6. BÖLÜM- ''TEHALÜK''*
Ayın ışığı ürkütücü ormanı haddinden fazla aydınlatıyor, ve gökyüzünde bakmaya cüret edemediğim o sembol hafızama iyice kazınıyordu.
Ayaklarımı iyice kendime çekip belimi pas tutmuş duvara yasladım.
Kücük bir mağara, ve içeriyi aydınlatan ay ışığı...
Gece yarısıydı, koca ormanda kafamı soktuğum tek yer bu mağaraydı. Kendimi inandırmak istemediğim bir hadisenin içindeydim. Rüya olduğunu bunların gerçek olmadığını kendime içten içe her seferinde fısıldıyordum.
Ama tenime çarpan sert rüzgarla irkiliyor ve bunun bir rüya olmadığı kanaatine varıyordum. Herşeyin gerçek oluşu sertçe suratıma çarpıyordu.
Kolumu sertçe cimciklediğim de kolum acıyordu. Rüzgarın esintisinde saçlarım uçuşuyor, Küçük taşları ellerimin arasında hoplattığımda irkiliyor ve bu yaşadıklarımın gerçek olma ihtimali ile karşı karşıya kalıyordum.
Ve, bu ihtimal kalbimin sıkışmasına neden oluyor beni uzuvlarıma kadar sarsıyordu!
''Bunlar bir şaka mı?''
Sorduğum sorusuyu umursamadan yemek yemesine devam etti. Karnımın guruldamasıyla çok acıktığımı farkedip yediği şeyi incelemeye başladım.
Koca bir yaprağın üzerindeki küçük siyah şeyleri iştahlı bir şekilde yiyordu.
''O ne?''
İstifini bozmadan sorularımı yanıtsız bıraktı. İştahla devam etti yemeye.
Tıpkı bir hayvan gibiydi!
Konuşması ses tonu çok farklıydı.
Bu mağarada tek başında kalsaydım daha az korkardım herhalde!
''Sana diyorum?'' Beni duymuyor gibiydi. Yediği şeye fazlasıyla odaklanmıştı. Yerimden kalkıp yanına doğru ilerledim. Etrafı aydınlatan ayın ışığıyla mağaranın duvarlarındaki örümcek ağları görünüyordu. Etrafı tedirgince süzdüğümde görüş alanıma giren büyük taşlara kısık gözlerle baktım.
Büyük taşlar bir tabak gibi derin ve düzdü. İçinde kurumuş böcek çeşitleri ölü kertenkele ve ölü koca yılanlar vardı.
Yüzümü buruşturup kusma isteğimi bastırdım. İştahla yediği iğrenç şeyler buydu demek ki!
Hayır bu adam insan olamazdı! Tıpkı bir hayvan gibiydi. Gece gece onunla bu mağara da olmam aklımı kaçırdığım anlamına gelirdi!
''Sen iğrençsin,''dedim tiksinircesine ona bakarak. Gözlerini iğrenç şeyden çekip bana dikti.
''O ne?''
Sorduğu soruyla ondan uzaklaşıp bir köşeye sindim. İğrençin ne olduğunu mu soruyordu?
Tanrım sen aklıma mukayet ol...Bir an önce birilerin çıkıp, bunlar bir eşek şakası haydi kameraya el salla demesini beklediğimi söylemişmiydim? Evet tam da öyle, hala bunun için tehalük ediyordum!
''Senden başka kimse yaşıyor mu burada?''
Sorularımı yanıtsız bırakıp tabak niyetine kullandığı yaprağı buruşturup attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(ASKIYA ALINDI)
Fantasy''O gün her şey çok farklıydı. Kendi kendine hareket eden arabalar... Ve tüm insanların aniden ortadan kaybolması. Yalnızdım... Koca dünya da sadece ben kalmıştım! Çünkü Burası, Düşler Ülkesi... Çünkü Burası, uyanamayanların Tek adresi! Her şey bi...