1.5

73 4 0
                                    

Bu kız kimdiki , ama beni önemsiyordu galiba . Birkez bile başımdan ayrılmadı.
İşlemleri halletmiş, kolumda aselle taksi bekliyorduk.
Taksinin gelmesiyle önce ben sonrada asel bindi. Yolda giderken olanları hatirlamak için kafa yoruyodum ama yoktu aklıma hiçbir şey gelmiyordu.
Taksinin durduğunda aselle beraber ücreti ödeyip indik. Asel kolumdan tutup yardimci oluyordu.
Çünkü başım dönmeye devam ediyordu. Asansörün başına gelince düğmeye basıp beklemeye başladık.

O sirada aklıma gelen şeyle asel döndüm. " asel beni abin kurtardı dimi" diye meraklı bakışlarımı asele yöneltirken asel evet anlaminda başını aşağı yukarı salladı.
" peki ona birşey oldumu"

asel sorumla afallayıp gozlerini kaçırmaya başladı.
"Asel birşey olmadı dimi" , cevap verirmisin"
Endiseyle asele bakarken aklımdan binbir türlü şey geçiyordu.
" kitaplık sırtina düşmüştü, "
Aselin bana soylediği şeyle suratım buz kesildi.
" ama merak etme, hastaneye götürdük, sadece dinlenmesi gerekiyor ve ilaçlarını kullanması tabi".

Asel devam ettirince birazda olsa rahatlamıştim. Ama bu onun benim yüzümden kaza geçirdiği gerceğini değiştirmezdi. Asonsorün gelmesiyle asansörr binip en son kata bastık.
Endişemin biraz olsun gitmesi için ayağımı yere ritimle vurmaya başladım. Asansörün kapısı açılır açılmaz çıktım. Bir an önce beni kurtaran kişiyi görmeliydim. Umarımki benim yüzünden fazla zarar görmemiştir.

Asele eve gidip duş alacağımı söyleyip kendi evime girdim. İceri girer girmez çantamı astım. Banyoya girip yikandım. Siyah bornozumu giyip odama yöneldim. Gri eşofmanımı ve siyah tişörtümü çıkarıp giydim. Başımda hala ağrı vardı ama idare edilirdi. Mutfağa gidip dolaptan ağrı kesici çıkardım. Bardağa su doldururdaktan habı agzıma attıp, suyu kafama diktim.
Haplardan cidden nefret ediyordum özellikle bana hatirlatığı anilardan dolayi zorlanmadıkça içmiyordum.

Ama sorun şuki baş ağrısını cekemiyorum. Habin igrenc tadı agzıma yayılinca suratımı ekşittim. Bir bardak su daha içtikten sonra banyoya gittim. Saçımı kurutup taradım.
Saçlarımı rastgele toplayıp odaya gectim. gelen bildirim sesiyle çantama doğru ilerledim. Telefonumu alıp mesaj kutusuna girdim.
Selma abla mesaj atmıştı.
Offf ya yarın restoranta gitmem gerekiyordu. Patron davet vermiş.

Çalışmaktan sıkıldım, keşke benimde bir ailem olsaydı.
Aslında ailem vardı ama beni umursamıyolardı. Annem bizi terk etmişti. Babamda başka kadinla evlenmiş benim kendi başıma yaşamam gerektiğini söylemisti. Karısı istemiyordu beni. Bende kabul edip ayrılmıştım, babam ben gitmeden önce bana sarılmış, ve para vermişti. Bende kabul etmistim çünkü kız başıma başka şehirde ne yapabilirdimki .

Neyse ya olan olmuş hem iyi oldu.
Kendimi kandırıyorumdum babamın yanımda olmasını çok isterdim.
Gözümden akan yaşı silip ayaklandim. Gitmem gereken bir yer vardı.
Dolaptaki böreği tabağa koyup odama gittim. Aynada kendime baktım bu sekilde gidemezdim , dolabima yöneldim. Pantolon giymeyi hiç sevmezdim, cok sıkıyolar ya insanlar nasıl giyiyolar anlamıyorum. Ben ya elbise yada etek giyerdim. Ve çoğu zaman dizimi gecerdi.sadece gri etegım dizimin birazcık üstündeydi.

Dolaptan beyaz renkteki elbisemi çıkarıp üzerime geçirdim. Üzerindeki pembe ve mor bahar çıçekleri desenleri insana huzur veriyordu. En azindan bana.

Tezgaha biraktığım böreği alıp evden çıktım. Karşı komşumuz olan asellerin kapısını tıklattım.kapıyı güzel ve alımlı bir kadın açtı. Galiba asel' in annesiydi.
Guzel ve bir o kadarda naif sesiyle
" hoşgeldin kızım " dedi.
Yüzüme içten bir gülümseme yerleştirip " hoşbuldum efendim" dedim.

Elleriyle içeriyi gösterip girmemi söyledi.

ANONİM VE OĞUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin