~vera~
Rüyamın en güzel yerinde lanet olası alarm sesiyle uyandım. Saatte baktığımda okula gitmek için daha zamanım olduğunu gördüm. Telefonda biraz uğraştıktan sonra yataktan kalktım. Yüzümü yıkamak için banyoya doğru yol aldım. Aynaya baktığımda dünden kalan makyajımı gördüm. Rimelim gözaltlarıma bulaşmış, rujum dudağımın kenarına kadar ulaşmıştı. Hemen yüzümü yıkadım.
Banyoda işim bittikten sonra merdivenlerden aşağıya inip mutfağa geçtim. Karnım aç olmadığı için kahveyi tercih ettim. Şekerli filtre kahvemi hazırladıktan sonra cam kenarına geçtim. Hayal kurup kahvemi yudumlarken, bir çığlık sesiyle kendime geldim. Ses çok yakından geldiği için bakmaya karar verdim. Üzerime siyah hırkamı ve ayağıma terliklerimi geçirdim. Kapıyı aralık bırakıp bahçeye çıktım. Sokağın ortasında bir kadın dizlerinin üzerine çokmüş, yüzünü kapatmış ağlıyordu. Kafamı kaldırdığımda bir adamın diğer adama silah tuttuğunu gördüm. Kadının yanına gitmek için önlerinden geçerken bir silah sesiyle kolumda keskin bir acı hissettim. Koluma baktığımda hırkamın ve tişörtümün yırtılıp derin bir yara açıldığını gördüm. Başım dönmeye gözlerim kararmaya başladı. Birden kendimi yerde buldum.~Yankı~
Yaptığı lanet olası şeylerden dolayı yakup'u öldürmeye karar verdim.Geceden beri yaptığım planla çıktım.Motoruma bindim.Tam gaza basacakken Yakup'u gördüm.Bu fırsatı değerlendirneliydim.Motordan indim ve bağırdım.
"Yakup!"
Yanında eşide vardı.silahı doğrulttuğumda eşi çığlık attı."bana bunu yapmayacaktın" dedim.Yakup özür dilemeye başladı.O sırada karısı yere çöküp ağlamaya başladı.Bi an kendimi kötü hissettim ama öfkem vicdanımdan ağır bastı.Ve tetiği çektim.Tetiğe basmamla önüme geçen kızı görmem bir oldu. O anda donup kaldım, kız koluna bakıp yere yığıldı. Silahı belime yerleştirip usulca kızın yanına gittim. O sırada yakup ve eşi kaçıp gitti ama umursamadım. Nasıl olsa yine karşılaşacaktık. Kurşun genç kızın kolunu sıyırmıştı. Onu hastaneye götüremeyeceğim için kucağıma alıp eve götürmeye karar verdim. Yarasını temizleyip pansuman yaptım. Mutfağa su almaya gittiğim sırada kendine gelmiş olacak ki bağırmaya başladı. İçeriden imdat çığlıkları geliyordu.~Vera~
Kendime geldiğimde farklı bir evde olduğumu fark ettim. Bir çığlık kopardım ve imdat diye bağırmaya başladım. O sırada içeriden uzun boylu esmer bir adam girdi. Onu farketmem ile elime ilk geçen şeyi fırlattım, sonrada cırladım "sen kimsin? Nerdeyim ben?" Cırlamamla yüzünü buruşturdu. Rahat tavırları sinirlerimi bozarken yanıma yaklaştı. Yanımda duran yastığı tam fırlatıcakken kolumdaki acıyla aniden bıraktım. Koluma ne olmuştu? Koluma baktığımda bir sargı onun üzerindede hafif bir kan lekesi. En son evden çıktıp caddenın karşısına koştuğumu hatırlıyorum, sonrası yok. Ne olmuştu bana? Karşımdaki adama bakıp "koluma ne oldu" dedim. Gözlerini kaçırıp "kurşun kolunu sıyırdı." Dedi. "Vuruldum mu yani?!" Rahat bir şekilde "sayılır" dedi. Ahh bu adam beni çıldırtıcakmı? Bu ne rahatlık. Daha adını bile bilmediğim bir adamın evinde aynı zamanda yatağında onunla tartışıyordum. "nerdeyim ben"
"Benim evimde"
Sinirle ayağa kaktığımda başımın dönmesiyle düşecek gibi olduğumda belimdeki elle yere yapışmaktan kurtuldum. Gözlerimi açtığımda burnumun dibindeydi bu yakınlık kalbimi hızlandırırken beynim bunun yanlış olduğunu haykırıyordu. Hızla kendimi toparladım elini uzatıp gülümsedi "Yankı" o gamzemiydi yoksa belediye çukurumu? İçine düşmek üzere olduğum gamzesinden gözlerimi çekip "Vera" dedim.Bölüm sonu
Merhabalar...
yeni bir kitaba başlamanın coskusu var içimizde.. umarım başarılı olur.***
Bu kitap Rana Betül Bayram ve Ayşe Berra Kayran tarafindan yazılmıştır.