2

40 3 6
                                    


-2 gün sonra-

~vera~

  "Oha kanka sen bunun evinde kaldım diyorsun, bide yalan söylüyorsan büyük çarpılırsın."

"Hayır be, ne yalan söylicem. Sana yalan borcummu var aşk olsun."

" yani şimdi ne bileyim senin kadar çirkin birinin bu kadar taş bir jojuğun evine alması ne bileyim yani, insanın inanası gelmiyor."

" Aaa alınıyorum ama çok ayıp çok." İkimizde aynı anda kıkırdadık. Elimdeki kitapları kucağına attım ve;

"Ben kahve almaya gidiyorum, birşey istiyormusun?" Diye kibarlıktan öleceğim bir soru yönelttim. Şu kankalar arasında olan garip bakışmalar yaptık.
"Sen ısmarlıycaksan olur tabii, neden istemiyim." Dedi. Gözlerimi kısıp
"pis fırsatçı" dedim. Arkamı dönüp kafeteryaya ilerledim.

"iki tane üçü bir arada" diyip isteklerimi söyledim. Ücreti ödeyip beklemeye başladım. Etrafa gözümü gezdirirken bir masaya gözüm takıldı. gördüğum şeye hayret ettim.
Ordaydı.
Yankı ve 4 kişi aynı masada toplanmış, gülüyorlardı. Yankı anırırcasına kahkaha atıyordu ama onda öyle durmuyordu. Sigara içmesine rağmen benbeyaz olan dişleri mükemmeldi. Güldüğü için belirginleşen elmacık kemikleri ve kısılan ela gözleriyle nefes kesiciydi. Ben aynı şekilde gülsem kesin balina gibi olurdum. Daldığım yerden kafeteryacı amcanın beni dürtüklemesi ve seslenmesiyle ayrıldım. Ona dönüp uzattığı kahveleri aldım. arkamı döndüğümde tekrar o masaya bakma gafletine düştüm ve tam o sırada ne hikmetse Yankıyla gözgöze geldik. Göz kırptığında, gözlerimi kaçırdım. O kadar insanın arasında beni nerden gördün de göz kırptın.
Ulan camış -çarpılmassam iyi- herkesin gözü sende seninki neden bende? Bu tarz söylemlerde bulunarak kayra' yı aramaya başladım. Çokta uzak olmayan bir masada, benim onu fark etmem için çırpınıyordu. Yanına gidip oturdum ve kahvesini ona doğru uzattım. "Neden milletin içinde karaya vurmuş yunus gibi çırpınıyorsun." Dedim. Bana baygınca bakarken "hem kör hem sağırsın, el sallıyorum görmüyorsun, sesleniyorum duymuyorsun, bende sen görmedikçe dozu artırdım." Dedi. Ben bilmem dercesine ellerini kaldırıp dudaklarını büzünce "salak" diyip kafasına vurdum. Kahvenden bir yudum alıp etrafa bakındım. Klasik bir ortam işte gülüşenler, bazı test çözen inekler falan filan...
kahvemi masaya bırakıp kayra'ya baktığımda gözlerini büyütmüş bir yere bakıyordu. Sonra birden öksürmeye başladı. Baktığı yere baktığımda Yankı' nın masasına baktığını fark ettim.
Yankı' nın sırtı dönüktü ama o masada bize dogru bakıp kahkaha atan bir çocuk vardı. Bakışlarımı yanımada ölmek üzere olan kayracığıma çevirip, ona su uzattım.

"Allah seni kahretmesin kayra yine rezil oldun dimi?"

"Amin kanka ve evet nerden anladın?"

"Zeka fışkırıyo benden görmüyor musun" dedim kendimi gösterirken

"Şuan egondan sen bile gözükmüyorsun" diyip anırmaya başladı. Bir süre ciddi kalmaya çalışsamda bende onunla beraber gülmeye başladım. Birden gülmeyi kesince Kayra'da durdu.

"Sen az önce niye ölüyordun?"

"Şurdaki topluluğu görüyorsun" diyip eliyle gizlice işaret etti. Masaya tekrar baktığımda koyu bir muhabbet almış başını gidiyordu. " evet" diyip başımla onayladım ve kayra' ya döndüm

"bir tane sarı saçlı, kot ceketle kapşönlü arası birşey giymiş bir çocuk var"

"Ee ne olmuş o çocuğa?"

"Oraya bakıyordum sonra bana dönmüş fark etmedim."

"Hmm, ona bakıyordum?"

"Öylesine yani, gözüm şey oldu."

"Ne oldu?"

"Şey oldu işte ya, sürştü.

O an ikimizde anırmaya başladık.
"Tabi canım tabii" diyince, hiçbir şey demeden kahvesinden bir yudum aldı. Biraz sohbet ettikten sonra ders saatinin geldiğini fark ettik ve ayaklandık.

Biten kahvelerimizi çöpe atarken gözlerim istemsizce Yankı'yı aradı.

Yoktu.

Umursamadım.

Sınıfa doğru çıkıp, adalet dersine girdim. Hoca çok hızlı konuştuğu için biraz zor not almıştım ama başarmıştım. Yaklaşık iki sayfa not çıkardım. Ders saati bitince, kayra'yla vedalaşıp evlerimize ayrıldık. Evim yakın olduğu için genellikle yürümeyi tercih ediyordum. Bugünde yürüyecektim. Sızlayan kolumu umursamadan kulaklığımı taktım, güzelbir rap açıp yoluma devam ettim.

***

Eve geleli birkaç saat olmuştu. Canım biraz hava almak istiyordu ama aşağıya inmeye üşeniyordum. Bende mükemmel zekamı kullanıp balkona çıkmaya karar verdim.
Esen rüzgar kahve uzun saçlarımı savururken, gözlerimi kapattım.

Gözlerimi açtığımda, aşağıdan bana bakan bir genç çocuk gördüm. Sorun yüzünün çok tanıdık olmasıydı. Sanki bir yerde gördüm ama nerde...nerde?


Bölüm sonu

Peki Bu çocuk kim?

bu çocuk gelecekte nası bir rol oynayacak?

Hepsi ileriki bölümlerde..

Hoşça kalın ;)

KALBİMDEKİ YANKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin