Emir'in anlatımıyla
Daha önce hiç okula girerken böylesine zorlandığımı hatırlamıyorum. Gece zaten hiç uyku tutmamıştı. Ben nasıl böyle bir durumun içine düştüm aklım almıyor. Derin bir iç çekip okula girdim. Sırama oturup beklemeye başladım. Aradan 5 dakika geçmişti ki Pelin gelip yanıma oturdu.
"Günaydıın" bunu o kadar cilveli bir ses tonuyla söylemişti ki neredeyse kusacaktım.
"Günaydın" ruhsuz bir biçimde dudaklarımdan bu kelime döküldü.
Pelin bana yaklaşarak şunları söyledi
"Sen istesen de istemesen de benim sevgilimsin. Biraz mutlu görün yoksa olacakları söylememe gerek var mı?"Kafamı olumsuz anlamında salladım. Gülümseyerek"Ee nasılsın aşkım(!)?"dedim
Aşkım dememle yüzünde halinden memnun bir ifade belirdi. "İyim birtanem. Sen?"
"Harikayım (!)."
Biz böyle konuşurken içeri hoca girmişti. İlk defa hocanın gelmesine sevindiğimi hatırlıyorum. 40 dakikalığına da olsa beni Pelin'den kurtarmıştı sonuçta.
Saat sanki bana nispet yapıyor gibi çok hizlı hareket ediyordu, Pelin ile beni birkeştirmeye çalışıyormuşçasına..
Zilin çalmasıyla birlikte yanımda biten Pelin'e gülümseyerek baktım. Bu gülümseme tabii ki zoraki bir gülümsemeydi ama dışarıdan fatkedilmemesini umuyordum. El ele dışarı çıktık. Merdivenden indiğimizde bankta oturan Okyanus'a kaydı gözüm. Ellerimize bakıyordu. Şaşkınca bakın gözlerinden bir hüznün geçtiğini görür gibi oldum. Belki de ben öyle olmasını diledim. Bir anda kalkarak hızla okula doğru ilerledi. Bu hareketine bir anlam veremezken fazla düşünmemeye çalıştım. Sahte bir şekilde etrafa gülücükler saçarken aklımda sadece o vardı. Okyanus...
ipekgunes275 e ithafen