bu bölümü sonradan okuyunca art-media jeongguk'un taehyung'u aradığı bölüm aklıma geldi ve birazcık üzüldüm çünkü çok etkiliyorlar beni ne yapayım,şimdii
iyi okumalar, bolca yorum isterim
😔💘
ve bir de,
#youareperfecttaehyungKaranlık sokakta öylece yürürken sakin nefesler alıp veriyordum. Arada bir cebimdeki ellerimi dışarı çıkarıp ovuşturuyor, burnumu çekiyor ve üzerimdeki polara iyice gömülmeye çalışıyordum. Birkaç saat önce yaptığım şey yüzünden kalbim hâlâ hıphızlıyken Taehyung'la nasıl mücadele edeceğimi bilmiyordum.
Ama daha kötüsü vardı. Taehyungsuzluk'la mücadele edemeyeceğimin farkındaydım. Ve bu acıtıyordu. Şu anki hislerimi anneme anlatsam belki de büyüttüğümü söylerdi. Ya da neden bir çözüm yolu bulmaya çalışmadığımı. Taehyung'a küfredebilir, yalnızca saçlarımı da okşayabilirdi. Canımı sıkan bir diğer konu da buydu. Bunların herhangi birini benim için yapmasını, söylemesini istiyordum ama annem uzağımdaydı. Minhee birkaç gün sonra Paris'teki torunlarını görmeye gidecekti ve Taehyung... Onu zaten biliyorsunuz.
Yapayalnız kalacaktım. Zaten küçük hissediyordum, daha da küçülecektim. Birilerine alışmaktan, onlara bağlanmaktan işte bu yüzden nefret ediyordum. Buna ihtiyacım olsa da sonrasında, bir gün illa ki acıtıyordu. Ayrılmak istemiyordum. Kedilerimden geçici bir süre için ayrılırken bile günlerce ağlamıştım, onlar benim çocuklarımdı. Şimdiyse, şimdiyse bunu söylemek beni zorlasa bile, sanırım aşkım gidiyordu. Bunu hiç ama hiç istemiyordum.
Ne yapacaktım? Karşıma yeni birisi mi çıkardı? Taehyung geri döner miydi? Gitmekten hiç mi vazgeçmezdi? Ben? Beni özlemeyecek miydi yani... Belki de ben ona tutunmuştum ve bu yüzden güçlü olduğunu düşündüğüm hislere sahiptim ona karşı. O ne düşünüyordu kim bilir. Ben gözünde veya, işte, kalbinde büyüttüğü biri falan değildim. Gerçekten çok mu abartıyordum?
Ancak öyleyse de bu onun suçuydu. Başka birisi olsa ilgiye aç yanım o başkasını istemeyecekti. Buna ihtiyacım olsa da başkasına aynı şeyleri hissetmeyeceğimden emindim. Bazı şeylerde berbat olsam da, gerçekten, tam şu an kendimi iyi tanıyordum.
Geri dönüş yoluna yürümeye başladığımda hala dalgındım. Şu anda Nyu'ya ihtiyacım vardı. Şişko göbeğini kollarımla sarmalıydım ve o da küçük, pembe dilini parmaklarıma sürterek bana sevgisini göstermeliydi. Yumuşacık tüyleri vardı, biliyor musunuz? Eminim hala öyledir.
Ayağımın altındaki ufak taşa tekme attım. Yuvarlanarak uzağa gitti. Birkaç saat önce yaptığım şeyi söylemedim, değil mi? Bunu daha önceden birkaç kez yapmış olsak da hala çok heyecanlanıyordum. Taehyung'un yatağındaydık. Tanrım! Evet, evet Taehyung'un yatağındaydık. Beraber uyuyacaktık ama bu kez onun evinde olacaktı bu.
Taehyung kollarını huzurla etrafıma sarmıştı ilk başta. Burnu durmadan boynuma sürterek beni huylandırırken belimi bırakmıyordu. Uykuya dalmadan birkaç dakika önce boynumu öpmüştü bile. Yemin ederim ki! Sonra, sonra uykusunda benden ayrılıp biraz uzaklaştı. Bu kez ben ona kollarımı sarmıştım. O da hemen bana yanaşmış, o koca cüssesiyle kollarıma sığmaya çalışmıştı. Deli gibi tatlıydı. Beni çıldırtıyordu.
Mm, sonra ben, bilirsiniz birazcık duygusalımdır hani. Çok az ağladım. Ama ne yapabilirdim ki? Gerçekten bırakmak istemiyordum. Gitmesine bir gün kalmıştı sadece, çok üzgündüm. Ona pek belli etmek istemiyordum ama elimde değildi. Neyse ki o bebekler gibi uyuyordu ben yanaklarımı ıslatırken. İşte, sonra birazcık omzunu öptüm ve birazcık da yanaklarını. Ardından, hayır, dayanamadım dostlarım. I-ıh, yapamadım bunu. Ve dudaklarına ulaştım. Uykusunda öptüm onu! Ama ufak bir şeydi. Hareket etmedim elbette. Sadece, dudakları dudaklarımda olsun istedim. Zaten sıcacıklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
all i want
Fanfiction"Tek istediğim kapımı çaldığını duymaktan fazlası değil." Bolca deli doluluk, pamuk şeker, Jeongguk'un absürt rüyaları ve onun İri Birisi'ne olan kahrolası sevgisini içerir. 231118 ▪ All I Want, Kodaline.