Yine bir gün, yine bir garip uyanma.
Gözlerimi telefonumdan gelen sesle açtım. Uyku mahrumu kimin aradığına bakmadan.
"Kimsen neden bu saatte arıyorsun?"
Biraz hışırtı geldi sonra garip bir ses. Ya da bana garip gelen bir ses:
"Helena okul neredeyse başlıycak ve sen hala uyuyorsun. Kalksan iyi olur ilk ders kimya."
Gözlerim birden büyüdü ve hemen koltuktan kalktım. Saatte baktım. Lan nasıl uyuya kaldım ben. Bütün gece bilgisayar başındaydın. Kahveyi azaltmalıyım ben uyumak için bu gidişle.
Telefonun diğer ucundaki Peter hala konuşuyordu. Ama ben dinler miyim? Nope.
"Helena dinliyor musun?"
"Hayır salak. Çantamı toplamaya çalışırken bu çok zor oluyor."
Seke seke ayakkabılarımı giymeye çalışıyordum.
"Umarım projeyi yapmışsındır."
Durdum. Hayır hayır şaka desin.
"Ne projesi?"
"Fizik."
"Ya siktir ama."
Hemen bilgisayarın başından konu ile ilgili bir kaç şeyin çıktısını aldım. Telefonu o an kapatmıştım. Çantamı omzuma taktım ve koşarak kapıya doğru gittim.
Evden çıktım ve koşarak okula gitmeye başladım. Beş dakikada okuldaydım. Koşarak sınıfa gittim ve kapıyı çalıp içeri girdim. Kimyacı bana "alıştım artık hemen yerine geç" bakışı attı. Ben de hemen yerime Peter'ın yanına oturdum.
"İyi geldin."
"İnan bana Parker nasıl koştuğumu bilemezsin."
Kimya kitabını çıkardım. Fizik projesini bir dosyaya koydum. Macera-aksiyon filmi çektim sanki.
Elimde kalemle oynuyordum ama bir türlü dersi dinleyemiyordum. Son yaptığım para yardımından dolayı içimde bir huzursuzluk vardı çünki.
"Mss. Livingstone dersi dinliyor musunuz?"
Gözlerimi kırpıştırdım ve hemen başımı aşağa yukarı salladım.
"Evet Mrs. Brown dinliyorum."
"Güzel. Ama derse biraz daha katılırsanız sevinirim."
Gülümseyerek başımı salladım. Hadi ama Hel kendini derse ver.
Konsantre olmaya çalışıyordum ama bu imkansızdı. Aklım hep bu gün yapıcaklarımdaydı.
Zilin çalması beni kendime getirdi. Başımı iki yana salladım.
"Helena iyisin değil mi?"
"Ah evet neden olmiyim ki?"
Peter benim bu işle uğraştığımı bilmiyordu. Bilmemelide. Kimse bilmemeli.
Peter beni ailemle yaşadığımı biliyordu sadece. Ama sorun şu ailem yok. Sadece teyzem var o da benle uğraşmayı sevmezdi. Ne kadar dramatik bir hayat. Yey.
"Kalk kafeteryaya gidelim kahvaltı etmemişsindir."
"Doğru tahmin."
Çantamı omzuma taktım ve koridora doğru adımladım. Peter da peşimden geliyordu.
"Gece yine hangi diziyi izleyip uyumadın."
Keşke dizi izleseydim. Ama olmuyor. O da yok ki. Hayatım yalan galiba.
"Teen Wolf tabiki."
O diziyi sadece 3.sezona kadar izledim. Yalan söylemek zorundaydım yine ne yapiyim ya.
Kafeteryaya geldiğimizde sıraya girdik. Ben bir kaç şey alıp Peter'ı bekledim sonra bir masaya geçtik.
"Pete bana örümcek adamın yeni fotoğraflarını getirdin mi?"
Yemeyindeki dikkati bana döndü sonra başını iki yana salladı.
Yüzüm asıldı. Yeni fotolar çok lazımdı bana ya.
"Üzülme ya elbet getircem fotoğrafları sana. Söylesene okuldan sonra laboratuvar da çalışmaya kalıcak mısın?"
"Bilmiyorum bekle bakiyim."
Telefonumu alıp son durumuma baktım. Soyguncuların çaldığı parayı bankaya geri yollama işlemi hala sürüyordu. Melody gelmemi istemişti onun yanına gitmez isem ağır trip yerdim. Yani bu demektir ki-
"Üzgünüm Pete beni bekleyen birisi var."
Kaşlarını çattı. Kötü bir şey mi dedim yoksa?
"Sevgilin mi var?"
Yüzümü buruşturdum. Son olan faciyadan sonra sevgili yapmaya meraklı değildim ben.
"Hiç işim olmaz zeki çocuk."
Diyip fizik sınıfına doğru gittim. Umarım projemi kabul eder.
********
Yerimde duramayıp kurgu yaziyim jdkdmdmsm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker/Peter Parker (Bitti)
FanfictionHelena Livingstone. Lise ikinci sınıf manyak bir öğrenci. Ama sadece bir öğrenci değil. Sırf iyilere yardım etmek için bir hacker. Bundan dolayı bir işe başlar. Ama öte yandan örümcek adamın kimliğinide merak ettiğinden araştırmaya başlar. Peki bu b...