Bölüm 48

18.3K 439 35
                                    

Merabalar. Bu kısmı kısa tutacağım yarın size bazı haberlerim olacak. Bu sizi bekletmemek adına yapcağım bir duyuru olacak. Birkaç operasyon geçirdim ama küçük şeylerdi şu an iyiyim. Okulum çok yoğun pazartesi finallerim başlıyor ama bugün yorumları görünce oturup bölüm yazmaya çalıştım sjdjjs

Sonunu bağlayamadım o yüzden kızmayınız sizi seviyorum

XOXO


Herkes yeni bir güne uyandığında dışarıdan hafif bir saksafon müziği eşliğinde kuş sesleri geliyordu. O sabah gözünü ilk açan Lilybeth oldu. Derin ve deliksiz bir uyku çekmişti. Jamie'yi bir anda karşısında görünce rüyada olduğunu sandı, ve önceki gün olanları tekrar hatırlayınca kalbi minik bir serçeninki gibi pır pır etti.

LILYBETH:

Gerindim ve yataktan çıktım. Hava çok sıcaktı ve terlemiştim, hemen duşa girmeliydim. Jamie'nin yanına gidip tepesinde dikildim. Aynı onu bırakmadan önceki hali gibi uyuyordu. Ama mekan farklı, yatak farklı hatta kıta bile farklıydı. Bir de onun bu hasta görüntüsü hala canımı acıtıyordu

Odasıma gidip üzerimi çıkardım ve kendimi suyun altına bıraktım. Vücudumdan akan damlalarla birlikte gevşediğimi hissettim ve dünü daha aklıselim düşünmeye başladım. Jamie doğruyu mu söylüyordu? Şimdi yeniden şüpheye düşmüştüm. Beynim allak bullak bir haldeydi. İçten içe ona güvenmek istiyordum ama kaçıncı defa? Beni seviyordu. Sevdiğine emin mi? Benim onu sevdiğim kadar beni seviyor muydu?

Benimse emin olduğum tek bir şey vardı. Salaklığım. Nasıl olmuştu da yeniden kazanan kişi o oluyordu? Her neyse düşünmekle bir yere varamayacaktım bu yüzden bekleyip yaşamak en iyisi gibi görünüyordu.

Havluya sarınıp odama geçtim. Hızlıca rahat bir şeyler ve sandalet giyindim. Saçlarımı kurutmadan, sadece taranmış halde odamdan çıktım. Jamie'nin odasına tekrar gittiğimde yatakta değildi.

''Jamie?''

Ses yoktu. Aşağıya indim ve orada bu küçük apartın sahibi Uma'yla ve koruması Ben'le konuştuğunu gördüm. Arkası dönüktü ve akıcı İtalyancasıyla kadına hızlı hızlı bir şeyler söylüyordu. Gözlerimi devirdim, bilmediği bir şey var mıydı acaba?..

Uma beni görür görmez parmağıyla işaret etti. Jamie dönüp yanıma geldi ve sıkıca sarıldı. Şaşkınlıktan karışılık veremedim

''Gittin sandım''

''Ne?''

Geri çekildim

''Seni aradım yoktun''

''Odamda duş alıyordum. Ortalığı bu kadar telaşlandırmasan olur mu? Bu insanlar alışkın değil''

''Huysuzluk etme. Sadece soruyordum''

Uma'ya baktığımda kıpkırmızı görünüyordu ve yelpazesini vücudunun her yerine sallıyordu

''Ben mi huysuzluk ediyorum? Nereye gidebilirim ki? Dün seks yaptık''

''Mantıklı düşünemiyorum Lilybeth. Üstüme gelme''

Bu küçük çocuk görüntüsünü hemen şimdi üstüne çıkarak ve kıyafetlerini parçalayarak kendinden geçirmek istesem de, derin bir nefes almakla yetindim. Elinden tuttum

''Hadi seni odana götürelim'' dedim

Girer girmez arkamdan sarıldı ve boynumu öptü.

''Çok güzel kokuyorsun. Lütfen beni bundan mahrum bırakma''

Kollarından sıyrıldım ve gülümsemeye çalıştım.

''Biraz daha dinlenmek ister misin? Ya da kahvaltı etmek?''

Passions (Tutkular)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin