Hisasi'den izin almadan bunu buraya bırakmak istemedim ama çok güzel ve bizimkine benziyor 😭 Bekliyorum yorumlarınızı, öptüm 💅👀
▪▪
Sabah Taehyung'un yatağında, çevrem onun bana huzur veren kokusuyla sarılmış şekilde açtım gözlerimi. Oda hava aydınlanmasına rağmen hâlâ çekili koyu perdeler yüzünden karanlıktı ve oluru olsa uyudukça uyurdum. Belimi sıkı sıkıya saran Taehyung'un şişik gözleri ve aralık dudaklarını izleyeduracağım sıra bir burun çekme sesi duydum. Korkuyla arkamı döndüğümde saçlarını bu kez yeşile boyamış bir adet Minhee ağlayarak başımızda dikiliyor ve neredeyse hıçkırıyordu.
"Senin burada ne işin var!" Yerimden sıçrayarak korkuyla sorduğumda elinde tuttuğu anahtarı gördüm. Tamam, apartman sahibi olduğu için her dairenin anahtarı onda bulunuyordu ama, Tanrı aşkına! Böyle giremezdi insanların evine.
Yerinde kıpraşıp gözlerini aralayan Taehyung gülümseyerek beni öpeceği sıra henüz bedenimden ayrılmamış şokla ona Minhee'yi gösterdim, "Aa, Minhee," Taehyung gayet normal bir şekilde mırıldanıp gülümsüyordu. "Hoş geldin canım, neden ağlıyorsun?" Bu da bir rüya mıydı? Tanrım... niye böyle saçma sapan anları yaşamak zorundaydım? Hem Taehyung'u nü çizmek istesem bana izin verir miydi? Neyse, bunu sonra düşünecektim.
"Çok güzelsiniz," dedi Minhee gözyaşlarını elinin tersiyle kurulayarak. Yendiğimi sandığım utancım yanaklarımdaki sıcaklıkla kendini belli ederken olduğum yere sindim. Taehyung'un kıkırtısını duymuştum.
"Neden bize geleceğini haber vermedin? Tamam, sana küsmüş olabilirim ama yine de portakallı kek yapardım senin için." Minhee'nin kurulanmış yanakları yeni gözyaşlarıyla ıslanırken gözlerim irileşti ve ayağa kalkıp onu kollarım arasına aldım. Papatya kokusu burnuma dolduğunda beni güvende hissettiren bir diğer koku buydu işte. Dirseğini yatağa yaslayıp hafifçe doğrularak gülümseyen, bizi izlerken gözleri ışıldayan Taehyung'u zor da olsa es geçerek sarıldığım Minhee'ye döndüm.
"Böyle tüm gün ağlayacak mısın Victoia Secret meleğim?" Kıkırdayıp buğulu gözlüklerini boynuna düşürdü. "Haber vermeden geldim çünkü sürpriz yapmak istedim. Eve izniniz olmadan girdiğim için affedersiniz, güzellerim. Ama Jungoo'yu sabahın bu saatinde evde göremeyince korktum." Ağzı zehir akıtan Minhee'nin kibarlığı beni şoke ediyordu. Ona küslüğümü bir kenara attım, bir şey söyleyecektim ki o konuştu tekrar.
"Hadi, bana geçip orada kahvaltı edelim. Size anlatacaklarım var."
▪▪
"Sen de az değilsin, teyzecik," dedim kızarmış ekmeğe bal sürüp Taehyung'a uzatırken. "Demek Fransız flört yaptın, ha? Var mıymış bari bana göre bir şeyler, ne bileyim... Yakışıklı torunu falan?" Şaka yapıyor olsam da gayet ciddiyetle mırıldanıyordum. Minhee de bana ayak uydurarak, "Nicolas bilmem ne sikko adında bir torunu var, Kook." Dedi. Çayını yudumlayıp ayaklarına sürünen şişkp Chi'nin tüylerini okşuyordu. "Altı tane baklavası bile varmış, ayrıca flörtüm hakkın rahmetine kavuştuğu zaman en büyük torun olduğu için mirasın büyük bir payı ona kalacak." Göz ucuyla Taehyung'a baktığımda açık ağzı ve ona verdiğim ekmeği tutan eli havada kalmış bir bana bir Minhee'ye bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
all i want
Fanfiction"Tek istediğim kapımı çaldığını duymaktan fazlası değil." Bolca deli doluluk, pamuk şeker, Jeongguk'un absürt rüyaları ve onun İri Birisi'ne olan kahrolası sevgisini içerir. 231118 ▪ All I Want, Kodaline.