Episode |8 part/1

238 11 1
                                    

~Sus gönlüm! Bütün bu susmalarına karşılık her şeyin hayırlısının olacağıma inanarak sus. ~

*Mevlana Hazretleri*

Yavuz'un ağzından

Elim hala kulağımda güçsüz bir şekilde telefonu tutuyordum, bırakın telefonu kendimi bile zor ayakta güçlükle tutuyordum.

"alo" dedi telefondan bir ses, fethiydi,  bana bahar'ın kulübede yandığını söylediği andan itibaren sesimi çıkaramamıştım.

Sadece onun yanında gülebildiğim bir insanı kayb mı etmiştim ben?

Gözümden damla damla pişmanlık akıyor du, ama ne demişler son pişmanlık fayda etmez...

Güçlükle araladım ağzımı,

"yok, yok,  bahar ölmüş olamaz
Ölsey di bilirdim."

"yavuz"

"Geliyorum ben oraya" dedim.

Telefonu kapatıp cebime koydum,

"Bahar"...

Yazar'ın ağzından

Yarım saat sonra Midyat daki otelin önüne beyaz bir araba geldi,

İçinden ise boran çıkıp kapıda duran görevlinin boğazına dayanıp onu duvara yapıştırdı,

"nerde lan yavuz?, fethi nerde?"

"kim abi kim?"

"oğlum bak konuş elimde kalırsın"

"abi valla bilmiyorum, yemin ederim bilmiyorum"

Boran görevlinin yakasını bir saniye bırakıp tekrar yakasından tuttu,

"oğlum bana masal anlatma , yemin ederim gömerim seni buraya ha"

"abi ben ekmeğimin peşinde koşan gariban bir adamım, bilmiyorum abi
Patronlarım bana söylemezler ki nereye gittiklerini"

Boran yakasından ayrıldı, arkasına dönüp sertçe sakalını sıvazladı, sonra tekrar ani bir hamle ile adamın yakasına yapıştı,

"oğlum bak ya konuşursun, yada valla seni öldürürüm, la konuş"

"abi valla sabah arabayla hep birlikte toplanıp gittiler, nereye gittiklerini söylemediler, bilmiyorum abi yeminle bilmiyorum."

Boran çocuğun yakasını bıraktı, hızla arasına gitti, binip uzaklaştı,

{}{}{}{}

Bahar çaresizce koltukta bir hal otururken yanına bir kase çorba ile yaşlı amca geldi,

"al kızım çorba iç iyi gelir"

Bahar çaresizce adamın gözlerinin içine baktı, ses etmeden çorbayı alıp kucağına koydu,

"kızım senin artık evine dönmen lazım"

BENİMLE YAN🔥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin