Episode|5 part/2

294 14 2
                                    


Yavuz sinirli bir şekilde arabayı sürüyordu, 
Gözü dönmüştü, nerdeyse yirmi yedi yıldır emek emek işlediği planı bir saçmalık yüzünden bozulacaktı.

Mardinin sessiz sakin sokaklarını birinde arabayı durdurup sinirle indi arabadan, arkaya geçip derya'nım kapısını açtı, sinirle bağırdı,

"inn"

Derya anlamaz gözlerle bakınca tekrar bağırdı,

"arabadan in"

Bu sefer derya hızla indi arabadan, yavuz arabanın kapısını şiddetle kapatınca deryayı kapıya yasladı,

"derdin ne senin ha derdin ne derdin, bin defa konuşmadık mı biz seninle bunları baştan kabul etmedin mi şimdi niye sorun çıkarıyorsun?"

"sorun mu çıkarıyorum ben?" dedi derya ağlayarak.

Bağırdı yavuz sesini kontrol edemiyor, öfkesine hakim olamıyor du,

"napıyosun peki, kaldıramıyosan baştan hiç gelmeyecektin" diye bağırdı,

"evlendik... Bir gece bile yanımda uyumadın, bana elini bile sürmedin.
Tamam dediler yavuz sana dokunursa, bir çocuğunuz olursa bu intikamı alamaz dediler.
Sabrettim neden?
Bu iş bitsin de sen gerçekten benim ol diye, ufacık bir umuda tutulup buraya geldim ben yavuz, ama Yok yapamıyorum"

"bak derya ben bugünü yıllardır bekliyorum, şimdi senin kaprisinle gelgitinle felan uğraşamam, kaldırmıyosan çek git karsa,
Ben bulurum bi yalan hasta felan derim uydururum bir şeyler."

"her şeye bir çaren var ama bana yok demi? Ben bu intikamın neresindeyim yavuz, ben kimseye bir şey yapmadım.
Kimseye bir kötülük etmedim, birde bana çıkıp desin benim günahım ne?"

"peki benim günahım ne? Hıı peki benim günahım ne derya, ben kendimi bildim bileli bu intikam ateşi ile büyütüldüm.
Günü geldi amcanın kızı ile evleneceksin dediler, evlendim...
Anamın babamın kanı yerde kalmasın diye, ailem için herşeyi yaptım. Peki benim günahım ne?"

Derya ağlayarak bir adım attı Yavuz'a elleriyle kolundan tuttu,

"yavuz, kaçıp gitsek buralardan ikimiz, herkesi herşeyi arkamızda bırakıp kaçalım buralar dan, belki beni seversin azıcık seversin"

Yavuz elleriyle deryanın ellerini geri çekti,

"ben kimseyi sevemem, içimde öyle nefret var ki ben sevmeyi bilmiyorum" dedi ve cevap bile beklemeden arabaya bindi.

Kına bitmiş herkez evine dağılıyordu,
Funda, Bahar, eylem ise habibe hanımı yolcu etmek için konaktan çıkıp kapının önünde geldiler,

"şükür bu günü de atlattık, arkası da yarın inşaallah" dedi habibe hanım, sonra da arkasına bakındı,  fethinin geldiğini gördü,

"fethi oğlumda gelmiş ben gideyim artık." dedi,

Eylem ikidir fethi lafı dönüyor, kim bu fethi diye habibenin bakındığı yere baktı,  takım elbiseli bir adam arabanın önünde bekliyordu,

Hemen gözlerini önüne çekti,

"hadi kızım sende içeriye geç" dedi habibe bahar'ın kolunu sıvazlayıp,  arabaya ilerledi.

Funda, Bahar ve eylem de konağın kapısın da beklediler.

Tam eylem ve bahar içeri girecekken funda durdur du,

"az durun hele" dedi ve konağın kapısını kapattı,

"Bahar,  babanla konuştum."

Küçük gözlerini belertti,

"boran abim konuşmuş mu babamla?"

BENİMLE YAN🔥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin