Aniden güçlü bir çığlık seli koptu ve gökyüzü ateşlerle doldu. Mermiler yığınla yere dökülürken, metallerden çıkan sesler ikilinin kulaklarında uğuldamış, Chaeyoung yanan gökyüzüne yuvalarından çıkacak gibi irileşen gözleriyle bakmıştı. Ancak az son...
Indila, Tourner Dans Le Vide (şarkı ayrı, edit ayrı mükemmel, izleyin derim♡)
•
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Chaeyoung, elindeki kağıdı zarfa koyarak Soya'ya uzatırken, "Postaya ilet," diye konuştu ve kalemin kapağını kapattı. "Lidere iki hafta zarfında ulaşmalı. Aksi taktirde yazı ikinci sayıda çıkacak ve yeterince rağbet göremeden silinecek."
Soya zarfı ince parmaklarıyla kavrarken, hahladı ve arkadaşını yanıtladı.
"Senin yazdığın şeyler nasıl rağbet görmez? Sen, devrin en iyisisin. Kırmızı gül ideolijisi-"
Chaeyoung da aynı onun gibi hah'lamıştı işittiği cümlelerle.
"Efes, ne publisistleri yuttu. Benim ideolojim tek rüzgarda yerle yeksan olur."
"Öyle mi?" Kâküllü gülümseyerek devam etti. "Sadece birkaç ay sonra olacakları izleyelim, kardeşim. Bir bakarız, rüzgarın yerle yekan edeceğini düşündüğün o kelimeler kara bulut olup çöker Efes'in başına. Bastırılmayacak bir kasırga çıkarır ve bir ülke yerle yeksan olur "
Chaeyoung, kıvrılan dudakları ile birlikte kalemi parmakları arasında dolaştırarak gülümsedi. "Bekleyelim ve görelim."
//
Fransa, Paris. 1. Devrim sonrası, 1800'ler başı. 21:45, akşam üstü
Elimdeki kırmızı gül tokasını siyah, salık saçlarıma yerleştirirken, "Maskeni getirdim," diyerek içeri girdi Soya. Gözlerimi onun aynadaki yansımasına çevirirken, üzerinde siyah bir sabahlık, bir elinde şampanya kadehi ve diğer elinde de maskem olduğunu görmüştüm. Fazla olmasa da içki tüketmeye meyilliydi. Kafasının açık olması işine gelmiyordu.
Tokayı yerleştirdikten elimi saçlarımdan çekerek doğruldum. Dudaklarında kırmızı bir ruj vardı. Yüzümü tamamen kusursuz hale getirmek için çalışmıştım ve gözlerime soluk bir makyaj uygulamıştım. Maske yüzümün yarısını kaplıyordu. Nihayetinde fazla belli olmak benim için iyi olmazdı.
Üzerime ise mavi renkli saten bir elbise giymiştim. Elbise uzundu, belimden itibaren yavaşça bollaşıyordu ve göğsü v şeklinde açılıyordu.
Elimi makyaj masamın ikinci çekmecesine atıp kendime çekerken, gözlerimi içinde dolaştırdım ve cam fanusu elime aldım. Kapağını açıp içinden ufak şişeyi çıkardığımda, kapağını kenara ittirerek iki kere boynuma ve sonrasında bileklerime sıkıp kendimden uzaklaştırmıştım. Parfümü geri yerine koyup çekmeceyi kapatırken, etrafa yayılan mest edici gül kokusu ile birlikte mayışan Soya'ya göz ucu bakıp sehpaya bırakılan maskeye uzandım.