "Gidelim."
Taksiye binip fazla uzak olmayan düğün salonuna geldiklerinde aşağı indiler. Aynı şekilde kol kola içeri girdiler. Salon, klasik mahalle arası bir düğün salonuydu. Mor ve beyaz ağırlıklı. Demir sandalyelerin üstüne geçirdikleri saten beyaz kumaşların üstünde mor tül ile kurdeleler, masaların ortasında yine aynı mor renkten kumaş parçaları vardı. Salonun bir çok yeri gereksiz kolonlar tarafından bölünmüştü. Düğün çoktan başlamıştı bile. Çocuklar etrafta koşuşturup duruyorlardı. Kavin onlara gülümseyerek bakarken Barış tedirgindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞARKILARDA BULUŞURUZ ✔
Short Story"Biz her gün şarkılarda buluşuyoruz. Şarkılar içimizden geçen düşüncelere yeterince tercüman olmuyor mu sence de?" *Wattpad'de yayımlanan Şarkılarda Buluşuruz isimli ilk hikayedir. *Kısa Hikaye #1 (17.08.2020)