BÖLÜM 3: Adın Ne?

109 7 2
                                    

Umarım beğenirsiniz :)

Medya-> Efe :))

Küçük cadılarla birlikte kafeye girdiğimizde bar bölümünde oturan bir adet kızgın patron gördüm. Daha ne olduğunu bilmiyordu ama...

"Ne halt ediyorsun sabahın köründe?", deyip üstüme yürümeye başladı. Henüz arkamdaki küçük cadıları görmemişti anlaşılan. Bana doğru adımlarını hızlandırdığında kenara çekilip kızları görmesini sağladım. Hemen durup kızlara baktı ve yüzüne oldukça sıcak bir gülümseme yerleştirip bana baktı. Bu kadının küçük kız çocuklarına olan zaafı saolsun.

Bar taburelerinden birine oturup kaynaşmalarını izledim bir süre. Patron abur cubur getirdiğinde oluşan görüntü, tam da fotoğraflık bir görüntüydü. Yüzündeki geniş gülümsemeyle kızları bırakıp bana yöneldi.

Ona olanları anlattıktan sonra halledeceğini söyleyip tekrar oyuncaklarına döndü. Halletmekten kastını bilmiyordum ama bu kadına güveniyordum. Kötü bir şey yapmayacağına da...

Evet... Küçük kızları sevmem ama onlara kötü yapılmasını da sevmem.

Bar bölümünün arka tarafındaki dinlenme bölümünde olan siyah deri koltuğa kendimi bıraktım. Zaten evde de doğru düngün uyuyamamıştım...

* * * *

"Uyandırma sakın. Evde uyuyabilseydi burda uyumazdı biliyorsun."

"Şuna bak. Sinir oluyorum şu kıza. Ne diye savunupduruyorsun ki sanki? Baksana... Gelmiş burayı mesken bellemiş resmen."

Hızla yattığım koltuktan doğrulup hiçbir zaman anlaşamadığım kıza, Büşra'ya baktım. Ne alıp veremiyordu acaba?

"Beynimin içine s*çtın Büşra. Tebrikler."

"A-a! Şuna da bak! Gidip başka yerde zıbar sen de."

"Yeter Büşra!", kafamı sesin sahibine yani Onur'a çevirdim. Hep de beni savunurdu. Gerçi hep ben haklıydım ya.

Büşra şımarık çocuklar gibi ayağını yere vurup gittikten sonra Onur'a döndüm.

"Niye hiç Büşra'yı savunmuyorsun? Kardeşin sonuçta.", dedi. Koltuktaki boş kısma oturup yandan bana baktı.

"Herşeyi istediği gibi olmamasını öğrenmeli. Küçüklüğünden beri şımartılıyor. Bne şımartmıyorum. Olay bu."

"Anladım. Her neyse. Görüşürüz Onur.", deyip ayaklandım. Odanın çıkışına yönelmiştim ki Onur bileğimden tutup elini elime kenetledi. Kaşlarımı çatıp ne yaptığına baktım. O da ellerimize baktı.

Derdi ne bunun be?

"Burcu...Nasıl diyeceğimi bilmiyorum. Yani sen sonuçta bu tür şeyleri sevmiyorsun."

Allah'ım nolur tamamlayamasın cümlesini. Nolur nolur....

Aslında elimize bakmak yerine gözlerime baksa "Kapa çeneni Onur!" mesajımı algılayacak da...bakmıyor ki!

"Şu ana kadar belli etmemek için çok uğraştım, ama...", derkeeen içerden bağırma sesleri gelinde hızla elimi kurtarıp seslerin geldiği yöne gittim.

"Lan seni öyle bi benzetirim ki tozun kalmaz burda!", diye bağırdı birisi.

Bi dakka bi dakka. O benim tehtidim be!

Patrona baktım. İki çocuğun kavgasını maç izlermiş gibi izliyordu.

Kavga beni çağırıyor dostlarım!

Bu Kız Bi' AcayipHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin