BÖLÜM 6: Uçan Tekme

42 1 5
                                    


Şu ana kadar bu kadar feci küfürler ettiğimi hatırlamıyorum, üstelik art arda.

Anlayacağınız, adamlarda ne bacı ne de avrat bırakmıştım.

Derken bacağıma bilmem kaçıncı tekme atıldı.

Neyse ki yüzüme vurmamışlardı. Henüz.

"Siz mal mısınız oğlum?! Ne b*k beyinlisiniz ha! Para etmem ben anladınız mı? Şu tipime baksana sen hele. Malsınız mal!"

Ve kapanmak nedir bilmeyen çenem yüzünden suratıma ilk darbemi almış oldum.

Tamam. Siz hiçbir şey anlamadınız.

Başa sarıyorum.

-Üç saat önce-

Hani benimle kafenin dinlenme yerinde yabancı bir adam konuşuyordu, hatta bir ara Efe'nin başına bir şey geldiği düşüncesiyle endişelenmiştim.

Hatırladınız mı?

Heh.

Allah Künefenin belasını versin!

Adam hani bana en son "Birilerinin başına bir şey geleceği kesin" diye birşeyler zırvalamıştı ya, o birisi benmişim.

Efe'yle alakam olduğunu anlar anlamaz arkamdan iki tane adam gelip beni zorla kafeden çıkarmaya çalıştılar. Onur beni götürmelerine müdahale etmek için yanında iki tane çalışanla gelip beni götüren yarmaları tartaklamaya başladılar. Hatta patronum, o kadın haliyle bile, beni adamların elinden almaya çalışıyordu.

Bir masada oturan müşteri donmuş bir halde bana bakıyordu.

Aptal, telefonunu çıkarıp polisi arayacağı yerde...

Sonunda benimle konuşan gri takım elbiseli adam silahını çıkarıp patrona ve Onur'a tuttu, tetiğin çekildiğinin sesini duydum ve o sırada...

Belki birşeyler yapmış olabilirim.

Ne mi yaptım?

Silahını çeken adam zaten önümde duruyordu ve ben de düşünmeden ağzımda özene bezene biriktirdiğim hatta artık neredeyse ağzım kadar olmuş olan balgamlı tükürüğümü bir lama misali adamın ensesine tükürdüm.

O "laaps" sesi kulaklarıma dolunca gülmemek için dudaklarımı ısırmaya başladı. Onur ve patron şokla açılan gözlerini bana çevirirken, önümdeki adam yavaşça bana dönüp baktı. Ceketinin cebinden bir mendil çıkarıp ensesini iyice sildikten sonra gözlerimin içine bakmaya devam ederek mendili yere attı.

Çok korkunç bakı...

"Aah!", diye bağıranın ben olduğumu anlamam birkaç saniyeme mal oldu. Şakağıma yakın bir yere tabancasının arkasıyla vurmuştu lanet olası herif!

Ölmeyeceğimi biliyordum çünkü bu adam beni bir sebepten dolayı kaçırıyordu.

Ama tabii ki de beni hırpalamayacağı anlamına gelmezdi bu.

Kafamdan elmacık kemiklerime doğru süzen kandan kalkan midem ve darbeden dolayı bozulan dengemle birlikte adamlar beni silkeleyip tekrar ayaklarımın üstüne basmamı sağladılar.

Artık zorluk çıkarmak için debelenemiyordum bile.

Patrona zorlukla başımı kaldırıp baktım. Ağzını elleriyle kapatmış, dolan gözlerini açabileceği kadar çok açmış bana bakıyordu.

Ona küçücük bir gülümseme yolladım, berbat bir gülümseme.

Adam nefretle bana baktı ve yanımdaki adamlara bağırdı, "Hemen arabaya götürün! Hadisenize!"

Başım o kadar çok dönüyordu ki, adamlar resmen beni o devasa arabaya sürükleyerek götürmüşlerdi.

Sonunda koltuğa beni bir çuval gibi fırlattıktan sonra onalar da arabanın içine girmiş ve kapıyı kapatıp nerden çıkarttıklarını anlamadığım bir iple kollarımı ve ayaklarımı bağlamaya başlamışlardı.

Biri kollarımı bağlarken o kadar çok sıkmıştı ki, sivri dilimi tutamayıp "Kangren edeceksin hayvanın uşağı! Ellerim bana daha lazım!", diye çemkirdim.

Karşılığı "seni öldürmek istiyorum" bakışı olsa da bileklerimi biraz daha gevşetip bağlamıştı.

İkisinden biri yanıma diğeri karşıma oturdu. Birkaç dakika sonra karşımda oturanın kapısı açıldı, birisi daha girdi ve eliyle gözlerini ovuşturup kafasını geriye attı.

-Şimdi-

Saatlerdir yoldaydık ve ben karşımdaki bet suratlılarla hiç iyi bir yolculuk geçirmiyorum ne yazık ki!

Zaten kaçırılıyordum, ne kadar iyi olmasını bekleyebilirdim ki!

Son ettiğim laftan beri, suratıma yediğim şamardan sonra ağzımı açmamıştım.

Sağımdaki öküz konuşmaya başlayınca kafamı çevirmesem de kulağım ondaydı.

"Ben çok sıkıldım lan.", dedi ve bir süre sessizliğin ardından "Eğlenmememiz hakkında bir şey demedi değil mi?", dedi.

Önümdeki iki öküz sadece ona baktı, arabaya en son girmiş olan öküz bezgince ona bakıp kafasını olumsuz anlamda sallayıp kafasını geri yatırdı.

Yaşları en fazla yirmi beş filandı herhalde.

Sağımda bir hareketlenme oldu ve "Güzel... O zaman bu uzun yolculukta eğlencemi buldum.", deyip benden tarafa kaymaya başladı.

"O koca kıçını bana biraz daha kaydırırsan eğer, birazdan olacaklardan ben sorumlu olmam.",dedim.

Tam karşımda oturan esmer dediğime gülüp ilk defa bir tepki gösterdi.

Sağımdaki embesilse durup bana baktı, "Hadi ya. Ne yapabilirsin küçük kız? Şu anda sen bağlısın ve ben çok sıkıldım. O yüzden uslu dur.", dedi ve kıçını biraz daha benden tarafa kaydırınca bende şarteller attı.

Bana iyice yaklaşınca sırtımı kapıya vererek ona döndüm ve her ne kadar kafama darbe almış olsam da, gerinip burnuna kafamı geçirdim. Benden bu hamleyi beklememiş olacak ki şaşkınlıkla benden biraz uzaklaşınca bir sonraki hamlem bacaklarımı hızla kendime çekip onun karnına geçirmek oldu. Ayaklarım birbirine bağlı olduğu için kendimi toparlamam biraz zor olmuştu.

Tekrar kendi köşeme kayıp yerime kuruldum.

Sağımdaki öküz inlerken, önümdeki iki dangalak şaşkınca bana bakıyordu. Şaşkınlığını üzerinden ilk atan arabaya son giren esmer oğlan oldu. Öyle bir kahkaha patlattı ki, ben bile yerimde sıçramıştım. Onun yanındaki de sessizce gülüyordu.

Sağımdaki öküz, acısı biraz dinince bana atak yapacakken, esmer oğlan yerinden kalkıp kolunu benim ve yanımdaki öküzün arasına koydu.

"Bunu sana ödeteceğim! Sürtük!", diye tıslarken ben de "he yav he" bakışımla ona baktım.

"Laflarına dikkat et ahbap! Karşında kız çocuğu oturmuyor senin. Hem seni uyarmıştım.", durup şöyle bir yüzüne baktım ve lafımı tamamladım, "Cidden gerizekalısın, değil mi?", ve nokta.

O bana tekrar atakta bulununca esmer oğlan onu omuzlarından tutup koltuğa sabitledi.Tabii bir yandan da kafasını eğmiş gülüyordu.

Tamam. Yetti artık.

"Bu kadar şamata yeter bence. Uykum geldi benim. Geldiğimizde beni uyandırırsınız."

Gözlerimi karşımda oturan esmer oğlana çevirip konuşmaya başladım, bunu söylemesem olmazdı.

"Hey esmer oğlan, gözün şunun üzerinde olsun.", dedim başımla sağ tarafımdakini işaret ederken.

"Bakarsın canı tekrar uçan tekme ister. Uğraştırmasın beni.", diye konuşmamı bitirip başımı cama yasladım ve gözlerimi kapadım.

Ve birkaç dakika süren gülme seslerini duymazdan geldim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 29, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bu Kız Bi' AcayipHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin