Neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar veremediğimiz bazı anlar vardır. Böyle anlarda tırnağınızın ucu kadar küçük olan konular gözünüzde bir dağ gibi büyür ve kaçmak istersiniz. Çünkü eğer yüzleşirseniz, bazı şeyler düzelir ya da daha kötü bir biçimde mahvolur. Ben Jeongguk'la yaşadığım küçük tartışmadan sonra ikisi için de endişeleniyordum. Bu aslında ufak ama ikimizin gözünde de büyüyen bu konu, eğer konuşulursa bizi daha kötü bir noktaya getirebilirdi ama aksine aramız daha iyi de olabilirdi. Eğer sinirlerimize hakim olabilirsek, sorunun çıktığı esas noktayı bulabilirsek aramızın daha da iyi olabileceğinden emindim fakat korkuyordum.
Onu aramak, her gün yaptığım bir şey olmasına karşın şu an yapılabilecek en zor eylemdi benim için. Durumu Jimin'e anlatmak için onu evime çağırdığımda beni kırmadan hemen gelmiş ve beni sabırla dinlemişti. Jimin şu an buradaydı ve Jeongguk'u aramam konusunda ısrarcıydı.
"Chaeyoung, güzelim seni iyi anlıyorum ama bu kaçılması gereken bir konu değil. İnan daha önceki sevgililerimle bu konu hakkında milyonlarca kez tartıştım ama sonu hep iyi bitti. Çekinmen gereken bir şey yok. Tek yapman gereken onu aramak."
Tek kaşımı kaldırarak Jimin'e baktım.
"Şu ana kadar kaç sevgilin oldu ki? Hatırladığıma göre en son dörttü ve dördüyle de milyonlarca kez tartışmış olmana ihtimal veremiyorum açıkçası."
Jimin göz devirdi, ardından da zaten karışmış olan saçlarımı daha da karıştırdı.
"Evlat, daha öğrenmen gereken çok şey var ama önce şu çocuğu ara ve onunla konuş. Bundan sonsuza kadar kaçamazsın."
"Ya kaçmak istiyorsam?"
"İlişkilerde inişler ve çıkışlar vardır, her ilişki daima mükemmel yürümez. Eğer böyle en ufak tartışmalarda bile kaçmayı seçiyorsan, bu işe en başında girmemeliydin. Jeongguk'u ne kadar çok sevdiğini ve onunla adını bilmezken bile bir ilişki hayal ettiğini ikimiz de biliyoruz Chaeyoung. Eğer hazır olmasaydın bu ilişkiyi hayal bile edemezdin."
Dudaklarını birbirine bastırdıktan sonra devam etti.
"Hatalar yapacaksın, yeri gelecek onu kıracaksın ama daha sonra üstüne düştüğü gibi onu tamir edeceksin. Her şeyden koruyacaksın. Sığınacağı limanı, tutunacak dalı olacaksın. İlişkiler böyledir güzelim, hata yapmadan neyin sağlıklı olup olmadığını tartamazsın. O yüzden," dizimin dibinde duran telefonumu elime iliştirdi. "Ara onu."
Elimdeki telefona baktıktan sonra kafa salladım. Son aramalardan Jeongguk'un adını bulup telefonu kulağıma koydum. Çok bekletmeden açtı.
"Chaeyoung?"
"Arayacağımı söylemiştim ya hani. Müsaitsen sana geleyim, konuşmamızı tamamlamamız gerek."
"Tabi, tamamen müsaitim. Gelebilirsin, bekliyorum."
"Pekala, yarım saat içinde gelirim. Görüşürüz."
"Görüşürüz."
Telefonu kapattığımda Jimin gülümseyerek bana bakıyordu.
"Hadi çıkalım evden sen sevgiline git ben de evime gideyim. Yeter bıktım sizden."
Gülerek yerimden kalktım.
"Benim seni dinlediğim günlere say."
Birlikte evden çıktığımızda o eve gitmek için ayrıldı ben de Jeongguk'un evine gitmek için yola koyuldum. Evin önüne geldiğimde derin bir nefes aldım ve arabadan indim. Oturduğu binaya bakındıktan sonra asansöre binip kapının önüne geldim. Cesaretimi toplayarak kapıyı çaldığımda Jeongguk kapıyı gülümseyerek açtı. İçeri girmem için kenara çekildi ve ben de doğrudan salona ilerledim. O da kapıyı kapatıp yanıma geldiğinde ona döndüm. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Düşünmemiştim. Aklıma ne gelirse söyleyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lost way | rosékook
Fanfiction❝Beni sevmek çok da zor değil, sadece şimdiki gibi sımsıkı sarılsan yeter. Seni sevmek çok da zor değil, biraz daha gülümseyip seninle daha çok ilgilenirsem. Birbirimizi sevmemiz çok da zor değil, her seferinde ilk günkü gibi bakarsak birbirimize.❞ ...