yirmi üç

1.9K 168 17
                                    

Chaeyoung salonda bir sağa bir sola giderken Jimin onu durdurdu.

"Yeter," dedi. "Benim başım döndü."

"Ne yapacağım?" dedi telaşla Chaeyoung. "Yalan söylemeye devam edemem." Derin bir nefes alarak koltuğa oturdu. "İsterse beni eliyle koymuş gibi bulabilir zaten, ben neden bunu yaptım?"

Jimin omuz silkerek yanına oturdu.

"Salaksın da ondan."

"Sağ ol ya, bayağı yardımcı oldun."

Chaeyoung elleriyle oynarken Jimin ciddi bir şekilde konuşmaya başladı.

"Ya Roseanne olarak gerçekten kim olduğunu söylersin ya da Chaeyoung olarak Roseanne olduğunu söylersin. Seçim senin."

Chaeyoung kafa salladı.

"Roseanne ona buluşmak istediğini söyleyecek. Daha sonra onu sonsuza kadar kaybedeceğim ve benden nefret edecek ama yapmak zorundayım. Ona yalan söylemeye devam edemem."

Rosie

Jeongguk, merhaba. Sana tekrar yazmamalıydım fakat sana söylemem gereken bir şey var ve bunu söylemezsem artık yaşamaya bile devam edemeyeceğim.

Problem nedir?

Bunu bu şekilde konuşmak istemiyorum. Eğer istersen benimle Han Nehri'nde buluşur musun?

Onca zaman bana Kore'de kullandığın adını bile söylemedin ve şimdi benimle buluşmak mı istiyorsun?

Evet?

Enteresan. Geleceğini sanmıyorum ama ben yine de orada olacağım.

Teşekkür ederim.

Teşekkür edilecek bir şey yok, ben senin aksine karşımdakini kırmayan biriyim.

Jeongguk, lütfen...

Sorun yok. Orada görüşürüz, Roseanne.


Sizinle de orada görüşürüz :)

lost way | rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin