Hacker/Peter Parker (Bitti)

~6~

"Cidden oraya staja mı başlıycaksın şimdi?"

Kutulara eşyalarımı koyarken Peter'a döndüm.

"Aynen öyle. Resimleri getirmedin ben de Tony'e ya beni al ya da öl dedim."

Bilgisayar kasasını paketlemeye gittim. Bu aşkımı bırakmam bilin.

"Lena sen delisin!"

Kıkırdadım. Paketlediğim bilgisayarı kapının kenarına koydum. Ulan Tony delirttin beni bir gün de. Durun ben zaten deliyim.

"Teyzenin haberi var mı?"

Ona baktım soğuk bir ifadeyle.

"Bilmesine gerek yok. Bilirse maaşıma falan konar şimdi. Hiç uğraşamam."

Diyip koltukların üstüne örtü çekmeye başladım. Ee burayada kaçıp arada gelcem. Hep orda durursam Tony'e dalarım ben.

"Dur dur. Ya buraya gelir-"

"Gelemez çünki ona hep yanlış adres veririm."

Valizimi de kenara koydum ve esneyerek ona döndüm. Bana kaşlarını kaldırmış bakıyor.

"Bay Stark seni neden staja aldı cidden?"

"Dedim ya. Ya al-"

"Ciddi anlamda soruyorum. O staja girmek zor."

"Sen girdin ben de girdim Benjamin. Abartma."

Telefonumu çıkarttım ve o Happy denen şişko kişiye mesaj attım. Umarım hızlı gelir.

Peter yavaşça yanıma geldi. Humm bir şey var bunda. Ama neysee.

"Bir şeyler karıştırmadan uslu uslu staj yapıcak mısın?"

Gülümseyerek başımı aşağa yukarı salladım. Ehe asla uslu olmam ben.

"Bu iyi o zaman. Bak bir sorun olursa ya da kötü his-"

"Seni arıycam babacık anladım. Hadi bakalım şimdi git o Happy denen şahıs gelcek "

Omuzlarından tutup kapıya götürdüm. Kapıyı açtım ve gitmesi için ona bakarken birden bana sarıldı.

"Sana dikkatli ol diyorum o kadar. Başına fazla dert açma."

Gülerek başımı aşağa yukarı salladım.

"Bu iyi."

"Sen zaten gelmiyecek misin? Sen de stajyersin."

Hemen benden ayrıldı. Sonra bana bakarak.

"Be-ben orda staj yapmıyorum. Ben başka bir yerde yapıyorum stajı."

Kaşlarımı çattım. Ha?

"O zaman Tony'e beni senin çalıştığın yere ko-"

"Hayır olmaz. Çünki başka stajyer istemiyorlar. Evet."

Gözlerimi kıstım. Bu bas baya beni istemiyo yanında. Hı trip.

"Peki. Aa Happy geldi hadi git."

Onu ittim ve valizimi alıp aşağıya indim. Happy arabasına yaslanmış bana bakıyordu.

"Ah sonunda. Tek valiz mi?"

Başımı iki yana salladım ve valizimi onun önüne koydum.

"İki kutu daha var."

Garipçe bana baktı. Sonra derin bir nefes aldı.

"En azından fazla değil o kadarmış."

Kıkırdadım ve apartmana geri yol aldım. Peter da aşağıya bir kutu ile iniyordu. Göz devirdim.