Medyada nazlımız var
Mehmet amca ile hazırlanan bavullarımızı arabaya taşıdık
Bu gün yılanın ocağına gidiyordum
Annemin katilinin ocağına gidiyordum evine girip ocağını ateşe vermekti niyetim herşeyini yakıp kül etmek istiyordumBenim bakmaya sevmeye kıyamadığım annemin katiliydi
Baba kelimesini kirleten bir adamdı benim içinArabaya koyulan son bavullarla birlikte artık gitme vaktimiz gelmişti son kez başımı çevirip baktım evime annemin intihar ettiği eve son bir kez baktım çocukluğum gençliğim ömrümün bitip tükendiği o eve uzun uzun baktım son kez bir daha dönmek yoktu bu eve hala annemin kanıyla boyanmış bedeni geliyordu gözlerimin önüne elimde olmadan ağlamaya başladım yine
Mehmet amca elini omzuma koyup fısıltı şeklinde konuşmaya başladı
" bunu yapmak zorunda değiliz canım hala vazgeçebilirsin "
Şiddetle döndüm yüzümü bana şefkat ile bakan adamın yüzüne
" asla anlıyor musun beni asla bu dünyayı o adama cehennem etmeden asla beni öldür diye yalvarmasını istiyorum ölmeyi dilemesini istiyorum perişan etmek onu en zayıf yerinden vurmak istiyorum anladın mı beni"
İçimde hoyrat sular akıyordu içine düşeni yutup yok edecek türdendi
Artık zamanı gelmişti birdaha arkama bakmayacaktım bakmadım da annemin hatırasını bu evi İstanbulu arkamda bırakıp gerçek cehennemime gidiyordum
Yol boyunca düştük hiç konuşmadık uçak yerine araba ile gitmeyi tercih etmiştik yol boyunca dinlenme şansımız oluyordu
Her yerim ağrıyordu günlerdir uyuyamıyordum gözümü her kapatışımda annemin yüzü gözümün önüne geliyordu içim kahroluyordu
Uyku tutmuyordu zavallı bedenimi
En sonunda varabilmiştik şehir merkezi yerine köy yolunu seçmişti mehmet amca her ne kadar şaşırsamda ne yaptığını biliyordu arkama yaslanıp bir an önce bu toprağa ayak basmayı diliyordumAraba bir an gitmeyi durdurdu sanırım benzimiz bitmişti
" sorun ne mehmet amca"
" benzin bitti kızım"
" hay Allah kahretsin bu dağ başında nereden bulacağız şimdi benzini"
" sakin ol kızım yardım çağırırız "
homurdanarak indim arabadan bu dağın başında nasıl yardım çağıracaktık ki
Kaldırımın kenarında dakikalarca bekliyorduk tek bir araba dahi geçmiyordu
" kaldık bu dağın başında kahretsin"
" sakin ol canım sakin ol bulucaz bir yolunu bulucaz"
Sanki bu lafını bekliyorlardı mehmet amcanın çok geçmeden bir araba yanaşıp durdu önümüzde
Çok lüks bir araba olduğu ve çok pahalı olduğu her halinden belliydi ben buradayım diye bağırıyordu adeta
Şoför koltuğunda oturan adam baş selamı verip yanımıza geldi
" hayrola toprağım sorun nedir"
" benzimiz bitti kardeş sana zahmet bir benzin istasyonuna kadar atıversen bizi "
" hemen bir beyime sorayım "
Tekrar dönüp sormasına gerek kalmadan arka koltukta oturan iri omuzlu buğday tenli kara kaşlı kara gözlü adam geliverdi yanımıza
giydiği takım elbisenin altından kasları çok belli oluyordu baştan aşağı süzdüğümü fark edip utançla başımı önüme eğdim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOYRAT
RomanceKaradenizin hoyrat kızı ve doğunun haşin ağası nazlı ve baranın destansı aşkı urfayı yakıp kül eden nefret İstanbula sığmayan bir öfke nefret mi daha ağırdı yoksa aşk mı kim hayatın bağrından koparılıp ihanetin ortasına konulmak isterdi ki onca ası...